ayrılmıştı. Ancak bu konunun en büyük uzmanlarından olan Prof. Dr. Mehmet İnbaşı rahatsızlığı sebebiyle toplantıya katılamamıştı. Onun bildirisini başka bir arkadaşımız okudu. Tebliği sunan kişinin bütün becerisi ve güzel tonu tabii ki Mehmet İnbaşı’nın yokluğunu kapatamazdı. İkinci olara bu fakir-i pür taksir “Hacı Ali Efendi’nin Kamaniçe Tarihi” başlıklı tebliğini sundu. Hacı Ali Efendi 1672 tarihli Kamaniçe Seferi’ne Sadrazam Kethüdası Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın tezkirecisi sıfatıyla katılmış ve seferin güncesini tutmuştu. İşte bu kıymetli eserde yer alan bilgiler Abdurrahman Abdi Paşa’nın Vekāyi‘name’si ile birlikte kullanılarak Kamaniçe Seferi’nin askeri ve lojistik yönden önemi vurgulandı. İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nden Ahmet Arslantürk ise “Kamaniçe Seferi’nde Osmanlı Saray Görevlileri” konusunda bilgi sundu. Konferansın en büyük eksikliklerinden birisi ise 1414 yılında Osmanlı- Lehistan ilişkilerinin ne şekilde başladığını anlatan bir tebliğin bulunmayışı idi. Türk Tarih Kurumu kendisine sunulan tebliğ konularını tasnif ederek konferansı veya sempozyumu organize etmekte. Bu durumda birbirine yakın konularda 2 veya 3 tebliğ olabildiği halde, gerçekten ihtiyaç hissedilen bir konuda hiçbir tebliğ gelmeyebiliyor. Sanırım bu durumda yapılacak şey eksik konuların tespit edilerek ısmarlama olarak uzmanlarına verilmesidir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Eylül 2014 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Sayı: 35 |