Cities are experiencing processes that lead to deterioration and even extinction due to human effects such as climate change, accidents, disasters, increasing population pressure, different sectoral demands, and building developments. Recent studies by scientists have revealed effects such as temperature increase in urban areas, decrease in water resources, loss of green corridors that serve as corridors between rural and urban landscapes, pollution in basins close to urban areas, and decrease in wildlife and biodiversity due to climate change. In order to reduce these problems, cities need to have a management approach where natural elements are protected, sustainability is ensured, and the balance between protection and use is maintained. This study aims to evaluate the contribution of nature-based solutions of urban problems to urban sustainability and urban resilience. Urban resilience is defined as the capacity of the city to come back into balance as a result of an effect exposed from the outside depending on its tolerance capacity. It has been revealed that an important evaluation should be made regarding the establishment of future cities that support the ecosystem and maintain the balance between protection and use in the urban fabric by replacing grey solutions with green and blue solutions that support natural elements in cities.
İklim değişimi, kaza ve afetler, artan nüfus baskısı, farklı sektörel talepler, yapılaşma gibi insan faktörlü kültürel etkiler nedeni ile kentler bozulma ve hatta yok olmaya varan süreçler yaşamaktadır. Son zamanlarda bilim insanlarının yaptığı çalışmalar iklim değişimine bağlı olarak kentsel alanlarda sıcaklık artışı, su kaynaklarının azalması, kırsal peyzajların ve kentsel peyzajlar arasında koridor görevi gören yeşil koridorların kaybı, kentsel alanlara yakın havzalarda kirlenme, yaban hayatının ve biyoçeşitliliğin azalması gibi etkileri olduğunu ortaya koymaktadır. Bu soruların azaltılması için kentlerin doğal unsurlarının gözetildiği ve sürdürülebilirliğinin sağlandığı koruma kullanma dengesinin gözetildiği yönetim anlayışına sahip olması gerekmektedir. Bu çalışmada kentsel sorunların doğa temelli çözümünün kentsel sürdürülebilirlik ve kent dirençliliğine katkısının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Kentsel dirençlilik dışarıdan maruz kalının bir etki sonucunda kentin tolere etme kapasitesine bağlı olarak tekrar dengeye gelme kapasitesi olarak tanımlanmıştır. Kentlerde gri çözümlerin yerini doğal unsurları destekleyen yeşil ve mavi çözümlerin getirilmesi ile ekosistemin desteklendiği, kent dokusunda koruma kullanma dengesini gözeten geleceğin kentlerinin kurulması konusunda önemli bir değerlendirme yapılması gerekliliği ortaya koyulmuştur.
Çalışma kapsamında etik beyanına grek duyulmamaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kentsel Alan Yönetimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 28 Haziran 2024 |
Kabul Tarihi | 10 Ekim 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 |