Milli
Mücadele’nin askeri aşamasını zaferle sonuçlandıran Mudanya Mütarekesi’nin
imzalanmasından yaklaşık iki hafta sonra, 27 Ekim 1922 tarihinde, Müttefik
Devletler Lozan’da toplanması kararlaştıran barış konferansına Ankara
Hükümeti’nin yanı sıra Babıâli Hükümeti’ni de davet ettiler. TBMM, Ocak 1921’de
hazırladığı anayasayla egemenliğin kayıtsız şartsız ulusa ait olduğunu ilân
etmiş olduğu hâlde, savaşın sonuna kadar Osmanlı Sultanlığı’nın yerini alacak bir
yeni devlet kurmakta olduğunu açıklamamıştı. Ancak Sadrazam Tevfik Paşa’nın
Ankara’ya çektiği bir telgrafla Lozan’a iki hükümetin bir arada katılmasını
teklif etmesi, mecliste biriken devrimci potansiyeli açığa çıkardı. 30 Ekim
1922 tarihli müzakerelerde, yalnızca ileride Cumhuriyet Halk Fırkası’nın
çekirdek kadrosunu oluşturacak olan milletvekilleri değil, Mustafa Kemal
Paşa’ya muhalefet eden ya da yakında muhalefete geçecek olan birçok vekil de
Osmanlı İmparatorluğu’nun yerini halk esasına dayanan Türkiye Devleti’nin
aldığını dile getirdiler. Yapılan konuşmalarda cumhuriyetin ilânı, hatta
halifeliğin kaldırılması gerekliliği dile getirildi. Bu gidişata engel olmak
isteyen küçük bir muhalefet grubu, 1 Kasım 1922 günü mecliste çoğunluğun
desteğini alan bir tasarıyı, içinde Şeriye Encümeni temsilcilerinin de
bulunduğu bir üst komisyona havale etmeyi başarabildi. Mustafa Kemal Paşa’nın 1
Kasım 1922 günü yaptığı, egemenlik ve saltanatın müzakereyle değil zorla
alındığına yönelik ünlü konuşma, meclise değil bu komisyona yönelikti. Gerçekleşen
devrimin arkasında katılımcı bir demokratik süreç bulunuyordu.
Saltanatın Kaldırılması Ulusual Egemenlik TBMM Tutanakları Metin Çözümlemesi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 15 Sayı: 2 |