Nişân verme uygulaması, 19. yüzyılla birlikte Osmanlı İmparatorluğu ve İran’da yaygın hale gelmiş, diplomasinin olmazsa olmaz unsurlarından birine dönüşmüştü. Öyle ki; öteki nişânların yanında, devlet işlerinde ön planda yer almayan kadınlar için bile her iki ülkede Şefkat ve Afitâb gibi nişânlar çıkarılmıştı. Bu çalışma, zihinsel arka planında II. Abdülhamid dönemi Osmanlı-Kaçar ilişkilerinin genel seyrini bulundurarak; hükümdarların, simgesel bir anlam taşıyan nişânları diğerinin tebaasına yönelik nasıl kullandıklarını ortaya koymayı amaçlamaktadır. Zira nişânların kimlere verildiğinin ve bunun dönem içindeki yoğunluğunun takip edilmesiyle, farklı alanlardaki münasebetlerin gelişimine dair de fikir edinilebileceği düşünülmektedir. Çalışmanın temelini teşkil eden arşiv belgeleri incelendiğinde, özellikle İran şahlarının süregelen problem sahalarında veya menfaat alanlarında nişân verme konusunda oldukça eli açık davrandıkları tespit edilmiştir. Bu bağlamda, diplomatik ve bürokratik konumlardaki kişiler ile yakınlarının yanı sıra; Şia’nın tarihi merkezi olarak görülen Irak’ın Atabâtı ‘Aliyye bölgesinde, tüm Müslümanların kutsalı Hicaz’da, sınır hattında ya da ticaret rotaları üzerinde yaşayanlar, uygulamanın ilk muhatapları olmuşlardır. Öte yandan, çalışmada sunulan belge ve örnekler, iki tarafın da nişânlar yoluyla diğer tarafla diyalog kurma ve görünür olma amacına büyük ölçüde ulaştığını göstermektedir. Çalışma, Kaçar dönemi İran nişânları üzerine kapsamlı ilk Türkçe inceleme olmakla birlikte, alana; söz konusu nişânların Osmanlı tebaasına ve Osmanlı nişânlarının İran tebaasına verilişine dair özgün bir katkı sağlamaktadır. Çalışmanın temel kaynaklarını, Osmanlı arşiv belgelerine ilaveten, Farsça, İngilizce ve Türkçe birincil ve ikincil kaynaklar oluşturmaktadır
The practice of giving order nishân became common and one of the indispensable elements of diplomacy in the Ottoman Empire and Iran during the nineteenth century. In fact, besides other orders, even for women who were not at the forefront in the state affairs, orders such as Şefkat charity and Afitab sun, beauty were introduced in both countries. This study, keeping the general situation of Ottoman-Qajar relations during the Abdulhamid II period in mind, aims to reveal how rulers used the orders, which were bearing a symbolic meaning, towards citizens of the other. Because, it is thought that it is possible to get an idea on the development of relations in different fields by following to whom the orders were given and how intense this practice was in the period in question. When the archival documents that constitute the basis of the study are examined, it has been determined that the Iranian shahs were very generous in resorting to orders in ongoing problematic issues and/or areas of interest. In this regard, besides people in diplomatic or bureaucratic positions and their relatives, those who lived in the Atabât-ı ‘Aliyye region of Iraq, which was considered as the historical center of Shia, in Hijaz, the holiest site of all Muslims, in the border regions or along the trade roots, were the first addressee of the practice. On the other hand, the documents and examples presented in this study show that both administrations achieved their purpose of establishing dialogue with the other side and becoming visible to a great extent. Besides being the first comprehensive Turkish work on Iranian orders of the Qajar period, this study provides a unique contribution to the field regarding the orders’ being given to Ottoman citizens and the Ottoman orders’ being given to Iranian citizens. The main sources of the study are the primary and secondary sources in Persian, English and Turkish along with the Ottoman archival documents
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Sayı: 45 |