Abstract: New sociological developments that emerged after the attacks of 11 September have given the wave of transnational migration a new dimension. The wave of migration that began towards the Western world has revealed a number of sociological problems that now concern many nations. In this process, nation-states have adopted a cautious approach to the migrant subject, and migrants have been subjected to various forms of violence. Transnational migration and the phenomenon of violence it entails have now begun to be the subject of artistic productions and films that go beyond academic studies. It is in this context that this study, which examines the relationship between transnational migration and violence through the film The Other Side of Hope, aims to identify the types of violence that migrants encounter. As a result, the study found that immigrants tend to experience psychological, symbolic and physical types of violence. The study found that among these types of violence, symbolic violence is the most common. Since symbolic violence is a violence that can be hidden in many issues, it was understood that the Western authorities can use it more. In fact, symbolic violence is hardly understood even by those who are subjected to it.
Transnational Migration Violence Migrant The Other Side of Hope
11 Eylül saldırılarından sonra ortaya çıkan yeni sosyolojik gelişmeler, ulusaşırı göç dalgasını farklı bir boyuta taşımıştır. Batı dünyasına doğru başlayan göç dalgası, artık pek çok ulusu ilgilendiren bir dizi sosyolojik problemi ortaya çıkarmıştır. Bu süreçte ulus devletler, göçmen özneye karşı temkinli bir yaklaşım sergilemiş ve bunun için göçmenler çeşitli türden şiddet biçimleri ile karşılaşmıştır. Ulusaşırı göç ve bu sürecin içerdiği şiddet olgusu, artık akademik çalışmaların ötesinde sanat yapımlarına ve filmlere de konu olmaya başlamıştır. Bu bağlamda, ulusaşırı göç ve şiddet arasındaki ilişkiyi Umudun Öteki Yüzü adlı film üzerinden inceleyen bu çalışma, göçmenlerin temelde hangi türden şiddet biçimleri ile karşılaştığını ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Sonuç olarak bu çalışmada görülmüştür ki, göçmenler genellikle psikolojik, sembolik ve fiziksel şiddet türlerini deneyimlemektedirler. Çalışmada bu şiddet türlerinin içerisinde, en yaygın olanın sembolik şiddet olduğu ortaya çıkmıştır. Sembolik şiddet, pek çok konuda gizlenebilen bir şiddet olduğu için Batılı otoritelerin bunu daha fazla uygulayabildiği anlaşılmıştır. Nitekim sembolik şiddet ona maruz kalan kişiler tarafından bile zor anlaşılmaktadır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Göç |
Bölüm | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 4 Aralık 2024 |
Kabul Tarihi | 23 Aralık 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 14 Sayı: 2 |