İdari gözetim tedbiri, yabancının özgürlüğünden yoksun kalması sonucunu doğurması sebebiyle kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkına getirilmiş oldukça ağır mahiyette bir sınırlamadır. Bu sebeple hukuka uygun biçimde uygulanması ve usuli güvencelerin sağlanması Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5. maddesi ile korunan kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı bakımından devletlerin en temel yükümlülüğüdür. Kanunilik kriterine aykırı ve usuli güvencelerden yoksun uygulamalar, idari gözetim tedbirini AİHS m.5’i ihlal eden bir tedbir haline getirmektedir. Dahası, hukuka aykırı uygulanan idari gözetim tedbiri, idari niteliğinden sapmakta ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadına göre cezalandırıcı bir işleve sahip olmaktadır. Bu çalışmada Türkiye’de idari gözetim tedbirinin uygulanış biçimi ve mevzuat, Suriye iç savaşı sonrası dönem bakımından, Anayasa Mahkemesi (AYM) ve AİHM içtihadı ışığında incelenmiştir. Bu inceleme sonunda Türkiye’de idari gözetim tedbirinin uzun yıllar AİHS m.5’i ihlal eder biçimde kanunilik kriterine aykırı uygulandığı tespit edilmiştir. 2014 yılındaki mevzuat değişikliği sonrasında kanunilik kriterinin sağlandığı prensipte kabul edilse de verilen ihlal kararları kanuniliğin halen tam anlamıyla sağlanamadığını ve usuli güvencelerden yoksun uygulamaların devam ettiğini ortaya çıkarmıştır. Çalışmada da kanuniliğin ve usuli güvencelerin sağlanamamasına bağlı olarak, AİHM içtihadında da sabit olduğu üzere, idari gözetim tedbirinin cezalandırıcı bir işleve sahip olduğu ve hatta idare tarafından cezalandırma amacına yönelik biçimde uygulandığı yönünde tespitlere yer verilmiştir.
Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği Hakkı İdari Gözetim Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Cezalandırıcı İdari Tedbir Sınır Dışı Kararı
Administrative detention is a heavy restriction on the “Right to Liberty and Security” because it results in the deprivation of liberty for foreigners. As such, its lawful implementation and compliance with procedural guarantees are the most fundamental positive obligation of the states in terms of Article 5 of the European Convention on the Human Rights (ECHR). Administrative detention practices which are contrary to the legality criteria and devoid of procedural guarantees result in the violation of Article 5 of the ECHR. Moreover, unlawful administrative detention measures deviate from their administrative nature and have a punitive function according to the case-law of the ECHR.In this study, the implementation of the administrative detention measure and legislation were examined in light of the case-law of the Turkish Constitutional Court (TCC) and the ECHR in terms of the post-Syrian civil war. As a result of this examination, it has been determined that in Turkey, the administrative detention measure has been applied contrary to the legality criteria, and so, it has been in violation of Article 5 of the ECHR for many years. Although it was accepted in principle that the legality criteria was met after the legislative amendment in 2014, the violations revealed that this criteria are still not fully met and practices devoid of procedural guarantees continue. In this study, it has been determined that the administrative detention measure in Turkey has a punitive function as it is established in the case-law of the ECHR and has a punitive aim because of its unlawful implementation of procedural guarantees.
Right to Liberty and Security Administrative Detention Law on Foreigners and International Protection Punitive Administrative Measure Deportation Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği Hakkı İdari Gözetim Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu Cezalandırıcı İdari Tedbir Sınır Dışı Kararı
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2022 |
Submission Date | March 21, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 42 Issue: 2 |