Osmanlı Devleti ile Venedik arasındaki ilişkiler 14. yüzyıla kadar uzanmakla beraber, daha geniş ilişkiler Fatih dönemi ile gelişmiştir. İki ülke arasındaki ilişkiler hem siyasî hem de iktisadî esaslara dayanıyordu. Osmanlı Devleti, Batı’nın bu en güçlü denizci tüccar devletinin gücünü yanına almak isterken aynı zamanda ihtiyacı olan emtianın düzenli olarak ülkesine girişini sağlamak istiyordu. Venedik de daha Bizans ve Selçuklu dönemlerinde Doğu’da ticaret yapmak için aldığı imtiyazları kaybetmek ve hele bu imtiyazları rakibi olan diğer denizci devletlere kaptırmak istemiyordu. Osmanlı iktisat politikasının temeli olan “iaşe-provizyonizm”in temini için sıkı sıkıya bağlı olduğu zahire ihracının memnuiyeti prensibini bir tarafa bırakarak, Rumeli’deki eyalet ve sancak beylerine gönderilen fermanlarla Venedik’e ihtiyacı kadar günün rayici üzerinden istediği kadar zahirenin satılmasına izin vermiştir. İspanya ve Avusturya’nın saldırılarının devam etmesi üzerine Venedik, Osmanlı Devletinden asker talebinde bulunmuştur. Osmanlı Devleti yukarıda zikredilen mülahazalarla, Osmanlı Devleti, Osmanlı Devletini Rumeli sancaklarında ücreti karşılığında gönüllü olarak Venediklilerin hizmetine girmek isteyen Müslim veya gayr-i Müslim halkın cenkçi (savaşçı) yazılmasına ruhsat vermiş ve buna kimsenin mani olmaması hakkında ilgililere gerekli tenbih yapılmıştır. Hem dışarıya zahire ihracı hem de ülkesinden paralı asker yazılmasına izin vermiş olması, Osmanlı Devletinin bilinen siyaset ve iktisat politikalarına tamamen aykırı idi. Bu durum ancak Osmanlı Devletinin ileri görüşlü devlet anlayışı ile izah edilebilir. Bize göre Osmanlı Devletinin bu politikası, tehdidin, kendi sınırlarına gelmeden önce yok edilmesi demek olan “sınır ötesi tahkim doktrini”dir
Osmanlı Devleti Venedik Venedik Devlet Arşivi Bailo Defterleri
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2012 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2012 |