BibTex RIS Kaynak Göster

THE TRANSFORMATION OF RADIO TO MUSIC BOX: RADIO PROGRAM TYPES AND THEIR LISTENING RATIOS

Yıl 2013, Cilt: 8 Sayı: 4, 372 - 400, 01.05.2013

Öz

This study expressed the radio program listening habits of radio consumers. In the first part of the study there has been a literature search about the concept of radio programing, their history, and creation and about their development. After the conceptual research done about the radio programs, there has been given a research about the types of programs in Turkish radio medium and how they were on air through history with references to previous researches. In the second part of the study there has been done a research about the music function of radio and there has been conducted a survey questioning the music function in radio medium. In the survey there have been an evaluation about how the music programs take more demand than the thematic and other programs in radio, and a reference to change of radio toa music box which gives more music than other type of programs.

Kaynakça

  • alarak bir müzik kutusuna dönüştürmekte ve radyo mecrasını pasifleştirmektedir. Pasifleşen radyo mecrası dinleyiciyi adeta şırınga ile adapte edilen “müzik kutusu” olgusuna alıştırmaktadır. Bu misyona alıştırılan radyo dinleyicisi de her geçen gün radyo mecrasını bir “müzik kutusu” olarak algılamaktadır. ÇALIŞMANIN ÖNEMİ (RESEARCH SIGNIFICANCE) Bu araştırma radyo mecrasında program yapımcılığının çeşitliliğinin azalması ve söze dayalı program kavramının yok olmaya doğru gittiği konusu ile ilgili veriler sunacaktır. Söze ve müziğe dayalı radyo programlarının geçirdiği evrim ve yeni nesillerde müzik içerikli programların daha çok tercih edildiği konusu ile ilgili verileri ve ‘radyo bir müzik kutusu mu oldu?’ konusu ile ilgili geliştirilen hipotezlere dayalı araştırmanın sonuçlarını sunacaktır. Çalışmada son otuz yılda müzik işlevi ön plana gelen radyo mecrasının bir müzik kutusuna olan dönüşümü ile ilgili veriler sunulacak ve radyo mecrasında müzik işlevinin diğer işlevlerin önünde olduğunu açıklayan bilgiler verilecektir. RADYO YAYINCILIĞI (RADIO BROADCASTING) Radyo en genel deyimiyle kitle iletişim araçlarından biridir. Radyo, hemen hemen bütün sanat dallarının ve haberleşme yollarının birleşimidir (gazetecilik, spor, tarih, müzik, ekonomi, tiyatro..) (Öngören, 1972:92). Radyonun kelime anlamı ışımadır. Işıma ise bir olayın elektromanyetik dalgalar aracılığı ile aktarılmasıdır. Radyonun
  • İngilizcesi Radio, Almancası Rundfunk’tur (Erdamar, 1992:15). Dünyada ilk radyo yayınlarının başlaması ile ilgili tarihler farklıdır. İlk düzenli haber, müzik ve diğer tür yayınların verilmesi ile ilgili tarih, batı kaynaklarında, 2 Kasım 1920 olarak geçer.
  • ABD’de Pittsburg’da KDKA adlı radyo kanalı ilk düzenli radyo yayınlarını başlatan kanal olarak radyoculuk tarihine geçmiştir. Radyo yayınları Avrupa’da 1922 yılında İngiltere’de başlamıştır. Bir devlet yayın örgütü olarak BBC (British Broadcasting Corporation) kurulmuş ve ilk düzenli radyo yayınları başlamıştır (Aziz, 2012:8). Televizyonun aksine, Türkiye’de radyo yayınlarının başlaması, dünya ülkelerinin gerisinde kalmamıştır. Türkiye’de ilk radyo istasyonlarının kurulması kararını alan Hükümet bunun işletilmesi ve yayın hakkını 8 Eylül 1926’da “Telsiz Telefon Türk Anonim Şirketi”
  • (TAŞ) adı altında, Fransızlarla ortak olarak kurulan özel bir şirkete on yıl süre ile vermiştir. Bu şirket ilk yayınlarını 1927 yılında
  • Ankara ve İstanbul’da 5’er kilovat gücünde kurmuş oldukları istasyonlardan yapmaya başlamıştır (Çakır, 2005:27). Türk Telsiz
  • Telefon Şirketi, 1927’de Ankara’da 1554 m. den İstanbul’da 1200 m. den yayın yapan 5’er kilovatlık vericileriyle Türkiye’deki radyo yayıncılığına başlamışlardır. Radyoların işletilmesi 1937 yılında
  • PTT’ye, 22 Mayıs 1940 tarihinde ise Matbuat Umum Müdürlüğüne devredilmiştir. 26 Temmuz 1943 tarihli ve 4475 sayılı kanunla Matbuat
  • Umum Müdürlüğü Basın – Yayın ve Turizm Genel müdürlüğü adıyla yeniden örgütlenmiş ve genel müdürlük bünyesi içinde Radyo Dairesi ile Radyo Fen Heyetine yer verilmiştir. 19 Kasım 1949 tarihinde 150 kilovatlık vericisiyle İstanbul Radyosu, 1950’de ise 100 kilovatlık vericisiyle
  • Ankara istasyonu ile hizmete geçmiştir. 31 Mayıs 1961 tarihinde 7 ilde radyo istasyonu kurulması kararlaştırılmıştır. Bu iller: İstanbul –
  • İzmir – Ankara – Adana – Antalya – Gaziantep – Kars ve Van olmuştur (Özakman, 1969:9-10). Radyonun bir kitle iletişim aracı olduğunu kanıtlaması Batı’da 1930’lardan, Türkiye’de ise 1940’lardan itibaren gerçekleşmiştir.
  • Radyo kendisini kitlelere, milyonlarca, giderek milyarlarca kişiye mal edecek ilk patlamasını 1. Dünya Savaşı ertesinde gerçekleştirmiş, bu patlama daha çok radyonun savaş yıllarında önemli bir propaganda aracı olarak kullanılmasına bağlı olarak gerçekleşmiştir. Radyonun ticari potansiyelini ilk keşfeden ise Amerikalılar olmuştur. ABD’de radyo üretimi bir sanayi dalı olmuş ve radyo yayınlarının reklam iletmek için kullanılabileceğinin farkına erkenden varılmıştır. 1930’lara gelindiğinde radyo sadece Amerika’da değil Avrupa’da da tam bir kitle iletişim aracı olma özelliğini kazanmıştır (Pekman, 2000:13). 1953 yılında radyo mecrası televizyon mecrasından daha popüler bir mecraydı. Arthur Politz’in ABD’de gerçekleştirdiği bir araştırmada
  • ABD’de 43 milyon hanede en az bir adet radyo alıcısı olduğu ortaya çıkmıştır. Bu, ABD’de yaşayan ailelerin %96’sına karşılık gelmiştir. Aynı dönem 19 milyon hanede TV alıcısı olduğu tespit edilmiştir. Araştırmada 13 milyon kişide mobil radyo alıcısı olduğu açıklanmıştır. 26,5 milyon arabada radyo alıcısının olması ise araştırmanın bir diğer önemli bulgusu olmuştur (Torres, 2001:17). Radyo teknolojilerinde yaşanan gelişmeler radyo mecrasının da gelişmesine neden olmuş ve radyo mecrası televizyon mecrasının popüler olmaya başladığı 1950’li yıllara kadar toplumun tek elektronik haber, eğlence, eğitim ve kültür kaynağı olarak altın dönemini yaşamıştır. 1930’lu, 1940’lı ve televizyon yayınlarının geç başladığı bazı ülkeler için 1950’li yıllar radyonun altın çağı olarak tarihe geçmiştir (Aziz, 2012:10). Radyo yayınları Türkiye’de 1 Mayıs 1964 tarihinde kurulan TRT’ye devredilmiş ve kamuya bağlı radyo yayıncılığı bu tarihten günümüze kadar TRT tarafından yapılmıştır. Türkiye’de radyo yayıncılığı 1990’lı yıllara TRT tekelinde gerçekleştirilmiştir. 1990’lı yıllarda yayın hayatına başlayan özel sermayeli radyo kanalları Türk radyo yayıncılığında TRT tekelini kırarak radyo yayıncılığına çeşitlilik getirmiştir. Günümüzde radyo yayıncılığı bir kamu yayıncısı olan TRT tarafından işletilen kamu radyoları ile özel sermaye sahiplerinin işlettiği özel radyolar tarafından gerçekleştirilmektedir. RADYO PROGRAMCILIĞI (RADIO PROGRAMING) Radyo yayınlarında içerik işitseldir. İşitselliğe dayalı bir içerik söz ve müzikle gerçekleştirilebilir. Bu içerik radyonun en popüler olduğu 1930’lu yıllardan günümüze kadar farklı evrimler geçirmiştir. Radyonun ilk günlerinden bu yana, değişen koşullara paralel olarak pek çok kitle iletişim aracı ve bunlarda yer alan programlarda olduğu gibi radyo program yapımı ve formatlarında da değişimler yaşanmıştır (Kuruoğlu, 2002:87).
  • Radyo programcılığının gelişmesinde etkin olan en önemli faktör radyonun farklı tarihsel dönemlerdeki işlevi olmuştur. Çakır (2005:83) radyo mecrasının işlevini haber verme, eğlendirme, eğitme, ürün ve hizmetleri tanıtma ve kamuoyu oluşturma olarak açıklamıştır.
  • Bu işlevler radyo programcılığının değişen ihtiyaçlara göre şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Öyle ki bazı dönemlerde radyo programlarında haber verme işlevi ön plana gelirken bazı dönemlerde eğlendirme işlevi ön plana gelmiştir. İkinci dünya savaşı sırasında radyo mecrasında söze dayalı haber programlarının yayını artmış ve mecranın haber verme işlevi ön plana gelmiştir. 1955 yılında stereo teknolojisinin ortaya çıkması ve radyoların stereo yayına başlaması ile radyolarda müzik ön plana gelmiştir. Radyo programcılığı
  • özellikle televizyon mecrasının yaygınlaşması ile daha çok eğlendirme ve ürün ve hizmetleri tanıtma işlevine hizmet etmeye başlamıştır. Radyo programcılığı özellikle 2. Dünya Savaşından sonra çeşitlenmiştir. Günümüzde özellikle ülkemizdeki radyo yayıncılığına ve yayınlanan program türlerine genel olarak bakıldığında, birkaç istasyonun dışında programlar arasında çok büyük farklar görülmese de evrensel olarak radyo program türlerini sınıflandırmanın ve belli başlıkları altında incelemenin mümkün olduğu görülmektedir (Kuruoğlu, 2002:87). Radyo programları yayın türlerine göre iki grupta sınıflandırılmaktadır (Erdamar, 1992:27): Söz programları ve müzik programları, Şekil 1. Şekil 1. Radyo Program Türleri (Figure 1. Radio Program Types) Söz Programları (Talk Programs) Söz yayınları topluma söz yolu ile ulaşan yayınlardır. Burada ağırlık genelde sözde olduğu için yayının genel niteliği söz yayınıdır. Söz programları kendi içinde alt gruplara ayrılabilir.
  • Haber, haber programları, eğitim ve kültür programları, tanıtım ve propaganda ve eğlence türü yayınlar bu gruba girebilir ( Aziz, 2012:84).
  • Haberler ve Haber Programları (News and News Programs) En kısa tanımında haber; ‘yeni, ilginç ve doğru’ olandır. Yeni, dinleyicinin daha önce duymadığı olay veya bilinen bir hikâyenin güncelleştirilmiş halidir. İlginç, kişi ile ilgili olan veya onu bazı yönlerden etkileyendir. Gerçek, hikâye söylendiği gibi gerçeklere dayanan doğrulardır. Bu tanım, güvenilir haber hizmetinin üç can alıcı noktasını hatırlatması ve bunları ortaya çıkarması bakımından kullanışlı bir tanımdır (Kuruoğlu, 2002:87-88). ABD’nin ve dünyanın ilk düzenli yayın yapan radyosu KDKA, başkanlık seçimleri sonucunda dinleyiciler sıkılana kadar Frank
  • Conrad’ın gazete okumasıyla ilk haber programlarını sunmuştur. Radyo yayıncılığının ilk dönemlerinde radyo haberleri gazetelerde yer alan haberlerin okunmasından oluşmuştur. Radyo mecrasında 1930 yılında
  • Lowell Thomas ile farklı bir haber yayıncılığı başlamıştır. 1930 yılında, hem NBC hem de CBS, Lowell Thomas’ın sunduğu haberleri yayınlamıştır. Anlaşma, CBS’nin yayını ülkenin batısına NBC’nin ise doğusuna sunmayı hedeflemiştir. Bu radyo tarihindeki ilk ortak haber yayını olmuştur. Radyo istasyonları haber verirken gazeteleri çok yoğun olarak kullanmıştır. Bu durum gazete işletmelerini rahatsız etmiş ve basın işletmeleri radyo mecrası ile savaşa girmiştir. Gazete sahipleri ile radyo sahipleri arasında yapılan anlaşma sonucunda radyo istasyonlarının gazetelerde yer alan belirli haberleri kullanmasına izin verilmiştir. Radyo mecrasının sahip olduğu yerel bakış açısı ekleme veya canlı yayında direkt olarak okuma avantajları mecrayı yazılı basın karşısında daha dinamik kılmıştır. Bu dönem radyo sunucuları dinleyicilerine haberi ilk kez sunmak adına haberleri ilk defa canlı yayında okuyarak zaman yarışına girmişlerdir. Radyo istasyonlarının yazılı basına yönelik bu avantajı gazete patronlarını radyo kanallarını satın almaya teşvik etmiştir (Moore, 2003:1240). 1938 yılında A.A. Schechter NBC haber operasyonlarının başına geçmiştir. Schechter uzun-mesafe telefon raporları kullanımı ve insanlığı ilgilendiren haberleri yayınlayarak tarihe geçmiştir.
  • CBS’de, Paul White, Avrupa’dan kısa-dalga boylu radyo ile yerinde muhabir anlayışını geliştirmiştir. Mathew Brady, magazin dergilerine ve sivil cepheye savaş fotoğraflarını getirirken, Edward R. Murrow ve muhabirleri İkinci Dünya Savaşını radyo vasıtasıyla Amerikalıların oturma odasına getirmiştir. Radyoda “This… Is London” programını sunarken Alman bombaları etrafına düşerken haber bültenlerini aktarmıştır. Birçok Amerikalı evlerinde o haber programını dinlemiş ve daha önce hiç maruz kalmadıkları bir şeyi yaşamışlardır (Moore, 2003:1515). 1951 yılında Murrow radyo mecrasında o güne kadar yapılmayan bir ilki gerçekleştirmiş ve radyo dinleyicisi ile radyo haber programları arasında bir interaktiflik sağlamıştır. Murrow, ünlülerden, siyasetçilerden ve sokaktaki sıradan insanlara kadar herkesten kısa makaleler yazıp “This I Believe” olarak adlandırılan programa göndermelerini istemiştir. Ulusal Halk Radyosu (NPR) bu programı 2005’te tekrar hayata geçirmiştir (Gans, 2005:49). 2 Radyo Oyunu (Radio Theater) Radyo oyunu için ‘Radyo Oyunu, radyo tiyatrosu, mikrofonda tiyatro, radyofonik piyes, radyofonik oyun’ adlandırılmaları yapılmaktadır. Türe özgün kesin bir adlandırma yapılamamıştır. TRT’de radyo oyunu tanıtımları ‘radyo tiyatrosu’ ya da ‘arkası yarın’ olarak yapılmaktadır (Arislan, 2010:1). Eraslan (1979:7) TRT için hazırladığı
  • ‘Radyo Oyunları Üzerine Bir Araştırma’ adlı kitabında radyo oyunlarının ‘radyo tiyatrosu’ olarak nitelendirilmesini doğru bulmadığını belirtmiştir. Eraslan’a göre tiyatro seyircisi ile buluşabildiği için radyo oyunundan ayrılmıştır. Radyo Oyunlarını içeriklerine göre kendi içinde dört alt grubta sınıflandırabiliriz. Bunlar: Çocuk, drama, macera ve komedi türü oyunlardır. Çocuk Tiyatrosu (Child Theater) Radyo istasyonlarına reklam verenler daha genç kitlelere ulaşmak isteyince çocuklara yönelik programlar üretilmeye başlanmıştır. Sponsorlar Red Ryder veya Sky King – ve ona eşlik eden yeğeni Penny – veya Little Orphan Annie (güçlü bir kadın önderliği içeren birkaç programdan biri) gibi programlar yayınlanmaya başlamıştır. İlk çocuk yayınları ortalama on beş dakika uzunluğundaydı ve programın yalnızca bir sponsoru olmuştur. Sponsor tüm metinlerin ve programın içine reklam yerleştirme iznine sahip olmuştur. Birçok program, genç dinleyicilerine sponsor ürünün çıkartmalarını veya kutularının kapaklarını getirmesi karşılığında hediyeler sunmuşlardır. Little Orphan Annie ve sonrasında Captain Midnight’ın ise şifreleri olmuştur. Program sırasında veya sonrasında bir anda çocuğun zil sesiyle birlikte çözeceği bir kod verilerek çocuklar ile radyo programı arasında bir interaktiflik sağlanmıştır (Gould,1958:58-60).
  • Çocuk programlarının birçoğu fan kulübü üyeliği sunmuşlardır (http:www.radioattic.com Erişim Tarihi: 21.10.2012) İlk defa 1959 yılının Nisan ayında Orhan Boran’ın İstanbul
  • Radyosunda seslendirdiği “Yuki” adlı çocuk programı, Türkiye’nin en popüler çocuk programlarından biri olmuştur (http://tr.wikipedia. org/wiki/Orhan_Boran Erişim Tarihi: 03.06.2013). Drama (Soup Opera) Drama radyo dinleyicilerinin sayısının artmasında önemli bir rol
  • üstlenmiştir. Radyo draması birçok alt türden meydana gelmektedir. Bir tür drama tipi olan, 1920’lerin sonunda ve 1930’ların başında başlayan pembe dizilerin (soup opera) hedef kitlesi ev hanımları olmuştur. Bu tür tam da Amerikalıların hazır sabun, elektrikli çamaşır makinesi ve bunun gibi modern kolaylıkların avantajlarını kullanmaya başladığı zamanlarda gelişmiştir. Radyo bu tür şirketlerin bu ürünleri satmak için hedef kitleye ulaşmasında önemli bir rol oynamıştır. Pembe Dizi ismi (Soap Opera) bir çok diziye sponsor olan deterjan şirketlerine referans olmuştur. 1940 yılında ticari radyo programlarının yüzde 90‘ı pembe dizilerden oluşmuştur (Allen, 2004:2116). ABD’de üretilen Pembe diziler genellikle şu standart formatta kurgulanmıştır (http://www.museum.tv , Erişim Tarihi: 03.04.2013) : Pembe dizi formatının tanımlayıcı kelimesi diziselliğindedir. Birkaç şahıs ve hikâyedeki bağlantılı bölümler üzerinden, dizi halindeki bir hikâye anlatılır. Bölümlerin arasında herhangi bir bağlantı olmayan ve her bölümün kendine özgü bir hikâyeyi anlattığı aralıklı (epizodik) programların aksine, izleyenin (veya bizim durumumuzda dinleyicinin) verilen bölümden alacağı zevk ve bölümü anlama miktarı, daha önceki bölümlerde ne olduğunu bilmesine bağlıdır. Macera (Adventures) Bu programların birçoğu, kötülüğe karşı savaşan bir ana karakteri en az 15 dakika süreyle anlatmaya çalışmıştır.
  • Bu programların bazıları kovboylarla ilgiliyken, bazıları uzayla bazıları ise özel dedektifleri konu başlıklarına taşımıştır. Dashiel Hammet tarafından yaratılan Sam Spade ve Raymond Chandler’e ait Phillip Marlowe karakteri yıllarca özel dedektif karakterlerinin prototipini oluşturmuştur (Crook, 2003:493).
  • Radyonun altın çağını yaşadığı dönemde macera programları ile çocuk programları format olarak birbirine benzeyen içerikte üretilmişlerdir (Ellis, 2004, http:www.usinfo.state.gov Erişim Tarihi: 002012). Bugün ailelerde her odada bir televizyon varken, radyo mecrası ve radyo oyunlarının altın çağını yaşadığı dönemlerde radyo alıcısı satın alabilen ailelerin yalnızca bir radyosu olmuştur. Oturma odası veya çalışma odasına yerleştirilmiş radyonun etrafında oturmak ve bir programı dinlemek ailece yapılan bir etkinlik olmuştur.
  • Diğer pek çok radyo program formatları gibi drama programları da televizyonun piyasaya girmesiyle yayından kaldırılmıştır. Bazı programlar televizyona geçiş yaparken, bazıları yok olmuştur. Radyo oyunları televizyon mecrasının popülerliğini arttırmasından sonra tarih olsa da, dönem dönem bazı girişimciler onları tekrar popüler hale getirmek için çalışmalarda bulunmuşlardır. Örnek olarak 1981 yılında, George Lucas, ABD’de yayın yapan PBS adlı medya grubuna Star Wars filminin grubun radyosu olan NPR’de yayınlanan
  • Playhouse programına uyarlanması için izin vermiştir. Bu girişim sonucunda on üç bölüm yayınlanan radyo oyunu, diğer programların neredeyse iki katı sayılabilecek ortalama 750.000 kişilik bir dinleyici kitlesine ulaşmıştır (Brason, 1988:11). Komedi(Comedy) Komedi türünün radyo geçmişinde birçok farklı macerası olmuştur.
  • İlk radyo komedisinin oyuncuları vodvil oyunlarından çıkmıştır. Bu oyunlara “George Burns and His Wife”, Gracie Allen, “Who’s on First?” , Beyzbol rutinleriyle ünlü Lou Abbott ve Bud Costello; ve Jack Benny, karısı Mary Livingston ve Anderson karakterini canlandıran AfroAmerikan aktör Eddie Anderson örnek gösterilebilir (Sterling, 1990:116). Eğitim ve Kültür Programları (Educational and Cultural Programs)
  • Eğitim işlevini gerçekleştirmek amacıyla radyo yayınlarında eğitim ve kültür amaçlı programlara da yer verilmiştir. Radyonun eğitim ve kültür işlevi ile ilgili olarak misyonu TRT tarafından şöyle açıklanmıştır (Aziz,2012:89). “ …Ülkemizdeki maddi ve manevi kültür unsurlarının birbirlerini tamamlamasına, Türk kültür varlığının korunmasına, geliştirilmesine ve yaygınlaştırılmasına, kültür değerlerimizin etkileri karşısında yozlaşmasından çağdaş ve evrensel nitelik kazanmasına, yurt içinde ve yurt dışında tanıtılmasına ve milli kültür birliğinin sağlanmasına yardımcı olmak…”
  • Türkiye radyolarında eğitim programları 1941 yılında başlamıştır.
  • Nüfusunun büyük bir bölümünün kırsal kesimde yaşayanlardan oluşan Türkiye’de ilk eğitim programının “Ziraat Takvimi Saati” olması şaşırtıcı olmamıştır. Programı Ali Rıza Uluçam hazırlayıp sunmuştur. Cemalettin Şenocak tarafından hazırlanan “Köyün Saati” programı 1950’lerin sonlarında yayınlanmaya başlamıştır. Tarım Bakanlığı ile ortak hazırlanan bu program daha çok hükümetin köylüye yaptıklarını aktarmakla sınırlı bir program olmuştur. TRT öncesinin yayınlanan eğitim amaçlı programlarından biri de Ankara Radyosu tarafından hazırlanan “Günaydın” adlı program olmuştur. 1959 yılında 20 dakika olarak başlayan program tarım bilgileri ve dinleyici isteklerine yer vermiştir. Daha sonra dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in isteği ile köylere seslenen bu programın süresi bir saate çıkartılmıştır (Alankuş, 2003:1989). 1963 yılının Ocak ayında, Milli Eğitim Bakanlığı ile Basın Yayın ve Turizm Bakanlığı arasında bir protokol imzalanmış ve her iki
  • Bakanlıktan üçer temsilcinin katıldığı “Radyo ile Eğitim Ortak Kurulu” kurulmuştur. Bu kurul yetişkinlerin eğitimi için ‘Ocakbaşı’ adlı programı başlatmış, dinleyicilere kısa yoldan ilkokul bilgilerini verebilmek amacıyla ‘Radyoda Okul’ adlı programı geliştirmiştir. Kurul ayrıca 1964 yılı yazında Ankara Radyosunda yayınlanan ‘Yaz Okulu’ adlı programı yayınlatmıştır (Oskay, 1971:59). Radyoda yayınlanan eğitim ve kültür programları özel radyoların yayın hayatına başladığı doksanlı yıllara kadar devam etmiştir. Bu süreçte özellikle 1970’li ve 1980’li yıllarda okuma yazma eğitimi ve yabancı dil eğitimine yönelik programlar hazırlanmıştır. 1980 yılından sonra Kenan Evren’in başlattığı okuma yazma seferberliğinde de radyo mecrası aktif olarak kullanılmıştır. Spor Programları (Sport Programs) Radyoda yayınlanan spor programları dört alt gruba ayrılmaktadır. Bunlar (Kuruoğlu, 2002:138): Temel stüdyo programları Bültenler Olayın canlı aktarımı veya spor karşılaşmalarının canlı yayını Bunların her birinin diğeri ile gerçekleştirildiği çeşitli kombinasyonlarla birlikte hazırlanan programlar. Radyoda yayınlanan spor programlarının geçmişi oldukça eskidir.
  • Tarihin ilk spor spikerleri yerel stüdyoda, spor karşılaşmasında an ve an yaşananları telgraf yoluyla almışlar ve radyo mikrofonlarından dinleyicileri ile paylaşmışlardır. Sunucu oyunda yaşananları sanki oradaymış gibi aktarmıştır. Bazen yayını daha gerçekçi hale getirmek amacıyla bir efektçi, topu yakalayan oyuncunun eldivenine çarpması veya beyzbol sopasıyla topa vuruş anını andıran sesler yaratmış, bazen de kalabalığın çıkardığı seslerin bulunduğu kayıtlar kullanılmıştır. Bazı radyo istasyonları ses mühendislerini olabildiğince fazla ses kaydı almaları için beyzbol sahalarına göndermişlerdir (http://www.baseball-almanac.com , Erişim Tarihi: 05.11.2012). Radyo mecrasında böylesine ilkel koşullarda başlayan spor programları ve canlı maç anlatımları daha sonra müsabakaların yayınlandığı statlardan yapılan telefon bağlantıları ile devam etmiş, teknolojide yaşanan gelişmeler ışığında stattan radyo istasyonunun stüdyosuna kurulan link bağlantıları ile en kaliteli hale gelmiştir. 5 Yarışma Programları (Competitions Programs) Radyoda yayınlanan yarışma programları eğlendirici bir şekilde
  • öğretmeyi hedefleyen bilgi-eğlence programı formatında kurgulanmış programlardır. Bazı programlar yarışmacıların genel kültürünü veya belirli bir alandaki bilgilerini (müzik ve spor gibi) ortaya koyan programlarken bazıları da uzmanların sorduğu sorulardan oluşan yarışmalar olmuşlardır. Bu türe giren ve dünyada popüler olan ilk programlardan bazıları: 1948’den 1949’a kadar yayınlanan “Morning Market Basket” ve radyoda en uzun süre yayınlanan “The Mary Lee Taylor Show” ve “Pickens
  • Party” olmuştur (http://www.radiohof.org , Erişim Tarihi: 03.06.2013) “Professor Quiz” radyolarda yayınlanan ilk bilgi yarışması olmuştur. Programın galası, 1936 yılında WJSV kanalında, Washington
  • D.C’de yapılmıştır. Yarışmacılar, soruları bildiklerinde on dolar kazanma şansına sahip olmuşlardır. Yarışmanın gösterdiği başarı üzerine CBS 1937 yılında “Professor Quiz” in formatını satın almıştır.
  • Tartışma ve Sohbet Programları (Discussion and Chat Programs) Tartışma programları tarafsız bir sunucusu ile birlikte karşıt görüşleri ifade eden iki ya da daha fazla konuşmacının yer aldığı radyo programlarıdır. Tartışma programı hazırlığında dikkat edilmesi gereken husus, program sunucusunun konuya hâkim olmasıdır (Çakar, 2005:88). Sohbet programlarında ise sunucu farklı sektörlerde dikkat çeken popüler kişileri programında ağırlar ve onlarla sohbet eder. Bu tür programlarda da sunucunun iyi hazırlanması gerekmektedir. Bir tartışma veya sohbet programına iyi hazırlanmayan sunucu programın akıcılığını olumsuz etkileyeceği gibi radyo dinleyicisinin o programa olan ilgisinin de yok olmasına neden olabilir. Her iki programda dikkat edilmesi gereken önemli konulardan biri de sunucunun tarafsız olmasıdır. Tartışma programında iki görüş savunurlarken bir görüşün lehinde olmak veya sohbet edilen iki konuktan birisine daha fazla sempati duymak o sunucunun tarafsızlığına gölge düşürür. Franklin D. Roosevelt radyo mecrasını kendi avantajına kullanan ilk politikacı olmuştur. Kendisi aynı zamanda 1939 yılında New York’ta
  • Dünya Fuarı’nı açtığında resmi olarak televizyona çıkan ilk başkandır. New York’un valisi olarak, radyonun çok sayıda insana ulaşmak için çok etkin bir yol olduğunu görmüş ve radyoyu aktif olarak kullanmıştır. ABD’de yaşanan bankacılık krizi, 2. Dünya Savaşı gibi dönemlerde Roosevelt Amerikan halkıyla konuşmak için radyoyu kullanmıştır. Radyoda basın bülteni okutmak yerine tartışma, sohbet programlarına katılmıştır. Bu programlar birer şömine başı sohbeti olarak tarihe geçmiştir (Sterling ve Kittross,1990:119).12 Mart 1933 gecesi “beyin takımı” diye adlandırılan yardımcılarıyla Beyaz Saray’daki Oval
  • Salon’da, üstü radyo mikrofonlarıyla donatılmış bir masaya oturmuş ve radyoyla ilgili ilk rekorlardan birini kırmıştır. Roosevelt’i o gece 60 milyon kişinin dinlediği tahmin edilmektedir (Güven, 2002:26). Komedi Talk Show Programları (Comedy Talk Show Programs) İlk radyo komedi Showları geleneksel tiyatronun etkisinde kalmıştır. Bu nedenledir ki müzik salonlarındaki izleyicilerin duyulabilir canlı tepkilerini radyo dinleyicisine sunmuştur, izleyicilerin canlı tepkileri radyo dinleyicisini de etkilemiştir. BBC 1930’dan sonra kendi stüdyolarını tiyatro salonuna çevirmiş ve radyo dinleyicisinin oyunu canlı seyreden izleyicilerin tepkilerini de dinlemesine olanak tanımıştır (Crisell,1986:157). Dünyada ulusal düzeyde yayınlanan ilk show programı Ruddy
  • Walle’nin sunduğu “Fleischmann Yeast” olmuştur. Yirmili yaşlarda yaptığı kamera önü farklı duruşuyla bilinen köşe yazarı Ed Sullivan’da kariyerine radyo mecrası ile başlamıştır. Beyaz perdeden ünlü isimler de radyo sitcomlarında görülmüştür. Beagle, Shyster; and Beagle gibi örnekler Marx kardeşlerin katıldığı radyo programlarının orijinal adı olarak tarihe geçmiştir ( Marx ve Barber,1961:154). Radyo da komedi ve Show programları hazırlayanların televizyon ve diğer mecralara geçişi
  • Türkiye’de de rastlanan bir olay olmuştur. Özel radyo yayıncılığının başladığı 90’lı yıllarda mikrofonun başına geçen ve show programları hazırlayan pek çok radyo programcısı radyo mecrasını şöhretin ilk basamağı olarak kullanmıştır. Power Fm’de program yapan Mustafa Sandal, İstanbul Fm’de program yapan Serdar Ortaç radyodan müzik dünyasına geçiş yaparken, Radyo Klas’ta show programı hazırlayan Beyaz ve showmenlik kariyerine Kent Fm’de başlayan Okan Bayülgen bu isimlere örnek olarak gösterilebilir. Radyoda Show programı, o programı hazırlayıp sunan kişinin bireysel yetenekleri ile donatılmış bir içeriğe sahiptir. Bu programlar için küçük radyo oyunu da denilebilir. Program bir sunucu ve onun yardımcıları tarafından hazırlanır ve sunulur. Dünyada daha büyük bir geçmişi olmasına rağmen ülkemizde özellikle özel radyo istasyonlarının yayına başladığı 1990’lardan sonra popüler olan show programları bir nevi tek kişilik gösteri gibidir. Bu programlara örnek olarak Geveze Show, Cem Cem Ceminay Show Time, Michael Show, Bay J
  • Show gibi programları gösterebiliriz. Talk show’un tarihte uygulanan bir diğer formu da panel tartışmalarıdır. Bu programlar eğitimli ve az eğitimli kişilere ulaşmıştır. Chicago Üniversitesi’nin hazırladığı “Roundtable” ve “Meet the Press” adlı programlar akademik programlar olarak tarihe geçmiştir (Kallis, 2003:399). Türkiye’de tiyatrocu Nedim Saban’ın hazırlayıp sunduğu “Dr. Stres” adlı program radyoda yayınlanan panel tartışmalarına örnektir. Belgesel Programlar (Documentaries Programs) Belgesel programlar tamamen gerçek, yazılı kaynak ya da röportaj gibi kanıtlara dayanır. Bu tarz programların temel amacı bilgilendirmek, bir hikâye veya durum sunmaktır. Belgeselin inceleme
  • (featuring) ile karıştırılmaması gerekir. İncelemenin tamamen gerçek olaylara dayanmasına gerek yoktur. İncelemede konu halk müziği olabilir, konunun maharetle işlenmesine yardımcı olan romansal veya kahramanlık draması olabilir. İnceleme insanların özelliklerinin, atmosferlerinin ve ruh halinin tanımlanmasından ziyade, vurguların sık sık kullanıldığı serbest bir formdur. (Mc Leish, 2005:209). Müzik Programları (Music Programs) Müzik ağırlıklı programlardır. İçinde söz unsuru bulunabilir ama bunlar sadece açıklamadır (Erdamar, 1992:27). Bu programlar kendi içinde Türkçe müzik programları, yabancı müzik programları gibi müzik türlerine göre ayrılabilir. Rekabet Kurulu radyo kanallarını yayın içeriklerine göre iki farklı grupta sınıflandırmaktadır: Müzik yayını yapan radyolar ve haber yayını yapan radyolar. Müzik yayını yapan radyoların yayın içerikleri farklılık gösterebilmektedir (Rekabet Kurulu, 2011). Müzik İçerikli Programları (Music Content Programs) Müzik ağırlıklı programlardır. İçinde söz unsuru bulunabilir ama bunlar sadece açıklamadır (Erdamar, 1992:27). Bu programlar kendi içinde Türkçe müzik programları, yabancı müzik programları gibi müzik türlerine göre ayrılabilir. Rekabet Kurulu radyo kanallarını yayın içeriklerine göre iki farklı grupta sınıflandırmaktadır: Müzik yayını yapan radyolar ve haber yayını yapan radyolar. Müzik yayını yapan radyoların yayın içerikleri farklılık gösterebilmektedir (Rekabet Kurulu, 2011). Bu bilgiler ışığında bu çalışmada radyo programlarının günümüzde söz içerikli ve müzik içerikli radyo programları olarak ikiye ayırarak değerlendirilecektir. Müzik endüstrisi 1900’ların başında Tin Pan Alley şirketlerinin ilk ev pikaplarının satışından ve Victor, Colombia, Decca vs gibi
  • şirketlerin müzik eserlerinin kaydedildiği plaklardan milyon dolarlık kârlara ulaşırken, 1920 yılında ABD’de yayına başlayan ilk radyo istasyonu KDKA’nın kurulması ile radyo mecrası ile işbirliğine girmiştir. Radyo, 1920’lerde başlayarak müzik ürünlerinin kitlesel dolaşımını ve tanıtımını sağlayan bir işlev üstlenmiştir. Bu, doğal olarak popüler müziğin yapısında, müzik endüstrisinin politikalarında
  • önemli değişimlere neden olmuştur. Müzik endüstrisinin radyo mecrası ile yaşadığı deneyim, ilerleyen yıllarda büyük bir gelişme gösteren medya endüstrisi ile müzik endüstrisi arasındaki ilişkilerin gelişmesine neden olmuştur (Güven, 2002:22).
  • Bu gelişmelerin sağlanmasında en önemli rolü radyoda yayınlanan müzik programları üstlenmiştir. Radyo ile müzik mecra geliştikçe ayrılmaz bir ikili olmuş ve müzik 2000’li yıllara doğru yaklaştıkça radyo mecrasında en fazla kullanılan içerek olmuştur. Radyo mecrasında müziğin ön plana gelmesinde iki önemli faktörden bahsetmek gerekir: Teknolojide yaşanan gelişmeler: Radyo mecrasında stereo yayınların başlaması ve FM bandının kullanıma açılması. Müzik endüstrisinde yüksek kalitede ses kaydının yapılmaya başlaması. TV Mecrasının Popülerliği: TV mecrasının popülerliğinin artması özellikle söz ağırlıklı programların radyo mecrasından TV mecrasına doğru kaymasına sebep olmuştur. Dünyada FM bandından başlayan Stereo yayınlar ile beraber radyo mecrasından müzik dinlemenin teknik kalitesinde de artış yaşanmıştır. 1960’lı yıllardan sonra radyo kanalları Top40 adı verdikleri günümüzde
  • CHR olarak adlandırılan müzik formatını geliştirmeye başlamıştır. Müzik içerikli yayınların yüksek talep alması üzerine, dünyada “Top40” adı verilen müzik radyo formatı daha yaygın hale gelmiş ve radyo yayıncılığında müzik ön plana gelmeye başlamıştır. Türkiye’deki radyo yayıncılığı tarihine bakıldığında ise radyoda müzik programlarının özel sermayeli radyolar öncesi ve sonrasında farklılık gösterdiği görülmektedir. Özel sermayeli radyolar öncesinde TRT tek yayın yapan kurumdu. Bu dönemde TRT radyoları için belirlenen yayın politikası içinde her türlü yayın özgür değildi. Özel radyoların yayın hayatına başlamasından sonra ise müzik ve müzik programları farklı bir anlayış görülmüştür. Bu yeni anlayış çerçevesinde her tür müzik, özellikle TRT döneminde yozlaşmış olarak adlandırılan ve dışlanan Arabesk müziği pek çok radyo istasyonu tarafından yaygın bir biçimde kullanılmıştır (Kuruoğlu, 2002:111). Bu yönü ile değerlendirildiğinde TRT‘den sonra radyo mecrasında müzik içeriklerinde sınırsız bir özgürlüğün başladığı söylenebilir. Müzik programları bir sunucu eşliğinde hazırlanan ve müziğin bir araç olarak kullanıldığı programlardır. Konser yayınları, müzik yorumcu ve sanatçıları ile yapılan söyleşiler, istek programları bu tür programlara örnektir. Format Dj’li Müzik Programları (Format Dj Music Programs) Dünyada 1960’lı yıllardan sonra popüler olan “Top40” olarak adlandırılan CHR (Contemporary Hit Radio) formatlı müzik radyoları
  • Türkiye’de özel radyo yayıncılığının onuncu yılında popüler olmuştur. ”Top40” olarak formatlandırılan müzik radyoları ortalama müzik dinleyicisinin istediği müziği tekrarlarla sunmayı tercih etmektedir. Daha çok gençlerin dinlediği single (tekli) albümlerin şarkılarını yayınlayan bu tür radyoların müzik kaynağı gençlerin dinlemeyi tercih ettiği müziklerdir. Bu tür radyoları popüler kültür ile yakın olmayı ve bu kültürün yarattığı müziği takip etmek isteyen orta yaş ve üstünde kalan kitleler de dinlemektedir (Norberg, 1996:64-65). Türkiye’de 2001 yılında yayına başlayan Powertürk adlı radyo istasyonunun “Önce Müzik” sloganı ile ön plana getirdiği bu formatta yayınlanan programların sözel içeriği müzik içeriğin çok gerisinde kalmaktadır. Bu tür programlarda sadece şarkı anonsu ve etkinlik anonsları yapılmakta ve bu anonslar “format dj”i olarak adlandırılan sunucular tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu program türünde format djyi, kendisine ayrılan yayın süresi boyunca 20 ile 30 saniye süren kısa anonslarla radyo istasyonunun adını ve yayınlanan şarkı ve şarkıcının bilgisini vermektedir. Bu sunucular radyo kanalının belirlediği yayın içeriğinin dışına çıkamaz ve yayına herhangi bir kişisel katkı sağlayamaz. Bu programlara örnek Powertürk adlı radyo istasyonunda yayınlanan “Top Türkçe Pop”, “Eve Dönüş”, Radyo
  • Fenomen’de yayınlanan “Fenomen Hit Müzik” ve Radyo Müzik’te yayınlanan “Pop Sabah İş Yolunda” gibi programları örnek gösterilebilir. Kesintisiz Müzik Programları (Nonstop Music Programs) Türkiye’de özellikle 2000’li yıllarda yapılan radyo araştırmalarında radyo dinleyicisinin radyo istasyonlarından daha çok müzik dinlemek istediğinin ortaya çıkması üzerine radyo işletmeleri müzik yayıncılığının daha fazla olması gerektiğini savunmuşlardır.
  • Top40 formatında yayın yapan özel radyo kanalları bu tezden hareket ederek sözel içerikli radyo programlarını tamamen kaldırmışlar ve % 100 müzik içeren programlar yayınlamaya başlamışlardır. Bu kapsamda radyo kanalları radyo sunucu veya djyinin hiç konuşmadığı “kesintisiz müzik” programlarını yayınlamaya başlamışlardır. Kesintisiz müzik programlarında söz konusu yayın kuşağı içinde hiç konuşma olmaz ve müzik ön plana gelir. Söz içeriğinin tamamen kaldırıldığı bu program türünde %100 müzik yayını amaçlanmaktadır, bunun için kuşaklarda reklam yayınları bile yapılmamaktadır. Bu tür programlara örnek olarak “Maksimum Hit Müzik”, “Türkçe Pop Hit” gibi programlar gösterilebilir. Radyo istasyonlarında çeşitlenerek yayınlanan müzik programlarında sözel içerik her geçen gün azalmıştır. Bu durum radyo istasyonlarında yayınlanan sözel içerikli programların varlığını ortadan kaldırdığı gibi radyo programcısı kavramını da olumsuz etkilemiştir. Gelinen bu nokta da “radyo bir müzik kutusu mudur?” sorusu gündeme gelmiştir. Bu, günümüzde radyo mecrası adına yaşanan en büyük tartışmalardan biri olmuştur. TÜRKİYE RADYOLARINDA YAYINLANAN RADYO PROGRAMLARININ TERCİH EDİLİRLİK ORANLARI (THE RATINGSS OF THE RADIO PROGRAMS BROADCASTED IN TURKEY) Türkiye’de yapılan radyo yayıncılığında söz içerikli programlar ile müzik içerikli programların yayın süreleri pek çok dönemde farklılıklar göstermiştir. Bazı dönemlerde söz içerikli programların yayın oranı daha yüksek iken bazı dönemlerde müzik içerikli yayınlar ile söz içerikli programların yayın süreleri arasındaki fark kapanmıştır. 1929–1938 yılları arasında radyo idareleri radyo programlarının dinleyiciler tarafından sevilmesi ve dinlenmesi için bir takım tedbirler almıştır. Bu tedbirler kapsamında sözlü yayınlar ile müzik yayınları arasında bir oran belirlenmiştir. Hazırlanan yayın stratejisinde “Sözlü yayınlar ile musiki yayınlarının süreleri arasında ahenk ve muvazene gözetilmelidir. Sözlü yayınlar, bir günlük yayın süresinin %30–35’ini asla aşmamalıdır” (Ertuğ, 1951:131) denmiştir. 1945 yılında radyoda yapılan toplam yayınların yaklaşık üçte ikisi müzik yayınları olmuştur. Bu dönem radyoda yapılan yayınların oranları aşağıdaki gibidir (Çakar, 2005:32): Alankuş, S., (2003). Radyo ve Radyoculuk. İstanbul: IPS İletişim Vakfı Yayınları.
  • Allen, R.C., (2004). 'Soap Opera', Encyclopedia of Radio. ABD: Fitzroy Dearborn.
  • Arslan, S., (2010). Türkiye'de Radyo Oyunları. Yayınlanmamış
  • Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Hacettepe Üniversitesi S.B.E. Aziz, A., (2012). Radyo Yayıncılığı. İstanbul: Nobel Akademik Yayıncılık.
  • Brason, M., (1988). Flywheel, Shyster and Flywheel: The Marx
  • Brother's Lost Radio Show. ABD:Pantheon Books. Çankaya, Ö. (2003) TRT, Bir Kitle İletişim Kurumunun Tarihi (1927-2000). İstanbul: YKY.
  • Crisell, A., (1986). Understanding Radio. İngiltere: Methuen Publishing.
  • Crook, T., (2003). 'Drama on U.S. Radio', Encyclopedia of Radio, ABD: Fitzroy Dearborn.
  • Çakır, H., (2005). Tüm Yönleriyle Radyo.Ankara: Siyasal Kitabevi.
  • Ellis, S., (2004). 'Radio Soap Operas Raise HIV/AIDS Awareness in Africa' http:www.usinfo.gov/gi/Archive/2004/Mar/312631html, Erişim Tarihi: 05.03.2012.
  • Eraslan, Z.N., (1979). TRT Kurumu Radyo Oyunu Üzerine Bir
  • Araştırma. Ankara: TRT Yayınları. Erdamar, B., (1992). Radyo Programcılığı. İstanbul: Der Yayınları.
  • Ertuğ, H.S., (1951). Radyo İşletmeciliği ve Meseleleri. Ankara: Güven Basımevi.
  • Gans, H.J., (2005). Deciding What's News: A Study of CBS
  • Evening News,NBC Nightly News,Newsweek,ABD: Northwestern Unv. Press. Gould, J. (1958). All About Radio and Television. ABD: Random House.
  • Güven, H., (2002). Radyo Yapımı/Yayıncılığı. Ankara: Zeplin İletişim. http://tr.wikipedia.org/wiki/Orhan_Boran Erişim Tarihi: 002013. http://www.baseball-almanac.com , Erişim Tarihi: 05.11.2012 http://www.museum.tv Erişim Tarihi: 03.04.2013) http://www.radiohof.org, Erişim Tarihi: 03.06.2013
  • İPSOS KMG (2013). İpsos KMG Radyo Dinleme Ölçümü Verileri
  • Otomasyonu 2003-2013, İstanbul.
  • Kallis, S., (2003). Encyclopedia of Radio. ABD: Fitzroy Dearborn.
  • Koçer, M., (2013). Televizyon İzleme Alışkanlıkları ve Motivasyonları: Kayseri Örneği. E-Journal of New World Sciences
  • Academy: Humanities, Volume:8, Number:2,ss.207-224, http//dx.doi.org/1012739/NWSA.2013.8.2.4C0165
  • Kuruoğlu, H., (2002). İzmir: Dokuz Eylül Yayınları.
  • Marx, H. ve Barber, R., (1961). Harpo Speaks. ABD: Bernard Geis.
  • McLeish, R. (2005). Radio Production, 5 th. Edition. ABD: Focal Press.
  • Moore, B., (2003). 'Schechter,A.A. (1907-1989)' Encyclopedia of
  • Radio. ABD: Fitzroy Dearborn. Norberg, E.G., (1996): Radio Programming Tactics and Strategy. ABD: Focal Press.
  • Oskay, Ü., (1971). Toplumsam Gelişmede Radyo ve Televizyon.
  • Ankara: Sevinç Matbaası. Öngören, M., (1972). Televizyona Açılan Pencere.Ankara: Gazeteciler Cemiyeti Yayını .
  • Özakman, T., (1969). Radyo Notları. Ankara: Ayyıldız Matbaası.
  • Öztürk, S. (2003). Gençlerin Radyo Dinleme Alışkanlıkları ve Radyonun İşlevi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi İletişim
  • Fakültesi Dergisi, sayı:18. Pekman, C. (2000). İstanbul Radyosu Anılar Yaşantılar. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
  • Radioattic (2012). 'Bob Hoke's Radio Memorabilia' http:www.radioattic.com/attics/hoke_memorabilia.gtm,Erişim Tarihi: 21.10.2012
  • Rekabet Kurulu (2011). 'Radyo Viva Ticari ve İktisadi
  • Bütünlüğünün TMSF Tarafından satış ihalesinde, Artı Televizyon Yayıncılığı San. Ve Tic. A.Ş. tarafından devranılması işlemine izin verilmesi' konulu Rekabet Kurulu Kararı,14.04.2011.
  • RTÜK ,(2010). Radyo Dinleme Eğilimleri Araştırması -2- . Ankara: Kamuoyu Yayın Araştırmaları ve Ölçme Dairesi Başkanlığı.
  • Sterling, C. ve Kittross, J., (1990). Stay Tuned: A Concise
  • History of American Broadcasting: ABD: Wadsworth. Tekin, M. (1990). Üniversite Gençliğinin Radyo, Televizyon, Sinema ve Tiyatro İzleme Alışkanlıkları. Ankara: Ankara
  • Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, sayı:23. Torres, B.F., (2001). The Hits Just Keep On Coming. ABD: Backbeat Books.
  • TRT (1985). Radyo - Televizyon Yayınları İzlenme Durumu. Ankara: TRT Kurumu Genel Müdürlüğü.

RADYONUN MÜZİK KUTUSUNA DÖNÜŞÜMÜ: RADYO PROGRAM TÜRLERİ ve TERCİH EDİLİRLİK ORANLARI

Yıl 2013, Cilt: 8 Sayı: 4, 372 - 400, 01.05.2013

Öz

Bu çalışmada radyo dinleyicilerinin radyo programlarını dinleme alışkanlıkları tespit edilmiştir. Yapılan saha çalışmasında 664 kişiye yüz yüze görüşme yöntemiyle uygulanan anketin bulguları Türkiye`de müzik içerikli radyo programların daha fazla dinlendiğini göstermiştir. Güvenilirlik katsayısı 0,75 çıkan ve güvenilir sonuçlar veren ankette yer alan hipotezler de uygulanan testlerle doğrulanmıştır. Bu hipotezler, radyo mecrasında müzik ağırlıklı programlar söz ve tematik içerikli programlardan daha fazla talep alması, radyo mecrasında haber ve söz içerikli programların eskiye oranla daha az takip edilmesi ve günümüzde radyo mecrasının program yayınlayan bir mecradan çok müzik yayını yapan bir müzik kutusu gibi görülmesi yargılarını içermektedir. Yapılan T testi, Anova ve korelasyon analizlerinde dinleyicilerin yaş ile radyo mecrasını bir müzik kutusu olarak algılaması konusunda anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir.

Kaynakça

  • alarak bir müzik kutusuna dönüştürmekte ve radyo mecrasını pasifleştirmektedir. Pasifleşen radyo mecrası dinleyiciyi adeta şırınga ile adapte edilen “müzik kutusu” olgusuna alıştırmaktadır. Bu misyona alıştırılan radyo dinleyicisi de her geçen gün radyo mecrasını bir “müzik kutusu” olarak algılamaktadır. ÇALIŞMANIN ÖNEMİ (RESEARCH SIGNIFICANCE) Bu araştırma radyo mecrasında program yapımcılığının çeşitliliğinin azalması ve söze dayalı program kavramının yok olmaya doğru gittiği konusu ile ilgili veriler sunacaktır. Söze ve müziğe dayalı radyo programlarının geçirdiği evrim ve yeni nesillerde müzik içerikli programların daha çok tercih edildiği konusu ile ilgili verileri ve ‘radyo bir müzik kutusu mu oldu?’ konusu ile ilgili geliştirilen hipotezlere dayalı araştırmanın sonuçlarını sunacaktır. Çalışmada son otuz yılda müzik işlevi ön plana gelen radyo mecrasının bir müzik kutusuna olan dönüşümü ile ilgili veriler sunulacak ve radyo mecrasında müzik işlevinin diğer işlevlerin önünde olduğunu açıklayan bilgiler verilecektir. RADYO YAYINCILIĞI (RADIO BROADCASTING) Radyo en genel deyimiyle kitle iletişim araçlarından biridir. Radyo, hemen hemen bütün sanat dallarının ve haberleşme yollarının birleşimidir (gazetecilik, spor, tarih, müzik, ekonomi, tiyatro..) (Öngören, 1972:92). Radyonun kelime anlamı ışımadır. Işıma ise bir olayın elektromanyetik dalgalar aracılığı ile aktarılmasıdır. Radyonun
  • İngilizcesi Radio, Almancası Rundfunk’tur (Erdamar, 1992:15). Dünyada ilk radyo yayınlarının başlaması ile ilgili tarihler farklıdır. İlk düzenli haber, müzik ve diğer tür yayınların verilmesi ile ilgili tarih, batı kaynaklarında, 2 Kasım 1920 olarak geçer.
  • ABD’de Pittsburg’da KDKA adlı radyo kanalı ilk düzenli radyo yayınlarını başlatan kanal olarak radyoculuk tarihine geçmiştir. Radyo yayınları Avrupa’da 1922 yılında İngiltere’de başlamıştır. Bir devlet yayın örgütü olarak BBC (British Broadcasting Corporation) kurulmuş ve ilk düzenli radyo yayınları başlamıştır (Aziz, 2012:8). Televizyonun aksine, Türkiye’de radyo yayınlarının başlaması, dünya ülkelerinin gerisinde kalmamıştır. Türkiye’de ilk radyo istasyonlarının kurulması kararını alan Hükümet bunun işletilmesi ve yayın hakkını 8 Eylül 1926’da “Telsiz Telefon Türk Anonim Şirketi”
  • (TAŞ) adı altında, Fransızlarla ortak olarak kurulan özel bir şirkete on yıl süre ile vermiştir. Bu şirket ilk yayınlarını 1927 yılında
  • Ankara ve İstanbul’da 5’er kilovat gücünde kurmuş oldukları istasyonlardan yapmaya başlamıştır (Çakır, 2005:27). Türk Telsiz
  • Telefon Şirketi, 1927’de Ankara’da 1554 m. den İstanbul’da 1200 m. den yayın yapan 5’er kilovatlık vericileriyle Türkiye’deki radyo yayıncılığına başlamışlardır. Radyoların işletilmesi 1937 yılında
  • PTT’ye, 22 Mayıs 1940 tarihinde ise Matbuat Umum Müdürlüğüne devredilmiştir. 26 Temmuz 1943 tarihli ve 4475 sayılı kanunla Matbuat
  • Umum Müdürlüğü Basın – Yayın ve Turizm Genel müdürlüğü adıyla yeniden örgütlenmiş ve genel müdürlük bünyesi içinde Radyo Dairesi ile Radyo Fen Heyetine yer verilmiştir. 19 Kasım 1949 tarihinde 150 kilovatlık vericisiyle İstanbul Radyosu, 1950’de ise 100 kilovatlık vericisiyle
  • Ankara istasyonu ile hizmete geçmiştir. 31 Mayıs 1961 tarihinde 7 ilde radyo istasyonu kurulması kararlaştırılmıştır. Bu iller: İstanbul –
  • İzmir – Ankara – Adana – Antalya – Gaziantep – Kars ve Van olmuştur (Özakman, 1969:9-10). Radyonun bir kitle iletişim aracı olduğunu kanıtlaması Batı’da 1930’lardan, Türkiye’de ise 1940’lardan itibaren gerçekleşmiştir.
  • Radyo kendisini kitlelere, milyonlarca, giderek milyarlarca kişiye mal edecek ilk patlamasını 1. Dünya Savaşı ertesinde gerçekleştirmiş, bu patlama daha çok radyonun savaş yıllarında önemli bir propaganda aracı olarak kullanılmasına bağlı olarak gerçekleşmiştir. Radyonun ticari potansiyelini ilk keşfeden ise Amerikalılar olmuştur. ABD’de radyo üretimi bir sanayi dalı olmuş ve radyo yayınlarının reklam iletmek için kullanılabileceğinin farkına erkenden varılmıştır. 1930’lara gelindiğinde radyo sadece Amerika’da değil Avrupa’da da tam bir kitle iletişim aracı olma özelliğini kazanmıştır (Pekman, 2000:13). 1953 yılında radyo mecrası televizyon mecrasından daha popüler bir mecraydı. Arthur Politz’in ABD’de gerçekleştirdiği bir araştırmada
  • ABD’de 43 milyon hanede en az bir adet radyo alıcısı olduğu ortaya çıkmıştır. Bu, ABD’de yaşayan ailelerin %96’sına karşılık gelmiştir. Aynı dönem 19 milyon hanede TV alıcısı olduğu tespit edilmiştir. Araştırmada 13 milyon kişide mobil radyo alıcısı olduğu açıklanmıştır. 26,5 milyon arabada radyo alıcısının olması ise araştırmanın bir diğer önemli bulgusu olmuştur (Torres, 2001:17). Radyo teknolojilerinde yaşanan gelişmeler radyo mecrasının da gelişmesine neden olmuş ve radyo mecrası televizyon mecrasının popüler olmaya başladığı 1950’li yıllara kadar toplumun tek elektronik haber, eğlence, eğitim ve kültür kaynağı olarak altın dönemini yaşamıştır. 1930’lu, 1940’lı ve televizyon yayınlarının geç başladığı bazı ülkeler için 1950’li yıllar radyonun altın çağı olarak tarihe geçmiştir (Aziz, 2012:10). Radyo yayınları Türkiye’de 1 Mayıs 1964 tarihinde kurulan TRT’ye devredilmiş ve kamuya bağlı radyo yayıncılığı bu tarihten günümüze kadar TRT tarafından yapılmıştır. Türkiye’de radyo yayıncılığı 1990’lı yıllara TRT tekelinde gerçekleştirilmiştir. 1990’lı yıllarda yayın hayatına başlayan özel sermayeli radyo kanalları Türk radyo yayıncılığında TRT tekelini kırarak radyo yayıncılığına çeşitlilik getirmiştir. Günümüzde radyo yayıncılığı bir kamu yayıncısı olan TRT tarafından işletilen kamu radyoları ile özel sermaye sahiplerinin işlettiği özel radyolar tarafından gerçekleştirilmektedir. RADYO PROGRAMCILIĞI (RADIO PROGRAMING) Radyo yayınlarında içerik işitseldir. İşitselliğe dayalı bir içerik söz ve müzikle gerçekleştirilebilir. Bu içerik radyonun en popüler olduğu 1930’lu yıllardan günümüze kadar farklı evrimler geçirmiştir. Radyonun ilk günlerinden bu yana, değişen koşullara paralel olarak pek çok kitle iletişim aracı ve bunlarda yer alan programlarda olduğu gibi radyo program yapımı ve formatlarında da değişimler yaşanmıştır (Kuruoğlu, 2002:87).
  • Radyo programcılığının gelişmesinde etkin olan en önemli faktör radyonun farklı tarihsel dönemlerdeki işlevi olmuştur. Çakır (2005:83) radyo mecrasının işlevini haber verme, eğlendirme, eğitme, ürün ve hizmetleri tanıtma ve kamuoyu oluşturma olarak açıklamıştır.
  • Bu işlevler radyo programcılığının değişen ihtiyaçlara göre şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır. Öyle ki bazı dönemlerde radyo programlarında haber verme işlevi ön plana gelirken bazı dönemlerde eğlendirme işlevi ön plana gelmiştir. İkinci dünya savaşı sırasında radyo mecrasında söze dayalı haber programlarının yayını artmış ve mecranın haber verme işlevi ön plana gelmiştir. 1955 yılında stereo teknolojisinin ortaya çıkması ve radyoların stereo yayına başlaması ile radyolarda müzik ön plana gelmiştir. Radyo programcılığı
  • özellikle televizyon mecrasının yaygınlaşması ile daha çok eğlendirme ve ürün ve hizmetleri tanıtma işlevine hizmet etmeye başlamıştır. Radyo programcılığı özellikle 2. Dünya Savaşından sonra çeşitlenmiştir. Günümüzde özellikle ülkemizdeki radyo yayıncılığına ve yayınlanan program türlerine genel olarak bakıldığında, birkaç istasyonun dışında programlar arasında çok büyük farklar görülmese de evrensel olarak radyo program türlerini sınıflandırmanın ve belli başlıkları altında incelemenin mümkün olduğu görülmektedir (Kuruoğlu, 2002:87). Radyo programları yayın türlerine göre iki grupta sınıflandırılmaktadır (Erdamar, 1992:27): Söz programları ve müzik programları, Şekil 1. Şekil 1. Radyo Program Türleri (Figure 1. Radio Program Types) Söz Programları (Talk Programs) Söz yayınları topluma söz yolu ile ulaşan yayınlardır. Burada ağırlık genelde sözde olduğu için yayının genel niteliği söz yayınıdır. Söz programları kendi içinde alt gruplara ayrılabilir.
  • Haber, haber programları, eğitim ve kültür programları, tanıtım ve propaganda ve eğlence türü yayınlar bu gruba girebilir ( Aziz, 2012:84).
  • Haberler ve Haber Programları (News and News Programs) En kısa tanımında haber; ‘yeni, ilginç ve doğru’ olandır. Yeni, dinleyicinin daha önce duymadığı olay veya bilinen bir hikâyenin güncelleştirilmiş halidir. İlginç, kişi ile ilgili olan veya onu bazı yönlerden etkileyendir. Gerçek, hikâye söylendiği gibi gerçeklere dayanan doğrulardır. Bu tanım, güvenilir haber hizmetinin üç can alıcı noktasını hatırlatması ve bunları ortaya çıkarması bakımından kullanışlı bir tanımdır (Kuruoğlu, 2002:87-88). ABD’nin ve dünyanın ilk düzenli yayın yapan radyosu KDKA, başkanlık seçimleri sonucunda dinleyiciler sıkılana kadar Frank
  • Conrad’ın gazete okumasıyla ilk haber programlarını sunmuştur. Radyo yayıncılığının ilk dönemlerinde radyo haberleri gazetelerde yer alan haberlerin okunmasından oluşmuştur. Radyo mecrasında 1930 yılında
  • Lowell Thomas ile farklı bir haber yayıncılığı başlamıştır. 1930 yılında, hem NBC hem de CBS, Lowell Thomas’ın sunduğu haberleri yayınlamıştır. Anlaşma, CBS’nin yayını ülkenin batısına NBC’nin ise doğusuna sunmayı hedeflemiştir. Bu radyo tarihindeki ilk ortak haber yayını olmuştur. Radyo istasyonları haber verirken gazeteleri çok yoğun olarak kullanmıştır. Bu durum gazete işletmelerini rahatsız etmiş ve basın işletmeleri radyo mecrası ile savaşa girmiştir. Gazete sahipleri ile radyo sahipleri arasında yapılan anlaşma sonucunda radyo istasyonlarının gazetelerde yer alan belirli haberleri kullanmasına izin verilmiştir. Radyo mecrasının sahip olduğu yerel bakış açısı ekleme veya canlı yayında direkt olarak okuma avantajları mecrayı yazılı basın karşısında daha dinamik kılmıştır. Bu dönem radyo sunucuları dinleyicilerine haberi ilk kez sunmak adına haberleri ilk defa canlı yayında okuyarak zaman yarışına girmişlerdir. Radyo istasyonlarının yazılı basına yönelik bu avantajı gazete patronlarını radyo kanallarını satın almaya teşvik etmiştir (Moore, 2003:1240). 1938 yılında A.A. Schechter NBC haber operasyonlarının başına geçmiştir. Schechter uzun-mesafe telefon raporları kullanımı ve insanlığı ilgilendiren haberleri yayınlayarak tarihe geçmiştir.
  • CBS’de, Paul White, Avrupa’dan kısa-dalga boylu radyo ile yerinde muhabir anlayışını geliştirmiştir. Mathew Brady, magazin dergilerine ve sivil cepheye savaş fotoğraflarını getirirken, Edward R. Murrow ve muhabirleri İkinci Dünya Savaşını radyo vasıtasıyla Amerikalıların oturma odasına getirmiştir. Radyoda “This… Is London” programını sunarken Alman bombaları etrafına düşerken haber bültenlerini aktarmıştır. Birçok Amerikalı evlerinde o haber programını dinlemiş ve daha önce hiç maruz kalmadıkları bir şeyi yaşamışlardır (Moore, 2003:1515). 1951 yılında Murrow radyo mecrasında o güne kadar yapılmayan bir ilki gerçekleştirmiş ve radyo dinleyicisi ile radyo haber programları arasında bir interaktiflik sağlamıştır. Murrow, ünlülerden, siyasetçilerden ve sokaktaki sıradan insanlara kadar herkesten kısa makaleler yazıp “This I Believe” olarak adlandırılan programa göndermelerini istemiştir. Ulusal Halk Radyosu (NPR) bu programı 2005’te tekrar hayata geçirmiştir (Gans, 2005:49). 2 Radyo Oyunu (Radio Theater) Radyo oyunu için ‘Radyo Oyunu, radyo tiyatrosu, mikrofonda tiyatro, radyofonik piyes, radyofonik oyun’ adlandırılmaları yapılmaktadır. Türe özgün kesin bir adlandırma yapılamamıştır. TRT’de radyo oyunu tanıtımları ‘radyo tiyatrosu’ ya da ‘arkası yarın’ olarak yapılmaktadır (Arislan, 2010:1). Eraslan (1979:7) TRT için hazırladığı
  • ‘Radyo Oyunları Üzerine Bir Araştırma’ adlı kitabında radyo oyunlarının ‘radyo tiyatrosu’ olarak nitelendirilmesini doğru bulmadığını belirtmiştir. Eraslan’a göre tiyatro seyircisi ile buluşabildiği için radyo oyunundan ayrılmıştır. Radyo Oyunlarını içeriklerine göre kendi içinde dört alt grubta sınıflandırabiliriz. Bunlar: Çocuk, drama, macera ve komedi türü oyunlardır. Çocuk Tiyatrosu (Child Theater) Radyo istasyonlarına reklam verenler daha genç kitlelere ulaşmak isteyince çocuklara yönelik programlar üretilmeye başlanmıştır. Sponsorlar Red Ryder veya Sky King – ve ona eşlik eden yeğeni Penny – veya Little Orphan Annie (güçlü bir kadın önderliği içeren birkaç programdan biri) gibi programlar yayınlanmaya başlamıştır. İlk çocuk yayınları ortalama on beş dakika uzunluğundaydı ve programın yalnızca bir sponsoru olmuştur. Sponsor tüm metinlerin ve programın içine reklam yerleştirme iznine sahip olmuştur. Birçok program, genç dinleyicilerine sponsor ürünün çıkartmalarını veya kutularının kapaklarını getirmesi karşılığında hediyeler sunmuşlardır. Little Orphan Annie ve sonrasında Captain Midnight’ın ise şifreleri olmuştur. Program sırasında veya sonrasında bir anda çocuğun zil sesiyle birlikte çözeceği bir kod verilerek çocuklar ile radyo programı arasında bir interaktiflik sağlanmıştır (Gould,1958:58-60).
  • Çocuk programlarının birçoğu fan kulübü üyeliği sunmuşlardır (http:www.radioattic.com Erişim Tarihi: 21.10.2012) İlk defa 1959 yılının Nisan ayında Orhan Boran’ın İstanbul
  • Radyosunda seslendirdiği “Yuki” adlı çocuk programı, Türkiye’nin en popüler çocuk programlarından biri olmuştur (http://tr.wikipedia. org/wiki/Orhan_Boran Erişim Tarihi: 03.06.2013). Drama (Soup Opera) Drama radyo dinleyicilerinin sayısının artmasında önemli bir rol
  • üstlenmiştir. Radyo draması birçok alt türden meydana gelmektedir. Bir tür drama tipi olan, 1920’lerin sonunda ve 1930’ların başında başlayan pembe dizilerin (soup opera) hedef kitlesi ev hanımları olmuştur. Bu tür tam da Amerikalıların hazır sabun, elektrikli çamaşır makinesi ve bunun gibi modern kolaylıkların avantajlarını kullanmaya başladığı zamanlarda gelişmiştir. Radyo bu tür şirketlerin bu ürünleri satmak için hedef kitleye ulaşmasında önemli bir rol oynamıştır. Pembe Dizi ismi (Soap Opera) bir çok diziye sponsor olan deterjan şirketlerine referans olmuştur. 1940 yılında ticari radyo programlarının yüzde 90‘ı pembe dizilerden oluşmuştur (Allen, 2004:2116). ABD’de üretilen Pembe diziler genellikle şu standart formatta kurgulanmıştır (http://www.museum.tv , Erişim Tarihi: 03.04.2013) : Pembe dizi formatının tanımlayıcı kelimesi diziselliğindedir. Birkaç şahıs ve hikâyedeki bağlantılı bölümler üzerinden, dizi halindeki bir hikâye anlatılır. Bölümlerin arasında herhangi bir bağlantı olmayan ve her bölümün kendine özgü bir hikâyeyi anlattığı aralıklı (epizodik) programların aksine, izleyenin (veya bizim durumumuzda dinleyicinin) verilen bölümden alacağı zevk ve bölümü anlama miktarı, daha önceki bölümlerde ne olduğunu bilmesine bağlıdır. Macera (Adventures) Bu programların birçoğu, kötülüğe karşı savaşan bir ana karakteri en az 15 dakika süreyle anlatmaya çalışmıştır.
  • Bu programların bazıları kovboylarla ilgiliyken, bazıları uzayla bazıları ise özel dedektifleri konu başlıklarına taşımıştır. Dashiel Hammet tarafından yaratılan Sam Spade ve Raymond Chandler’e ait Phillip Marlowe karakteri yıllarca özel dedektif karakterlerinin prototipini oluşturmuştur (Crook, 2003:493).
  • Radyonun altın çağını yaşadığı dönemde macera programları ile çocuk programları format olarak birbirine benzeyen içerikte üretilmişlerdir (Ellis, 2004, http:www.usinfo.state.gov Erişim Tarihi: 002012). Bugün ailelerde her odada bir televizyon varken, radyo mecrası ve radyo oyunlarının altın çağını yaşadığı dönemlerde radyo alıcısı satın alabilen ailelerin yalnızca bir radyosu olmuştur. Oturma odası veya çalışma odasına yerleştirilmiş radyonun etrafında oturmak ve bir programı dinlemek ailece yapılan bir etkinlik olmuştur.
  • Diğer pek çok radyo program formatları gibi drama programları da televizyonun piyasaya girmesiyle yayından kaldırılmıştır. Bazı programlar televizyona geçiş yaparken, bazıları yok olmuştur. Radyo oyunları televizyon mecrasının popülerliğini arttırmasından sonra tarih olsa da, dönem dönem bazı girişimciler onları tekrar popüler hale getirmek için çalışmalarda bulunmuşlardır. Örnek olarak 1981 yılında, George Lucas, ABD’de yayın yapan PBS adlı medya grubuna Star Wars filminin grubun radyosu olan NPR’de yayınlanan
  • Playhouse programına uyarlanması için izin vermiştir. Bu girişim sonucunda on üç bölüm yayınlanan radyo oyunu, diğer programların neredeyse iki katı sayılabilecek ortalama 750.000 kişilik bir dinleyici kitlesine ulaşmıştır (Brason, 1988:11). Komedi(Comedy) Komedi türünün radyo geçmişinde birçok farklı macerası olmuştur.
  • İlk radyo komedisinin oyuncuları vodvil oyunlarından çıkmıştır. Bu oyunlara “George Burns and His Wife”, Gracie Allen, “Who’s on First?” , Beyzbol rutinleriyle ünlü Lou Abbott ve Bud Costello; ve Jack Benny, karısı Mary Livingston ve Anderson karakterini canlandıran AfroAmerikan aktör Eddie Anderson örnek gösterilebilir (Sterling, 1990:116). Eğitim ve Kültür Programları (Educational and Cultural Programs)
  • Eğitim işlevini gerçekleştirmek amacıyla radyo yayınlarında eğitim ve kültür amaçlı programlara da yer verilmiştir. Radyonun eğitim ve kültür işlevi ile ilgili olarak misyonu TRT tarafından şöyle açıklanmıştır (Aziz,2012:89). “ …Ülkemizdeki maddi ve manevi kültür unsurlarının birbirlerini tamamlamasına, Türk kültür varlığının korunmasına, geliştirilmesine ve yaygınlaştırılmasına, kültür değerlerimizin etkileri karşısında yozlaşmasından çağdaş ve evrensel nitelik kazanmasına, yurt içinde ve yurt dışında tanıtılmasına ve milli kültür birliğinin sağlanmasına yardımcı olmak…”
  • Türkiye radyolarında eğitim programları 1941 yılında başlamıştır.
  • Nüfusunun büyük bir bölümünün kırsal kesimde yaşayanlardan oluşan Türkiye’de ilk eğitim programının “Ziraat Takvimi Saati” olması şaşırtıcı olmamıştır. Programı Ali Rıza Uluçam hazırlayıp sunmuştur. Cemalettin Şenocak tarafından hazırlanan “Köyün Saati” programı 1950’lerin sonlarında yayınlanmaya başlamıştır. Tarım Bakanlığı ile ortak hazırlanan bu program daha çok hükümetin köylüye yaptıklarını aktarmakla sınırlı bir program olmuştur. TRT öncesinin yayınlanan eğitim amaçlı programlarından biri de Ankara Radyosu tarafından hazırlanan “Günaydın” adlı program olmuştur. 1959 yılında 20 dakika olarak başlayan program tarım bilgileri ve dinleyici isteklerine yer vermiştir. Daha sonra dönemin Cumhurbaşkanı Cemal Gürsel’in isteği ile köylere seslenen bu programın süresi bir saate çıkartılmıştır (Alankuş, 2003:1989). 1963 yılının Ocak ayında, Milli Eğitim Bakanlığı ile Basın Yayın ve Turizm Bakanlığı arasında bir protokol imzalanmış ve her iki
  • Bakanlıktan üçer temsilcinin katıldığı “Radyo ile Eğitim Ortak Kurulu” kurulmuştur. Bu kurul yetişkinlerin eğitimi için ‘Ocakbaşı’ adlı programı başlatmış, dinleyicilere kısa yoldan ilkokul bilgilerini verebilmek amacıyla ‘Radyoda Okul’ adlı programı geliştirmiştir. Kurul ayrıca 1964 yılı yazında Ankara Radyosunda yayınlanan ‘Yaz Okulu’ adlı programı yayınlatmıştır (Oskay, 1971:59). Radyoda yayınlanan eğitim ve kültür programları özel radyoların yayın hayatına başladığı doksanlı yıllara kadar devam etmiştir. Bu süreçte özellikle 1970’li ve 1980’li yıllarda okuma yazma eğitimi ve yabancı dil eğitimine yönelik programlar hazırlanmıştır. 1980 yılından sonra Kenan Evren’in başlattığı okuma yazma seferberliğinde de radyo mecrası aktif olarak kullanılmıştır. Spor Programları (Sport Programs) Radyoda yayınlanan spor programları dört alt gruba ayrılmaktadır. Bunlar (Kuruoğlu, 2002:138): Temel stüdyo programları Bültenler Olayın canlı aktarımı veya spor karşılaşmalarının canlı yayını Bunların her birinin diğeri ile gerçekleştirildiği çeşitli kombinasyonlarla birlikte hazırlanan programlar. Radyoda yayınlanan spor programlarının geçmişi oldukça eskidir.
  • Tarihin ilk spor spikerleri yerel stüdyoda, spor karşılaşmasında an ve an yaşananları telgraf yoluyla almışlar ve radyo mikrofonlarından dinleyicileri ile paylaşmışlardır. Sunucu oyunda yaşananları sanki oradaymış gibi aktarmıştır. Bazen yayını daha gerçekçi hale getirmek amacıyla bir efektçi, topu yakalayan oyuncunun eldivenine çarpması veya beyzbol sopasıyla topa vuruş anını andıran sesler yaratmış, bazen de kalabalığın çıkardığı seslerin bulunduğu kayıtlar kullanılmıştır. Bazı radyo istasyonları ses mühendislerini olabildiğince fazla ses kaydı almaları için beyzbol sahalarına göndermişlerdir (http://www.baseball-almanac.com , Erişim Tarihi: 05.11.2012). Radyo mecrasında böylesine ilkel koşullarda başlayan spor programları ve canlı maç anlatımları daha sonra müsabakaların yayınlandığı statlardan yapılan telefon bağlantıları ile devam etmiş, teknolojide yaşanan gelişmeler ışığında stattan radyo istasyonunun stüdyosuna kurulan link bağlantıları ile en kaliteli hale gelmiştir. 5 Yarışma Programları (Competitions Programs) Radyoda yayınlanan yarışma programları eğlendirici bir şekilde
  • öğretmeyi hedefleyen bilgi-eğlence programı formatında kurgulanmış programlardır. Bazı programlar yarışmacıların genel kültürünü veya belirli bir alandaki bilgilerini (müzik ve spor gibi) ortaya koyan programlarken bazıları da uzmanların sorduğu sorulardan oluşan yarışmalar olmuşlardır. Bu türe giren ve dünyada popüler olan ilk programlardan bazıları: 1948’den 1949’a kadar yayınlanan “Morning Market Basket” ve radyoda en uzun süre yayınlanan “The Mary Lee Taylor Show” ve “Pickens
  • Party” olmuştur (http://www.radiohof.org , Erişim Tarihi: 03.06.2013) “Professor Quiz” radyolarda yayınlanan ilk bilgi yarışması olmuştur. Programın galası, 1936 yılında WJSV kanalında, Washington
  • D.C’de yapılmıştır. Yarışmacılar, soruları bildiklerinde on dolar kazanma şansına sahip olmuşlardır. Yarışmanın gösterdiği başarı üzerine CBS 1937 yılında “Professor Quiz” in formatını satın almıştır.
  • Tartışma ve Sohbet Programları (Discussion and Chat Programs) Tartışma programları tarafsız bir sunucusu ile birlikte karşıt görüşleri ifade eden iki ya da daha fazla konuşmacının yer aldığı radyo programlarıdır. Tartışma programı hazırlığında dikkat edilmesi gereken husus, program sunucusunun konuya hâkim olmasıdır (Çakar, 2005:88). Sohbet programlarında ise sunucu farklı sektörlerde dikkat çeken popüler kişileri programında ağırlar ve onlarla sohbet eder. Bu tür programlarda da sunucunun iyi hazırlanması gerekmektedir. Bir tartışma veya sohbet programına iyi hazırlanmayan sunucu programın akıcılığını olumsuz etkileyeceği gibi radyo dinleyicisinin o programa olan ilgisinin de yok olmasına neden olabilir. Her iki programda dikkat edilmesi gereken önemli konulardan biri de sunucunun tarafsız olmasıdır. Tartışma programında iki görüş savunurlarken bir görüşün lehinde olmak veya sohbet edilen iki konuktan birisine daha fazla sempati duymak o sunucunun tarafsızlığına gölge düşürür. Franklin D. Roosevelt radyo mecrasını kendi avantajına kullanan ilk politikacı olmuştur. Kendisi aynı zamanda 1939 yılında New York’ta
  • Dünya Fuarı’nı açtığında resmi olarak televizyona çıkan ilk başkandır. New York’un valisi olarak, radyonun çok sayıda insana ulaşmak için çok etkin bir yol olduğunu görmüş ve radyoyu aktif olarak kullanmıştır. ABD’de yaşanan bankacılık krizi, 2. Dünya Savaşı gibi dönemlerde Roosevelt Amerikan halkıyla konuşmak için radyoyu kullanmıştır. Radyoda basın bülteni okutmak yerine tartışma, sohbet programlarına katılmıştır. Bu programlar birer şömine başı sohbeti olarak tarihe geçmiştir (Sterling ve Kittross,1990:119).12 Mart 1933 gecesi “beyin takımı” diye adlandırılan yardımcılarıyla Beyaz Saray’daki Oval
  • Salon’da, üstü radyo mikrofonlarıyla donatılmış bir masaya oturmuş ve radyoyla ilgili ilk rekorlardan birini kırmıştır. Roosevelt’i o gece 60 milyon kişinin dinlediği tahmin edilmektedir (Güven, 2002:26). Komedi Talk Show Programları (Comedy Talk Show Programs) İlk radyo komedi Showları geleneksel tiyatronun etkisinde kalmıştır. Bu nedenledir ki müzik salonlarındaki izleyicilerin duyulabilir canlı tepkilerini radyo dinleyicisine sunmuştur, izleyicilerin canlı tepkileri radyo dinleyicisini de etkilemiştir. BBC 1930’dan sonra kendi stüdyolarını tiyatro salonuna çevirmiş ve radyo dinleyicisinin oyunu canlı seyreden izleyicilerin tepkilerini de dinlemesine olanak tanımıştır (Crisell,1986:157). Dünyada ulusal düzeyde yayınlanan ilk show programı Ruddy
  • Walle’nin sunduğu “Fleischmann Yeast” olmuştur. Yirmili yaşlarda yaptığı kamera önü farklı duruşuyla bilinen köşe yazarı Ed Sullivan’da kariyerine radyo mecrası ile başlamıştır. Beyaz perdeden ünlü isimler de radyo sitcomlarında görülmüştür. Beagle, Shyster; and Beagle gibi örnekler Marx kardeşlerin katıldığı radyo programlarının orijinal adı olarak tarihe geçmiştir ( Marx ve Barber,1961:154). Radyo da komedi ve Show programları hazırlayanların televizyon ve diğer mecralara geçişi
  • Türkiye’de de rastlanan bir olay olmuştur. Özel radyo yayıncılığının başladığı 90’lı yıllarda mikrofonun başına geçen ve show programları hazırlayan pek çok radyo programcısı radyo mecrasını şöhretin ilk basamağı olarak kullanmıştır. Power Fm’de program yapan Mustafa Sandal, İstanbul Fm’de program yapan Serdar Ortaç radyodan müzik dünyasına geçiş yaparken, Radyo Klas’ta show programı hazırlayan Beyaz ve showmenlik kariyerine Kent Fm’de başlayan Okan Bayülgen bu isimlere örnek olarak gösterilebilir. Radyoda Show programı, o programı hazırlayıp sunan kişinin bireysel yetenekleri ile donatılmış bir içeriğe sahiptir. Bu programlar için küçük radyo oyunu da denilebilir. Program bir sunucu ve onun yardımcıları tarafından hazırlanır ve sunulur. Dünyada daha büyük bir geçmişi olmasına rağmen ülkemizde özellikle özel radyo istasyonlarının yayına başladığı 1990’lardan sonra popüler olan show programları bir nevi tek kişilik gösteri gibidir. Bu programlara örnek olarak Geveze Show, Cem Cem Ceminay Show Time, Michael Show, Bay J
  • Show gibi programları gösterebiliriz. Talk show’un tarihte uygulanan bir diğer formu da panel tartışmalarıdır. Bu programlar eğitimli ve az eğitimli kişilere ulaşmıştır. Chicago Üniversitesi’nin hazırladığı “Roundtable” ve “Meet the Press” adlı programlar akademik programlar olarak tarihe geçmiştir (Kallis, 2003:399). Türkiye’de tiyatrocu Nedim Saban’ın hazırlayıp sunduğu “Dr. Stres” adlı program radyoda yayınlanan panel tartışmalarına örnektir. Belgesel Programlar (Documentaries Programs) Belgesel programlar tamamen gerçek, yazılı kaynak ya da röportaj gibi kanıtlara dayanır. Bu tarz programların temel amacı bilgilendirmek, bir hikâye veya durum sunmaktır. Belgeselin inceleme
  • (featuring) ile karıştırılmaması gerekir. İncelemenin tamamen gerçek olaylara dayanmasına gerek yoktur. İncelemede konu halk müziği olabilir, konunun maharetle işlenmesine yardımcı olan romansal veya kahramanlık draması olabilir. İnceleme insanların özelliklerinin, atmosferlerinin ve ruh halinin tanımlanmasından ziyade, vurguların sık sık kullanıldığı serbest bir formdur. (Mc Leish, 2005:209). Müzik Programları (Music Programs) Müzik ağırlıklı programlardır. İçinde söz unsuru bulunabilir ama bunlar sadece açıklamadır (Erdamar, 1992:27). Bu programlar kendi içinde Türkçe müzik programları, yabancı müzik programları gibi müzik türlerine göre ayrılabilir. Rekabet Kurulu radyo kanallarını yayın içeriklerine göre iki farklı grupta sınıflandırmaktadır: Müzik yayını yapan radyolar ve haber yayını yapan radyolar. Müzik yayını yapan radyoların yayın içerikleri farklılık gösterebilmektedir (Rekabet Kurulu, 2011). Müzik İçerikli Programları (Music Content Programs) Müzik ağırlıklı programlardır. İçinde söz unsuru bulunabilir ama bunlar sadece açıklamadır (Erdamar, 1992:27). Bu programlar kendi içinde Türkçe müzik programları, yabancı müzik programları gibi müzik türlerine göre ayrılabilir. Rekabet Kurulu radyo kanallarını yayın içeriklerine göre iki farklı grupta sınıflandırmaktadır: Müzik yayını yapan radyolar ve haber yayını yapan radyolar. Müzik yayını yapan radyoların yayın içerikleri farklılık gösterebilmektedir (Rekabet Kurulu, 2011). Bu bilgiler ışığında bu çalışmada radyo programlarının günümüzde söz içerikli ve müzik içerikli radyo programları olarak ikiye ayırarak değerlendirilecektir. Müzik endüstrisi 1900’ların başında Tin Pan Alley şirketlerinin ilk ev pikaplarının satışından ve Victor, Colombia, Decca vs gibi
  • şirketlerin müzik eserlerinin kaydedildiği plaklardan milyon dolarlık kârlara ulaşırken, 1920 yılında ABD’de yayına başlayan ilk radyo istasyonu KDKA’nın kurulması ile radyo mecrası ile işbirliğine girmiştir. Radyo, 1920’lerde başlayarak müzik ürünlerinin kitlesel dolaşımını ve tanıtımını sağlayan bir işlev üstlenmiştir. Bu, doğal olarak popüler müziğin yapısında, müzik endüstrisinin politikalarında
  • önemli değişimlere neden olmuştur. Müzik endüstrisinin radyo mecrası ile yaşadığı deneyim, ilerleyen yıllarda büyük bir gelişme gösteren medya endüstrisi ile müzik endüstrisi arasındaki ilişkilerin gelişmesine neden olmuştur (Güven, 2002:22).
  • Bu gelişmelerin sağlanmasında en önemli rolü radyoda yayınlanan müzik programları üstlenmiştir. Radyo ile müzik mecra geliştikçe ayrılmaz bir ikili olmuş ve müzik 2000’li yıllara doğru yaklaştıkça radyo mecrasında en fazla kullanılan içerek olmuştur. Radyo mecrasında müziğin ön plana gelmesinde iki önemli faktörden bahsetmek gerekir: Teknolojide yaşanan gelişmeler: Radyo mecrasında stereo yayınların başlaması ve FM bandının kullanıma açılması. Müzik endüstrisinde yüksek kalitede ses kaydının yapılmaya başlaması. TV Mecrasının Popülerliği: TV mecrasının popülerliğinin artması özellikle söz ağırlıklı programların radyo mecrasından TV mecrasına doğru kaymasına sebep olmuştur. Dünyada FM bandından başlayan Stereo yayınlar ile beraber radyo mecrasından müzik dinlemenin teknik kalitesinde de artış yaşanmıştır. 1960’lı yıllardan sonra radyo kanalları Top40 adı verdikleri günümüzde
  • CHR olarak adlandırılan müzik formatını geliştirmeye başlamıştır. Müzik içerikli yayınların yüksek talep alması üzerine, dünyada “Top40” adı verilen müzik radyo formatı daha yaygın hale gelmiş ve radyo yayıncılığında müzik ön plana gelmeye başlamıştır. Türkiye’deki radyo yayıncılığı tarihine bakıldığında ise radyoda müzik programlarının özel sermayeli radyolar öncesi ve sonrasında farklılık gösterdiği görülmektedir. Özel sermayeli radyolar öncesinde TRT tek yayın yapan kurumdu. Bu dönemde TRT radyoları için belirlenen yayın politikası içinde her türlü yayın özgür değildi. Özel radyoların yayın hayatına başlamasından sonra ise müzik ve müzik programları farklı bir anlayış görülmüştür. Bu yeni anlayış çerçevesinde her tür müzik, özellikle TRT döneminde yozlaşmış olarak adlandırılan ve dışlanan Arabesk müziği pek çok radyo istasyonu tarafından yaygın bir biçimde kullanılmıştır (Kuruoğlu, 2002:111). Bu yönü ile değerlendirildiğinde TRT‘den sonra radyo mecrasında müzik içeriklerinde sınırsız bir özgürlüğün başladığı söylenebilir. Müzik programları bir sunucu eşliğinde hazırlanan ve müziğin bir araç olarak kullanıldığı programlardır. Konser yayınları, müzik yorumcu ve sanatçıları ile yapılan söyleşiler, istek programları bu tür programlara örnektir. Format Dj’li Müzik Programları (Format Dj Music Programs) Dünyada 1960’lı yıllardan sonra popüler olan “Top40” olarak adlandırılan CHR (Contemporary Hit Radio) formatlı müzik radyoları
  • Türkiye’de özel radyo yayıncılığının onuncu yılında popüler olmuştur. ”Top40” olarak formatlandırılan müzik radyoları ortalama müzik dinleyicisinin istediği müziği tekrarlarla sunmayı tercih etmektedir. Daha çok gençlerin dinlediği single (tekli) albümlerin şarkılarını yayınlayan bu tür radyoların müzik kaynağı gençlerin dinlemeyi tercih ettiği müziklerdir. Bu tür radyoları popüler kültür ile yakın olmayı ve bu kültürün yarattığı müziği takip etmek isteyen orta yaş ve üstünde kalan kitleler de dinlemektedir (Norberg, 1996:64-65). Türkiye’de 2001 yılında yayına başlayan Powertürk adlı radyo istasyonunun “Önce Müzik” sloganı ile ön plana getirdiği bu formatta yayınlanan programların sözel içeriği müzik içeriğin çok gerisinde kalmaktadır. Bu tür programlarda sadece şarkı anonsu ve etkinlik anonsları yapılmakta ve bu anonslar “format dj”i olarak adlandırılan sunucular tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu program türünde format djyi, kendisine ayrılan yayın süresi boyunca 20 ile 30 saniye süren kısa anonslarla radyo istasyonunun adını ve yayınlanan şarkı ve şarkıcının bilgisini vermektedir. Bu sunucular radyo kanalının belirlediği yayın içeriğinin dışına çıkamaz ve yayına herhangi bir kişisel katkı sağlayamaz. Bu programlara örnek Powertürk adlı radyo istasyonunda yayınlanan “Top Türkçe Pop”, “Eve Dönüş”, Radyo
  • Fenomen’de yayınlanan “Fenomen Hit Müzik” ve Radyo Müzik’te yayınlanan “Pop Sabah İş Yolunda” gibi programları örnek gösterilebilir. Kesintisiz Müzik Programları (Nonstop Music Programs) Türkiye’de özellikle 2000’li yıllarda yapılan radyo araştırmalarında radyo dinleyicisinin radyo istasyonlarından daha çok müzik dinlemek istediğinin ortaya çıkması üzerine radyo işletmeleri müzik yayıncılığının daha fazla olması gerektiğini savunmuşlardır.
  • Top40 formatında yayın yapan özel radyo kanalları bu tezden hareket ederek sözel içerikli radyo programlarını tamamen kaldırmışlar ve % 100 müzik içeren programlar yayınlamaya başlamışlardır. Bu kapsamda radyo kanalları radyo sunucu veya djyinin hiç konuşmadığı “kesintisiz müzik” programlarını yayınlamaya başlamışlardır. Kesintisiz müzik programlarında söz konusu yayın kuşağı içinde hiç konuşma olmaz ve müzik ön plana gelir. Söz içeriğinin tamamen kaldırıldığı bu program türünde %100 müzik yayını amaçlanmaktadır, bunun için kuşaklarda reklam yayınları bile yapılmamaktadır. Bu tür programlara örnek olarak “Maksimum Hit Müzik”, “Türkçe Pop Hit” gibi programlar gösterilebilir. Radyo istasyonlarında çeşitlenerek yayınlanan müzik programlarında sözel içerik her geçen gün azalmıştır. Bu durum radyo istasyonlarında yayınlanan sözel içerikli programların varlığını ortadan kaldırdığı gibi radyo programcısı kavramını da olumsuz etkilemiştir. Gelinen bu nokta da “radyo bir müzik kutusu mudur?” sorusu gündeme gelmiştir. Bu, günümüzde radyo mecrası adına yaşanan en büyük tartışmalardan biri olmuştur. TÜRKİYE RADYOLARINDA YAYINLANAN RADYO PROGRAMLARININ TERCİH EDİLİRLİK ORANLARI (THE RATINGSS OF THE RADIO PROGRAMS BROADCASTED IN TURKEY) Türkiye’de yapılan radyo yayıncılığında söz içerikli programlar ile müzik içerikli programların yayın süreleri pek çok dönemde farklılıklar göstermiştir. Bazı dönemlerde söz içerikli programların yayın oranı daha yüksek iken bazı dönemlerde müzik içerikli yayınlar ile söz içerikli programların yayın süreleri arasındaki fark kapanmıştır. 1929–1938 yılları arasında radyo idareleri radyo programlarının dinleyiciler tarafından sevilmesi ve dinlenmesi için bir takım tedbirler almıştır. Bu tedbirler kapsamında sözlü yayınlar ile müzik yayınları arasında bir oran belirlenmiştir. Hazırlanan yayın stratejisinde “Sözlü yayınlar ile musiki yayınlarının süreleri arasında ahenk ve muvazene gözetilmelidir. Sözlü yayınlar, bir günlük yayın süresinin %30–35’ini asla aşmamalıdır” (Ertuğ, 1951:131) denmiştir. 1945 yılında radyoda yapılan toplam yayınların yaklaşık üçte ikisi müzik yayınları olmuştur. Bu dönem radyoda yapılan yayınların oranları aşağıdaki gibidir (Çakar, 2005:32): Alankuş, S., (2003). Radyo ve Radyoculuk. İstanbul: IPS İletişim Vakfı Yayınları.
  • Allen, R.C., (2004). 'Soap Opera', Encyclopedia of Radio. ABD: Fitzroy Dearborn.
  • Arslan, S., (2010). Türkiye'de Radyo Oyunları. Yayınlanmamış
  • Yüksek Lisans Tezi, Ankara: Hacettepe Üniversitesi S.B.E. Aziz, A., (2012). Radyo Yayıncılığı. İstanbul: Nobel Akademik Yayıncılık.
  • Brason, M., (1988). Flywheel, Shyster and Flywheel: The Marx
  • Brother's Lost Radio Show. ABD:Pantheon Books. Çankaya, Ö. (2003) TRT, Bir Kitle İletişim Kurumunun Tarihi (1927-2000). İstanbul: YKY.
  • Crisell, A., (1986). Understanding Radio. İngiltere: Methuen Publishing.
  • Crook, T., (2003). 'Drama on U.S. Radio', Encyclopedia of Radio, ABD: Fitzroy Dearborn.
  • Çakır, H., (2005). Tüm Yönleriyle Radyo.Ankara: Siyasal Kitabevi.
  • Ellis, S., (2004). 'Radio Soap Operas Raise HIV/AIDS Awareness in Africa' http:www.usinfo.gov/gi/Archive/2004/Mar/312631html, Erişim Tarihi: 05.03.2012.
  • Eraslan, Z.N., (1979). TRT Kurumu Radyo Oyunu Üzerine Bir
  • Araştırma. Ankara: TRT Yayınları. Erdamar, B., (1992). Radyo Programcılığı. İstanbul: Der Yayınları.
  • Ertuğ, H.S., (1951). Radyo İşletmeciliği ve Meseleleri. Ankara: Güven Basımevi.
  • Gans, H.J., (2005). Deciding What's News: A Study of CBS
  • Evening News,NBC Nightly News,Newsweek,ABD: Northwestern Unv. Press. Gould, J. (1958). All About Radio and Television. ABD: Random House.
  • Güven, H., (2002). Radyo Yapımı/Yayıncılığı. Ankara: Zeplin İletişim. http://tr.wikipedia.org/wiki/Orhan_Boran Erişim Tarihi: 002013. http://www.baseball-almanac.com , Erişim Tarihi: 05.11.2012 http://www.museum.tv Erişim Tarihi: 03.04.2013) http://www.radiohof.org, Erişim Tarihi: 03.06.2013
  • İPSOS KMG (2013). İpsos KMG Radyo Dinleme Ölçümü Verileri
  • Otomasyonu 2003-2013, İstanbul.
  • Kallis, S., (2003). Encyclopedia of Radio. ABD: Fitzroy Dearborn.
  • Koçer, M., (2013). Televizyon İzleme Alışkanlıkları ve Motivasyonları: Kayseri Örneği. E-Journal of New World Sciences
  • Academy: Humanities, Volume:8, Number:2,ss.207-224, http//dx.doi.org/1012739/NWSA.2013.8.2.4C0165
  • Kuruoğlu, H., (2002). İzmir: Dokuz Eylül Yayınları.
  • Marx, H. ve Barber, R., (1961). Harpo Speaks. ABD: Bernard Geis.
  • McLeish, R. (2005). Radio Production, 5 th. Edition. ABD: Focal Press.
  • Moore, B., (2003). 'Schechter,A.A. (1907-1989)' Encyclopedia of
  • Radio. ABD: Fitzroy Dearborn. Norberg, E.G., (1996): Radio Programming Tactics and Strategy. ABD: Focal Press.
  • Oskay, Ü., (1971). Toplumsam Gelişmede Radyo ve Televizyon.
  • Ankara: Sevinç Matbaası. Öngören, M., (1972). Televizyona Açılan Pencere.Ankara: Gazeteciler Cemiyeti Yayını .
  • Özakman, T., (1969). Radyo Notları. Ankara: Ayyıldız Matbaası.
  • Öztürk, S. (2003). Gençlerin Radyo Dinleme Alışkanlıkları ve Radyonun İşlevi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi İletişim
  • Fakültesi Dergisi, sayı:18. Pekman, C. (2000). İstanbul Radyosu Anılar Yaşantılar. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.
  • Radioattic (2012). 'Bob Hoke's Radio Memorabilia' http:www.radioattic.com/attics/hoke_memorabilia.gtm,Erişim Tarihi: 21.10.2012
  • Rekabet Kurulu (2011). 'Radyo Viva Ticari ve İktisadi
  • Bütünlüğünün TMSF Tarafından satış ihalesinde, Artı Televizyon Yayıncılığı San. Ve Tic. A.Ş. tarafından devranılması işlemine izin verilmesi' konulu Rekabet Kurulu Kararı,14.04.2011.
  • RTÜK ,(2010). Radyo Dinleme Eğilimleri Araştırması -2- . Ankara: Kamuoyu Yayın Araştırmaları ve Ölçme Dairesi Başkanlığı.
  • Sterling, C. ve Kittross, J., (1990). Stay Tuned: A Concise
  • History of American Broadcasting: ABD: Wadsworth. Tekin, M. (1990). Üniversite Gençliğinin Radyo, Televizyon, Sinema ve Tiyatro İzleme Alışkanlıkları. Ankara: Ankara
  • Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi, sayı:23. Torres, B.F., (2001). The Hits Just Keep On Coming. ABD: Backbeat Books.
  • TRT (1985). Radyo - Televizyon Yayınları İzlenme Durumu. Ankara: TRT Kurumu Genel Müdürlüğü.
Toplam 89 adet kaynakça vardır.

Ayrıntılar

Birincil Dil Türkçe
Bölüm Kamu Yönetimi
Yazarlar

Mihalis Kuyucu Bu kişi benim

Yayımlanma Tarihi 1 Mayıs 2013
Yayımlandığı Sayı Yıl 2013 Cilt: 8 Sayı: 4

Kaynak Göster

APA Kuyucu, M. (2013). RADYONUN MÜZİK KUTUSUNA DÖNÜŞÜMÜ: RADYO PROGRAM TÜRLERİ ve TERCİH EDİLİRLİK ORANLARI. Humanities Sciences, 8(4), 372-400. https://doi.org/10.12739/NWSA.2013.8.4.4C0175
AMA Kuyucu M. RADYONUN MÜZİK KUTUSUNA DÖNÜŞÜMÜ: RADYO PROGRAM TÜRLERİ ve TERCİH EDİLİRLİK ORANLARI. Humanities Sciences. Mayıs 2013;8(4):372-400. doi:10.12739/NWSA.2013.8.4.4C0175
Chicago Kuyucu, Mihalis. “RADYONUN MÜZİK KUTUSUNA DÖNÜŞÜMÜ: RADYO PROGRAM TÜRLERİ Ve TERCİH EDİLİRLİK ORANLARI”. Humanities Sciences 8, sy. 4 (Mayıs 2013): 372-400. https://doi.org/10.12739/NWSA.2013.8.4.4C0175.
EndNote Kuyucu M (01 Mayıs 2013) RADYONUN MÜZİK KUTUSUNA DÖNÜŞÜMÜ: RADYO PROGRAM TÜRLERİ ve TERCİH EDİLİRLİK ORANLARI. Humanities Sciences 8 4 372–400.
IEEE M. Kuyucu, “RADYONUN MÜZİK KUTUSUNA DÖNÜŞÜMÜ: RADYO PROGRAM TÜRLERİ ve TERCİH EDİLİRLİK ORANLARI”, Humanities Sciences, c. 8, sy. 4, ss. 372–400, 2013, doi: 10.12739/NWSA.2013.8.4.4C0175.
ISNAD Kuyucu, Mihalis. “RADYONUN MÜZİK KUTUSUNA DÖNÜŞÜMÜ: RADYO PROGRAM TÜRLERİ Ve TERCİH EDİLİRLİK ORANLARI”. Humanities Sciences 8/4 (Mayıs 2013), 372-400. https://doi.org/10.12739/NWSA.2013.8.4.4C0175.
JAMA Kuyucu M. RADYONUN MÜZİK KUTUSUNA DÖNÜŞÜMÜ: RADYO PROGRAM TÜRLERİ ve TERCİH EDİLİRLİK ORANLARI. Humanities Sciences. 2013;8:372–400.
MLA Kuyucu, Mihalis. “RADYONUN MÜZİK KUTUSUNA DÖNÜŞÜMÜ: RADYO PROGRAM TÜRLERİ Ve TERCİH EDİLİRLİK ORANLARI”. Humanities Sciences, c. 8, sy. 4, 2013, ss. 372-00, doi:10.12739/NWSA.2013.8.4.4C0175.
Vancouver Kuyucu M. RADYONUN MÜZİK KUTUSUNA DÖNÜŞÜMÜ: RADYO PROGRAM TÜRLERİ ve TERCİH EDİLİRLİK ORANLARI. Humanities Sciences. 2013;8(4):372-400.