Tefsir genel
itibariyle âyetleri izah etme faaliyetini ifade eder. Bu sahada ekseriyetle sûfîlerin
yapmış olduğu işârî açıklamalar, özellikle tasavvuf karşıtı araştırmacılar
tarafından yoğun ve katı tenkitlere hedef olmaktadır. Söz konusu tenkitlerin
iki önemli noktada temerküz ettiği görülür. İlki, bir ayetin birden fazla
anlamının olmayacağı şeklindeki itirazdır. Zira sûfîlerin ortaya koydukları
işaretler, âyetlerin literal boyutuyla sınırlı ve bazen bu boyutla doğrudan
ilişkili değildir. İkincisi ise bu yöntemin âyetlerin zâhirini inkâr anlamı
taşıdığı şeklindedir. Nitekim itham edenlere göre sapkın Bâtınîler de aynı
yöntemle hareket etmektedir. Bu makalede işârî tefsirin genel tefsir disiplini
içerisindeki yeri tespit edilmeye çalışılmış ardından her iki itiraz tahlil
edilmiştir. Klasik işârî tefsirlerden verilen örnekler ışığında âyetlerin sarîh
anlamına yönelik bir inkâr emaresinin olmadığı teyit edilmiştir. Öte yandan sûfîlerin,
yapmış oldukları işârî yorumlarda, bunların herkes tarafından anlaşılması
gereken sarih ikinci anlamlar olduğu şeklinde bir iddialarının bulunmadığı görülmektedir.
Zira her insanın manevî deneyimi öznel bir yapı arz eder ve yapılan izâhlar
âyetin sarîh lafzıyla değil daha ziyâde o lafzın bireyde yaptığı mânevî tesirle
ilgilidir.
Bölüm | Araştırma Makalesi |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mart 2017 |
Gönderilme Tarihi | 21 Şubat 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 4 Sayı: 7 |