Bu çalışma, antik Nabatî uygarlığının tarihsel ve arkeolojik mirasını inceleyerek Arap Yarımadası’nın kuzeyindeki bu eski dünyanın önemli ticaret merkezlerinden biri olan Petra şehrinin sosyo-ekonomik yapısını ve kültürel etkileşimini anlamayı amaçlamaktadır. Çalışmanın odak noktası, Petra’nın bu uygarlık içindeki merkezi konumu ve çevresinde oluşan karmaşık sosyo-ekonomik yapılardır. Araştırma, Nabatîlerin ticaret ağları, savunma taktikleri ve coğrafî konumlarının, onları nasıl bir ekonomik güç haline getirdiği ve Petra’nın nasıl bir kültürel sentezin merkezi olduğunu ortaya koymaktadır. Bu açıdan Petra, Nabatîlerin merkezi olarak zengin tarihi ve etkileyici mimarisi ile dikkati çekmekte ve bu medeniyetin anlaşılmasında kritik rol oynamaktadır. Nabatîler, M.Ö. IV. yüzyıldan itibaren bölgede hakimiyet kurmaya başlamış ve M.S. II. yüzyılın başlarında Roma İmparatorluğu tarafından ele geçirilene kadar bağımsız krallık olarak varlığını sürdürmüştür. Bu süre zarfında Petra, geniş ticaret ağına ev sahipliği yaparak Doğu ve Batı arasındaki ticaretin önemli merkezi haline gelmiştir. İpek Yolu gibi önemli ticaret yollarının kesişim noktasında yer alan Petra, baharat, tütsü ve diğer değerli malların ticaretinde kilit rol oynamıştır. Bu ekonomik başarı, Petra’nın zenginliğinde ve etkileyici kaya mezarları, tapınakları, su yönetim sistemleri ve diğer sivil yapılarındaki mimaride kendini göstermektedir. Nitekim Petra’nın en önemli anıtları olan es-Sîk, el-Hazne, ed-Deyr ve antik tiyatrosu, şehrin mimari ve kültürel zenginliğinin anlaşılmasına katkı sağladığı gibi Nabatîlerin sanat ve mimari anlayışı ile onların sosyal ve dinî hayatları hakkında da önemli bilgiler sunmaktadır. XIX. yüzyılda Batılı seyyahlar tarafından yeniden keşfedilen ve arkeolojik çalışmalar vasıtasıyla gün yüzüne çıkarılan Nabatî mirası, modern tarih ve arkeolojinin çalışma alanları içinde önemini korumaktadır. Tarihçiler ve arkeologlar için Nabatîler ve bu medeniyetin gizemli kenti Petra, Orta Doğu’nun antik tarihini anlamada önemli halkadır. Onların etkileşim içinde olduğu diğer kültürlerle olan ilişkileri, bölgenin tarihsel süreçleri hakkında önemli bilgi vermektedir.
This study aims to understand the socio-economic structure and cultural interaction of the city of Petra, one of the significant trade centers of the ancient Nabataean civilization in the northern Arabian Peninsula, through examining its historical and archaeological heritage. The focus of the study is on Petra’s central position within this civilization and the complex socio-economic structures that formed around it. The research reveals how the Nabataeans’ trade networks, defense tactics, and geographical positioning turned them into an economic power and how Petra became a center for cultural synthesis. From this perspective, Petra captures attention with its rich history and impressive architecture, playing a critical role in understanding this civilization. The Nabataeans began to dominate the region from the 4th century BCE and maintained their independence as a kingdom until the early 2nd century CE when they were conquered by the Roman Empire. During this period, Petra hosted an extensive trade network, becoming a significant center for trade between the East and the West. Located at a crossroads of major trade routes like the Silk Road, Petra played a key role in the trade of spices, incense, and other valuable goods. This economic success is reflected in Petra’s wealth and in its architecture, including impressive rock-cut tombs, temples, water management systems, and other civil structures. Indeed, Petra’s most significant monuments, such as the Siq, al-Khazneh, ad-Deir, and the ancient theater, contribute to understanding the city’s architectural and cultural wealth and offer valuable insights into the Nabataeans art, architecture, and socio-religious lives. On the other hand, the expertise seen in Petra’s water management systems exhibits the Nabataeans’ ability to create an oasis in the desert. Through these systems, the residents of Petra were able to cultivate fertile agricultural lands in arid soils and secure the necessary water resources. in the 19th century rediscovered by Western travelers and uncovered through archaeological efforts, the Nabataean heritage maintains its significance within the fields of modern history and archaeology. For historians and archaeologists, the Nabataeans and their enigmatic city, Petra, serve as a crucial link to understanding the ancient history of the Middle East. Their interactions with other cultures they were in contact with provide significant insights into the historical processes of the region. Petra, which is also listed as a UNESCO World Heritage Site, is known worldwide as an archaeological and touristic attraction. This popularity demonstrates that the Nabataean heritage not only has historical importance but also holds cultural and touristic value.
Sirah Nabataeans Petra as-Siq al-Khazneh ad-Deir Qasr al-Bint
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ortaçağ Tarihi (Diğer), İslam Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 15 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 28 Şubat 2024 |
Kabul Tarihi | 22 Nisan 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: Cahiliye Özel Sayısı |