Blood feuds between Albanians emerged as a natural reflection of theLaw of Lek Dukak which was defined as the mountain law and in the framework of this law, blood feud had become widespread among Albanians. In the beginning of the twentieth century, while the Ottoman Empire was trying to become modern in many areas, the empire was obliged to enter into a tough struggle against traditional structure. Constitutionalism, not just for the Turks but also for all elements of the Ottoman Empire, is an important historical event. From this point of view it is useful to start history of democracy of many Balkan states which now have become nation states, with First Constitutional Era in 1876. Furthermore, the Second Constitutional Era which was declared in 1908 has significantly emerged as a result of the developments in the Balkans. After declaration of the Second Constitutional Era, the centralization policies of the Committee of Union and Progress are remarkable as an important feature of the modernization efforts. In this process, the Ottoman government decided to restart "Müsalaha-i Dem Commissions" (Reconciliation of the Blood Feuds) which was previously started but could not be successful to finish blood feuds and to create social consensus in Albania. Thus, the spread of modernization to social base and to adapt the empire to the new system by dissolving the traditional structure of society were aimed. The purpose of the article is to examine the origins of these feuds and policies of the Ottoman Empire on the creation of a substructure that enables reconciliation between Albanians through transforming traditional structure
Albania Blood Feuds the Second Constitutional Era the Law of Lek Dukak
Arnavutlar arasında Kan Davaları Lek Dukakin Kanununun doğal bir yansıması olarak ortaya çıkmış ve dağ kanunu olarak tanımlanan bu kanunlar çerçevesinde Kan Davaları Arnavutlar arasında oldukça yaygınlaşmıştır. 20. yüzyılın başına gelindiğinde Osmanlı Devleti birçok alanda modernleşmeye çalışırken geleneksel yapı ile zorlu bir mücadeleye girmek durumda kalmıştır. Meşrutiyet sadece Türkler için değil Osmanlı Devleti içindeki tüm unsurlar için önemli bir tarihsel olaydır. Bu açıdan bugün ulus-devlet haline gelmiş birçok Balkan devletinin demokrasi tarihini 1876 yılında ilki ilan edilen Meşrutiyetle başlatmakta yarar vardır. 1908 ilan edilen Meşrutiyet önemli ölçüde Balkanlardaki gelişmelerin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. II. Meşrutiyet sonrasında İttihat ve Terakki’nin izlediği merkezileşme politikası modernleşme çabalarının önemli bir özelliği olarak dikkati çekmektedir. Bu süreçte Osmanlı Hükümetleri Arnavutluk’ta yaşanan Kan Davalarını bitirerek toplumsal uzlaşma yaratma amacına uygun olarak daha önce başlanmış ama yeterli ilerleme sağlanamamış “Müsalaha-i Dem Komisyonları”nı (Kan Davalarını Barıştırma) yeniden faaliyete geçirmeye karar vermişlerdir. Böylece modernleşmenin toplumsal tabana yayılması ve toplumun geleneksel yapısının çözülerek yeni sisteme uyum sağlamasına çalışılmıştır. Makalenin amacı, bu kan davalarının kökenlerini ve Osmanlı Devleti’nin bu geleneksel yapıyı dönüştürerek Arnavutlar arasında uzlaşma sağlayacak bir altyapının oluşturulmasına yönelik politikalarını incelemektir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ağustos 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Cilt: 4 Sayı: 7 |