AMAÇ: Travma hastalarında fizyolojik durumunun erken belirlenmesi uygulanacak tedavi yöntemlerinin hızlıca hayata geçirilmesi için yol gösterecek objektif kanıtlar yeterince bulunmamaktadır. Çalışmamızda literatür bilgileri eşliğinde kliniğimize delici kesici alet yaralanması nedeni ile başvuran olguları retrospektif olarak inceleyerek demografik özelliklerini, travma skorlarını ve laboratuvar sonuçlarını karşılaştırmayı amaçladık.
GEREÇ VE YÖNTEM: 1 Ocak 2015 ile 31 Aralık 2016 tarihleri arasında acil servise başvuran delici kesici alet yaralanmaları retrospektif olarak incelendi. Çalışmaya alınma kriterlerine uygun 305 hastanın kaydına ulaşıldı. Çalışmaya alınan olgularda TA, nabız, solunum sayısı, GKS, RTS, ISS, NISS skorlmaları, hemoglobin, laktat, baz açığı ve şok indeksi değerleri hesaplandı. Bu hesaplanan değerlerle kan transfüzyonu ve cerrahi girişim ilişkisi istatistiksel olarak ele alındı. İstatistiksel yöntem SPSS kullanıldı. P<0.05 anlamlı kabul edildi. Veriler için ve Mann Whitney U testi ve pearson X2 testi kullanıldı.
BULGULAR: Acil servise başvuran 305 DKAY olan hasta bu çalışmaya alındı. Olguların çoğu erkek’ (%90,8) ti. Düşük GKS, RTS skorları ve yüksek ISS, NISS skorları cerrahi girişim yapılan ve eksitus olan olguları belirlemede anlamlı bulundu. En sık yaralanan bölge ekstremite bölgesiydi. En yüksek ölüm oranına sahip yaralanma bölgesi baş ve boyun yaralanmalarıydı. Kan transfüzyonunu öngörmede Şİ ≥1 olaması, artmış laktat değeri, artmış baz açığı ve düşük hemoglobin değerleri anlamlı bulundu. Baz açığı cerrahi girişim yapılan ve eksitus olan olguları belirlemede önemli bir prediktör olduğu istatistiksel olarak ispatlandı. Yüksek laktat değerleri cerrahi girişim yapılan hastayı belirlemede anlamsız olduğu görüldü. Yüksek laktat değerleri eksitus olan olgularda anlamlı olarak yüksek bulunmuştur.
SONUÇ: Yaptığımız çalışmadaki sonuçlar literatürdeki diğer çalışmamalarla benzerlik göstermekle birlikte cerrahi girişim yapılacak olguları belirlemede kullanılacak diğer fizyolojik skorlama sistemlerinin yanında artmış baz açığı değeri de acil servis hekimlerini delici-kesici alet yaralanmalarındaki cerrahi girişim yapılan ve eksitus olan olguları belirlemede yardımcı olacak objektif bir test olarak değerlendirilmiştir. Cerrahi girişimi öngörmede NISS, mortaliteyi öngörmede RTS skoru en güçlü skorlama sistemi olmuşlardır.
Objective: There is not enough objective evidence for the early identification of the physiological condition and the rapid application of treatment in trauma patients. The aim of the study is retrospectively review the cases applied to our clinic with the knowledge of the literature and to compare the demographic characteristics, trauma scores and laboratory results with the literature data.
Materials and Methods: Patients who admitted to the emergency department by penetrating and cutting tool injury between 01.10.2015 and 31.12.2016 were retrospectively reviewed. We reached to records of 305 patients who were meeting study criteria. Blood pressure, heart rate, respiration rate, GCS, RTS, ISS, NISS scores, hemoglobin, lactate, base deficit and shock index values were calculated. When evaluating the results obtained in this study, SPSS for Windows 17.0 program was used for statistical analysis. P <0.05 was considered significant. Mann Whitney U test and Pearson X2 test were used for the data.
Results: 500 patients admitted to emergency service with penetrating and cutting tool injury were included in this study. Most of the cases were male (%90.8). Low GCS, RTS scores and high ISS, NISS scores were statistically significant in determining patients who underwent surgery and died. The most injured area was the extremity region. The injuries with the highest mortality rate were head and neck injuries. SI ≥ 1, increased lactate value, increased baseline clearance and low hemoglobin values were statistically significant in prediction of blood transfusion. It is statistically proved that base deficit is an important predictor in determining the patients wiho underwent surgery and died. High lactate levels were found to be insignificant in determining the patient undergoing surgery. High lactate levels were found significantly higher in cases with exitus.
Conclusion: The results of our study are similar to other studies in the literature, but in addition to other physiological scoring systems to be used in identifying patients to underwent surgical intervention, the increased baseline value was also assessed as an objective test to help emergency physicians to determine the patients with penetrating and cutting tool injury who performed surgery and died. The NISS score to predict surgical intervention and the RTS score to predict mortality were the strongest scoring systems.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Acil Tıp |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2023 |
Gönderilme Tarihi | 27 Aralık 2022 |
Kabul Tarihi | 20 Ocak 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |
Anka Tıp Dergisi Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Anka Tıp Dergisi Budapeşte Açık Erişim Deklarasyonu’nu imzalamıştır.