Günümüzde İslam tarihçiliği çok küçük bir azınlık dışında, kuramsal ve nazari birikimi ile kavramsallaştırma yeteneği oldukça düşük bir manzara arz eder. Tarihçilerimiz bu eksikliği daha çok klasik kaynaklar üzerinde kurdukları hâkimiyetleri ve ana kaynaklara dayalı oldukça detaylı ve başarılı çalışmaları ile telafi etme yoluna gitmiş görünüyor. Batılı tarihçiler karşısında bu avantajlarını kullanarak çalışmalarına teorik bir zemin ve kuramsal bir çerçeve oluşturmadan çoğunlukla daha dar ve spesifik konulara yöneltmişlerdir1 . Aslında şimdiye kadar yapılan çalışmalar, küçümsenemeyecek düzeyde veriler ortaya koymuştur. Tarihi olayları kronolojik veriler olarak ortaya koymak ve bunları dökümanter belgeler ile destekleyerek, modern araçlar kullanabilen sistematik bir belge tarihçiliği için bu kadarı yeterlidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Temmuz 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 11 Sayı: 1 |