ÖZ
Birinci Dünya Savaşı; askerî, harp ve siyaset tarihi gibi başlıca disiplinlerin inceleme sahasına girdiği kadar özellikle yirminci yüzyıldan itibaren büyük bir öneme haiz olmuş istihbarat tarihi ve çalışmaları için de derin bir araştırma konusudur. Savaş öncesi dönemde, tarafların netleşmesi ve gerginliklerin artmasıyla beraber en ufak bir şüphenin bile değerlendirilmesi devlet güvenliğinin en önemli gündemi olmuştur. Böyle bir atmosferde İngiltere anakarasında oluşan her türlü terslik ve gariplik, bir Alman tehdidi gibi algılanmış ve buna göre yaklaşım sergilenmiştir. Bu teamülün sonucunda İngiltere’de, Birinci Dünya Savaşı öncesinde en uygun tabirle psikolojik bir savaş tezahür etmiştir. Psikolojik tanımıyla spymania (casusluk sanrısı) olarak adlandırılan bu ilginç durum, İngiltere’de romanlar, gazeteler kitaplar ve hatta gündelik muhabbetlerin en önemli konusu olmaya kadar evrilmiştir. Kamuoyunu ciddi derecede işgal eden bu sanrı, başta hükûmet tarafından görmezlikten gelinmeye çalışılsa da kontrol edilemez boyutlara ulaşmış; İngiliz meclisini, istihbaratını ve kuvvetlerini teyakkuza geçirecek kadar önemli bir hal almıştır. Bu çalışmada, casusluk sanrısının İngiliz istihbaratının yirminci yüzyıl erken döneminde yapılanmasındaki başat etkisine ekseriyetle dikkat çekilmiştir.
ABSTRACT
World War I is not only a central subject of research within the fields of military, war, and political history, but it also holds significant importance for the history of intelligence, particularly from the twentieth century onwards. In the tense pre-war period, as alliances began to solidify and international frictions intensified, even the slightest suspicion became a matter of national security. Within this atmosphere, any irregularity or anomaly in mainland Britain was often interpreted as a potential German threat. As a result of this mindset, a kind of psychological warfare emerged in Britain prior to the First World War. This peculiar phenomenon, best described by the term spymania, came to dominate novels, newspapers, books, and even everyday conversations. Although initially dismissed by the government, this widespread espionage hysteria escalated to uncontrollable levels, eventually compelling the British Parliament, intelligence community, and security forces to take it seriously. This study highlights the profound impact of this spy paranoia on the structuring of British intelligence during the early twentieth century and underscores its formative role in shaping the institutional framework of the intelligence apparatus.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Savunma Çalışmaları, Yakınçağ Askeri Tarih |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 18 Eylül 2025 |
Gönderilme Tarihi | 29 Mayıs 2025 |
Kabul Tarihi | 9 Eylül 2025 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2025 Cilt: 2 Sayı: 2 |