İhmal edilmiş bir İngiliz romancı olan Marmaduke Pickthall Orta Doğu’yla ilgili yaklaşık bir düzine roman ve seyahat yazmıştır. Kendisini sıklıkla bir Orta Doğu ve Türk aşığı olarak ilan eden Pickthall Suriye, Filistin ve İstanbul’a kapsamlı seyahatler etmiştir. Hiçbir kültürel bagajının ve sömürgeci ve misyoner bir bakış açısının olmamasıyla Doğu’da sıra dışı bir seyyah olmuştur. Tek istediği yöre halkıyla bir eşitlik çerçevesinde kardeşlik geliştirmekti. Yersizyurtsuzlaşma olarak nitelenebilecek olan bu karşılaşmalarında yapıcı ve ortak yaşamsal kaçış hatları boyunca ilerleyen Pickthall karşılaştığı olumsuzluklara da tamamen kayıtsız kalmadı ve kendini İngiliz hükümetine karşı Türk-dostu bir gazeteciliğin içinde buldu. Suriye, Filistin ve Mısır’la ilgili romanlarında açıkça eleştirel bir bakışa sahip olan Pickthall Türkiye ve Türkler söz konusu olduğunda roman ve seyahatlerinde sürpriz bir şekilde olumlu ve destekleyicidir ve Türkiye’nin “Doğu’da başlayan bir ilerleme hareketinin lideri, doğal lideri ve en aklı başında lideri” olduğunu vurgular. Bu çalışma, Pickthall’un Türkiye’yi tercih etmesinin bir ön yargıdan öte, derin ve kaygılı gözlemlerinin, geriye ve geleceğe dönük analizlerinin sonucu olduğunu seyahat eserlerinde ve Dar’ül Harb (1916) ve Erken Saatler [Duha] (1921) isimli (henüz Türkçeye çevrilmemiş) iki romanında göstermeyi amaçlar. Ayrıca Pickthall’un eserlerinde Shaw’un Evlenmek (Getting Married, 1908) isimli oyununa spontane ve köksapsal bir cevaba dikkat çekilmektedir. Bu çalışma alternatif Oryantalizm tartışmalarına katkıda bulunmakta, Pickthall’un sömürgecilik sonrası edebiyata ve Doğu ve Batı arasında bir köprü olarak Türkiye’nin geleceğine ait potansiyel minör katkılarının somutlaşmasına yardımcı olmaktadır.
Minoryantal karşılaşmalar Genç Türk devrimi Türk-dostu gazetecilik İslam Türkiye’nin Orta Doğu’da liderlik rolü
Marmaduke Pickthall, a neglected British novelist, has written about a dozen Oriental novels and travelogues. Pickthall who often asserts himself to be a lover of the East and Turkey has widely travelled in Syria, Palestine and Istanbul. He was an unusual traveller in the East without any cultural baggage and the frame of mind of a colonizer or a missionary. His sole concern was to fraternize on an equality with Orientals. In his deterritorialised encounters, Pickthall was not completely blind to what he found unbecoming in the Orient following a constructive and symbiotic line of flight ending up as a Turcophile journalist against his government. Despite overtly critical outlook in his novels of Syria, Palestine and Egypt, Pickthall is surprisingly positive and assertive about Turkey and the Turks in his travelogues and two novels and he professes Turkey to be "the head of the progressive movement in the East, the natural head, the sanest head”. This study aims to show that Pickthall’s preference of Turkey is not biased and results from his deep and concerned observations and retroactive and prospective analyses in his travelogues and two novels, The House of War (1916) and The Early Hours (1921). It also highlights a spontaneous rhizomatic response in Pickthall’s work to Shaw’s play Getting Married (1908). The study contributes to the debates on alternative Orientalisms and help in shaping the potential ‘minor’ contributions of Pickthall to postcolonial studies and the future of Turkey as a bridge between the East and the West.
Minoriental encounters Young Turk revolution Turcophile journalism Islam Turkey’s leadership role in the Middle East
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Dilbilim |
Bölüm | Dünya dilleri, kültürleri ve edebiyatları |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 21 Kasım 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: Ö8 |