Hakīm b. Hizām, a descendant of Beni Assad
b. Abduluzzā, one of the great dynasty of the Quraysh tribe, was the nephew of
Khatīce, uncle’s son and brother-in-law of the famous companion Zubeyr b.
Avvām. He was two years younger than his aunt Khatīce and thirteen years older
than the Prophet Muhammad. He became famous because his mother gave birth to
him in the Kaaba because of her sudden pains. However, he soon began to make
everybody speak about himself thanks to his mind, humility and enthusiasm, and
at the age of fifteen, he had a say in the administration of Mecca. He went to
Sham in the summer and to Yemen in the winter for trade and toured the fairs on
the peninsula. Distributing the money he earned from trade to the poor in his
people, freeing slaves, sacrificing for Allah, helping Muslims covertly during
the boycott, and trying to dissuade the Quraysh from the war in the Battle of
Badr were some virtues he had before he became Muslim. It was undertood that Hakīm
always held in high esteen for the Prophet Muhammad during the difficult years
of Mecca even if he was not a Muslim and his acceptance of Islam was made
possible by the conquest of Mecca. After becoming Muslim on the day of the
conquest, he joined Hunayn and received share from the spoil of the war. He
subsequently moved to Medina and participated in the Prophet Muhammad’s
conversations and herewith, he narrated many hadiths. During the period of
Hulefā-i Rashid, he stayed in the capital Medina and took part in historical
hadiths and died during Muawiyah's rule. Hakīm, who lived one hundred and twenty years in total, is an important
companion because of his long life, the missions he undertook and the hadiths
he witnessed.
Kureyş kabilesinin büyük batınlarından Benî Esed b.
Abdüluzzâ soyuna mensup olan Hakîm b. Hizâm, Hz. Hatîce’nin yeğeni, meşhur
sahâbî Zübeyr b. Avvâm’ın amcasının oğlu ve eniştesiydi. Halası Hz. Hatîce’den
iki yaş küçük, Hz. Peygamber’den ise on üç yaş büyüktü. O, annesinin ansızın
gelen sancıları sebebiyle kendisini Kâbe’nin içerisinde doğurmasıyla meşhur
olmuştu. Ancak bu olay üzerinden çok geçmeden aklı, tevazusu ve gayretiyle kısa
sürede kendisinden söz ettirmeye başladı ve on beş yaşında iken Mekke’nin
idaresinde söz sahibi oldu. Ticaret için yazın Şâm’a, kışın Yemen’e gitti ve
yarımadadaki panayırları dolaştı. Ticaretten kazandığı parayı kavmindeki
fakirlere dağıtması, köle azat edip kurbanlar kesmesi, boykot sırasında
Müslümanlara el altından yardım etmesi ve Bedir Harbi’nde Kureyş’i savaştan
vazgeçirmeye çalışması Müslüman olmadan önce sahip olduğu erdemlerdendi.
Mekke’nin zorlu yıllarında Müslüman olmasa dahi her daim Hz. Peygamber’e sevgi
beslediği anlaşılan Hakîm’in İslâm’a girişi Mekke’nin fethiyle mümkün oldu.
Fetih günü Müslüman olduktan sonra Huneyn’e katılarak ganimetten pay aldı.
Akabinde Medine’ye taşınarak Hz. Peygamber’in sohbetlerine iştirak etti ve bu
sayede birçok hadis rivayet etti. Hulefâ-i Râşidîn döneminde başkent Medine’de
kalarak tarihî hadiselerde bizzat yer aldı ve Muâviye’nin iktidarı sırasında
vefat etti. Toplamda yüz yirmi yıl yaşayan Hakîm, uzun ömrü, üstlendiği misyonu
ve şahitlik ettiği hâdiselerden dolayı önemli bir sahâbîdir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Sosyal Bilimlerin Tarihi , Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2020 |
Gönderilme Tarihi | 27 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Sayı: 1 |