Arapça ve Farsça hem ilmî hem de edebî olarak tarih boyunca Türk kültür ve medeniyetini etkileyen önemli
unsurlardan birisi olmuştur. Klâsik Türk edebiyatının şekil ve muhteva olarak edebî gelenek hâline dönüşmesinde ise
bu iki dilin ayrı bir yeri vardır. Bu edebî gelenekte ifade kalıplarından mazmunlara, vezinden kafiyeye kadar birçok
unsur, Arapça ve Farsça kelime yardımıyla metinlerde hayat bulmuştur.
Osmanlı toplumunda ilmî ve edebî gelenekteki gelişmelere paralel olarak bu iki dilin öğrenilmesi ve
öğretilmesi, zamanla önemli bir ihtiyaç hâlini almıştır. Bu ihtiyaca cevap vermek amacıyla da bu dillere ait manzum
veya mensur birçok sözlük hazırlanmıştır. Dil öğrenimini hem eğlenceli hâle getirmeleri hem de öğrenilen
kelimelerin hafızadaki kalıcılığını artırmaları bakımından Farsça-Türkçe, Arapça-Türkçe veya Arapça-Farsça-Türkçe
tarzında yazılan manzum sözlük türleri ayrı bir ilgi görmüş ve zamanla bu eserlerin sayısında önemli bir artış
olmuştur. Klâsik Türk edebiyatında yetmiş civarında manzum sözlüğün varlığı bilinmektedir. Bunlardan biri de
Le’âlî mahlaslı bir şair tarafından çocuklara Farsçayı öğretmek amacıyla yazılmış olan Farsça-Türkçe sözlüktür. 17.
yüzyıl veya daha önceki dönemlerde kaleme alınmış olan 84 beyitlik bu manzum sözlük, giriş ve 250 civarında
Farsça ve Türkçe kelimenin karşılıklı anlamlarının verildiği dört kıt’adan oluşmaktadır. Bu çalışmada Le’âlî
tarafından kaleme alınmış olan Farsça-Türkçe manzum sözlüğün şekil ve muhteva özellikleri üzerinde durularak,
eserin çevriyazılı metni verilecektir
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Şubat 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 |