Kafa kemik kırıkları, orijinleri gereği, adli tıp pratiğinde karşılaşılabilen olgulardır. Sunulan çalışmada, kafa kemik kırıklı olgulara ait demografik verilerin, yaralanma özelliklerinin, kemik kırığına eşlik eden klinik bulguların ve olguların adli raporlarının değerlendirilmesi ve litaretürle paylaşılması amaçlanmıştır. Çalışmada, 01.01. 2014- 31.12.2023 tarihleri arasındaki 10 senelik zaman dilimde, Anabilim Dalımıza başvuran ölümle sonuçlanmayan travmatik kafa kemik kırıklı olgular çalışmaya dahil edilmiştir. Olgulara ait, hastane evrakları, soruşturma evrakları retrospektif olarak incelenmiştir. Olguların, % 75,6’sının erkek olduğu, yaş ortalamasının 37±9,6 olduğu belirlenmiştir. Kafa kemik kırıklarının % 56,2’sinin trafik kazası sonucu meydana geldiği, en sık frontal kemiğin kırıldığı (n=206, % 53,4), olguların % 54,1’inin lineer kırık şeklinde olduğu belirlenmiştir. Çalışmamızda, kafa kemik kırıklarının en sık erkeklerde, genç erişkin yaş grubunda, en sık trafik kazası nedeniyle, frontal kemikte lineer kırık şeklinde olduğu belirlenmiştir. Elde edilen bulgular literatürle uyumlu bulunmuştur. Kafa kemik kırıkları ile ilgili adli rapor düzenlenirken, yaşamsal tehlike ve kırığın hayat fonksiyonlarına etkisi ile ilgili belirleyici olması bakımından, kırığın yeri, ne tür bir kırık olduğu, kırığın sayısı önem taşımaktadır.
Osmangazi Tıp Dergisi’nin 2024 yılı 46. cilt ve 6. sayısında 912-922 sayfalarında yayımlanan "Forensic Medical Evaluation of Non-Fatal Traumatic Head Bone Fractures" isimli makaleyi tüm yazarlar makaleyi geri çekmek istediklerini bildirmişlerdir. Makalede yalnızca kafa kemik kırıkları ile ilgili veriler değerlendirilmiştir. Çalışmayı, ilgili makaleyi değerlendiren bir hakemin de önerisi doğrultusunda , kafa kemik kırıkları, beyin dokusu harabiyeti, servikal vertebra ve medulla spinalis hasarlarıyla birlikte yeniden değerlendirmek ve bu kapsamda verilerin tek bir makalede kullanılması gerekliliğinden yukarıda belirtilen makale geri çekilmiştir.
Head bone fractures are encountered in forensic medicine practice due to their origin. In the present study, we aimed to evaluate the demographic data, injury characteristics, clinical findings accompanying bone fractures and forensic reports of cases with skull fractures and to share them with the literature. In this study, cases with non-fatal traumatic skull fractures that did not result in death admitted to our department during the 10-year period between 01.01.2014 and 31.12.2023 were included in the study. Hospital documents and investigation documents of the cases were retrospectively analyzed. It was determined that 75.6% of the cases were male and the mean age was 37±9.6 years. It was determined that 56.2% of the skull fractures occurred as a result of traffic accidents, the most common fracture was the frontal bone (n=206, 53.4%) and 54.1% of the cases were linear fractures. In our study, it was determined that skull fractures were most common in males, in the young adult age group, most commonly due to traffic accidents, and in the form of linear fractures in the frontal bone. The findings were consistent with the literature. When preparing a forensic report on skull fractures, the location of the fracture, the type of fracture and the number of fractures are important in terms of determining the life threat and the effect of the fracture on life functions.
head bone fracture forensıc report trafıc accıdent forensıc medıcıne
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Adli Tıp |
Bölüm | ORİJİNAL MAKALELER / ORIGINAL ARTICLES |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 17 Ocak 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 47 Sayı: 1 |