Tarihsel olarak şeker kaynağı olan tek bitki şeker kamışıydı. Osmanlı Devleti için de bu durum farklı değildi. Özellikle şeker kamışı yetiştiren güney eyaletler, Osmanlı Devleti’nin ana şeker sağlayıcı bölgeleriydi. Fakat XVII. Yüzyılla birlikte, güçlü Amerikan rekabeti Osmanlı şeker üretimini önemli ölçüde azaltmıştır. Bundan sonra şeker Osmanlı halkı için, ithal bir ürün haline geldi. Fakat pancardan şeker çıkarılmasının keşfi, pek çok girişimcinin dikkatini bu sektöre çekmiştir. Öncelikle şeker Osmanlı Devleti’nde önemli bir pazara sahipti. Üstelik şeker pancarının yetiştirilmesi şeker kamışına göre pek çok avantaja sahipti. Pancar daha az sulamaya ihtiyaç duyarken, daha düşük sıcaklıklara da dayanıklıydı. Bu Osmanlı Devleti’nin pek çok bölgesinin şeker üretimine açılabilmesi demekti. Bu makalede zaman dilimi biraz uzun tutulmuştur, çünkü Osmanlı Devleti’nde şeker üretimi bu dönemde çok yaygın bir faaliyet değildi. Genel olarak şeker üretimi girişimcileri iki parçaya ayırılabilir. Başlangıçta ulaşım kolaylığı ve ana tüketim merkezlerine yakınlık dolayısıyla; Dimitri Efendi, Davutoğlu Karabet ve Monsieur Michel fabrikalarını İstanbul ve İzmir’e kurmayı planlamışlardır. Fakat 1890’lardan sonra, yeni girişimciler yatırım planlarında hammadde ihtiyacını dikkate almaya başlamışlardır. Yeni seçilen bütün yerler ya eski üretim merkezleri, ya da şeker kamışı veya pancarı tarımına çok uygun yerlerdi. Bu tutum çok önemlidir, çünkü şeker üretimi hem o zaman hem de günümüzde, hızlı hammadde akışına tamamen bağımlıdır. Osmanlı Devleti mümkün olan her türlü imkânı şeker üreticilerine bağışlayarak, ticaret açığını azaltmaya çalışmıştır
Historically only sugar source plant was sugar cane. For the Ottoman Empire, this situation did not also differ. Especially sugar cane cultivator southern provinces were main sugar providing areas of the Ottoman Empire. But with 17th century, strong American competition considerably diminished Ottoman sugar production. Hereafter, sugar became imported goods for Ottoman people. But invention of sugar extraction from beet took attention of many entrepreneurs to this sector. Primarily sugar had already great market in the Ottoman Empire. Moreover sugar beet cultivation has much more advantages than sugar cane. Beet requires less irrigation and it was resistant to lower temperatures. That means many regions of the Ottoman Empire could be opened sugar production. In this article, time period was held quite a long; because sugar manufacturing was not very common activity in the Ottoman Empire in this period. In general, sugar production entrepreneurs could be divided in to two parts. In the beginning, Dimitri Efendi, Davutoğlu Karabet and Monsieur Michel planned to establish their factories in İstanbul and İzmir for transportation facilities and closeness to main consumption centers. But after 1890’s, new entrepreneurs took into account raw material needs in their investment plans. All newly chosen places were either former cultivation centers or very convenient places for sugar cane or beet agriculture. This attitude was very important, because sugar production was completely dependent to rapid raw material flow in that time and also today. The Ottoman Empire granted every possible facility to sugar producers to decrease trade deficit. As to entrepreneurs, some of them remained on paper. But Monsieur Michel founded a factory for experimentation. Rauf Pasha started beet cultivation and sent them to analyze for learning sugar content. But in general, sugar production entrepreneurs were not successful. Because sugar remained an important part of import, up to end of the Ottoman Empire
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Sayı: 39 |