Coğrafî konumu itibariyle tarih boyunca Şam, çevresindeki büyük medeniyetlerin cazibe merkezi olmuştur. Bu yüzden tarihî süreçte çeşitli kavimler Şam’a yönelmişler, feth ve iskân etmişlerdir. Buraya hâkim olan her kavim de kendi eserlerini bırakmışlardır. Şam, eski dünyanın cazibe merkezlerinin önemli bir mevkiinde bulunmaktaydı. Ekonomik ve dinî temayüller birleşince, bölge daima büyük önem arz etmiştir. Bilinen en eski çağlardan itibaren Şam, kuzeyde Anadolu merkezli güçler ile Hitit, Roma, Selçuklu, Osmanlı , güneyden Mısır merkezli güçler Firavunlar devri Mısır, İslam Devletleri, Fatımî, Eyyübî ve Memluklu arasında bir mücadele alanı ve düğüm noktası olmuştur. Türkler de erken denilebilecek bir çağda miladi 8-9. asırlarda Şam’a gelmişlerdir. Şam’ın öz geçmişindeki Türk varlığının araştırılacağı bu çalışmada, Türklerin Şam’a ilk gelişleri, bölgedeki siyasî ve iktisadî faaliyetleri hakkında da kısaca bilgi verilmiştir. Destanî dönemdeki Türk iskân ve fethini nazar-ı itibara almazsak, miladî 8-9. asırlarda Türkler yoğun ve şuurlu olarak iskân amacıyla bölgeye yerleşmişlerdir. Bölgedeki en güçlü siyasî varlıklarını bu dönemden sonra kurmuşlardır. Bölgede kurulan ilk siyasî Türk teşekkülü, 9. asrın ortalarında Mısır’da bağımsızlığını ilan eden Tolunoğulları devletidir. Arkasından Suriye merkez olmak üzere İhşidîler varlıklarını devam ettirmişlerdir. Daha sonraki asırlarda bölgeye Eyyübî, Selçuklu, Memluklu ve nihayet Osmanlı Devleti hâkim olmuştur. Bu devletlerin hâkimiyet süresince, bölge esaslı bir imar faaliyetine sahne olmuş ve daha önceden yapılan yapıların tamir edilmesinin yanı sıra pek çok da yeni eser yapılmıştır.
Because of its geographical location, Damascus has been the center of attraction for the large civilizations around it. As a result, various tribes turned towards Damascus during the historical process, and they have conquered and settled. Each tribe that dominated Damascus also left its works there. Damascus has an important position among the attraction centers of the oldworld. When economics and religious inclinations are combined, the region has always been of great significance. Since the oldest known ages, Damascus has been a battleground, with the Anatolian-based powers in the north Hittite, Roman, Seljuk, Ottoman , and Egypt-based powers in the south with the Pharaohs era of Egypt, Islam, Fatimid, Ayyubid and Mamluk and has been a bottleneck. During the historical process it is sometimes seen that Iran and Turkmenistan-centered powers from the east to reach all the way to Damascus. Since the first ages of history, large struggles have occurred between Ancient Egypt and the Hittites. Later on, the Roman Empire, establishing the world's largest political formation in the Mediterranean has been dominant in the region. The importance of the region resulted in the Persians in the region to come to Egypt, and has led to the occupation of Jerusalem, Damascus in the meanwhile. This rivalry between the east-west, northsouth forces has continued during the historical process. This process has also existed between the Turkish-Arab-Islamic states. For this reason, the Turks also arrived in Damascus, which could be called an early era, in the 8th-9th century AD. In this study where the Turkish presence in Damascus' historical background will be investigated, the first arrival of the Turks in Damascus, and their political and economic activities in the region are briefly discussed. If the Turkish conquest and settlement in the epic period is not taken into account, the Turks settled in the region during the 8th and 9th centuries, intensely and consciously for the purpose of settlement. They have established their most powerful political entity in the region after this period. First political Turkish formation established in the region is the Tolunoğulları state, which declared independence in Egypt mid 9th century. Later on, İhşidîs have continued their existence in central Syria. In later centuries, the Ayyubid, Seljuks, Mamluks and finally the Ottoman Empire dominated the region. During the domination of these states, the region witnessed a substantial development activity and many new structures have been built as well as the repaired previously built structures.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 12 Sayı: 1 |