16. yüzyıl şair ve mutasavvıflarından biri olan Muhyî-i Gülşenî’nin Hüsn ü Dil (Güzellik ve Gönül) adlı eserinde ölümsüzlüğün sembolü olan Âb-ı hayat bu çalışmanın konusu yapıldı. Bu çalışmamızda Hüsn ü Dil’de geçen Âb-ı hayat sembolü Mezopotamya, İran ve Ortadoğu mitolojik hikâyeleriyle ve kutsal kitaplardaki benzer hikâyelerle karşılaştırılarak kısaca incelendi. Bu hikâyelerdeki imgelerin, coğrafyadan coğrafyaya; bir zaman diliminden başka bir zaman dilimine nasıl evrildiği, başkalaştığı veya bütünleştiği gösterilmeye çalışıldı. Yakın coğrafyalarda anlatılagelen hikâyeler insan zihninde ve yazarların muhayyilesinde adeta bilinçli veya daha da çok bilinçdışı bir zihinsel katalog oluşturmuş olmalıdır. Âb-ı hayat ya da ölümsüzlük suyu ve onun aranışı da bu katalogdaki yerini güçlü bir biçimde almış görünür. Bu bağlamda bakıldığında âb-ı hayat sembolü, ölümü görmüş ve ölümden korkmuş, hastalıkları deneyimleyip kurtulmak istemiş; yaşlılığı ve yaşlılığın getirdiği zorluklarını tecrübe etmiş insanoğlunun, ölümsüzlük ve şifa bahşeden bir su/iksir kavramını şekillendirmiş olmasını simgeler. Ölümsüzlük suyu ya da ölümsüzlük sembolleri, mitolojilerde bu kadar sınırlı değildir. Örnekler, yeterli araştırmalar yapıldıkça çoğaltılabilir. Fakat bu çalışma açısından önemli olan bu hikâyelerin birbirlerini, farklı coğrafya, farklı zaman ve farklı kültürlerde nasıl etkiledikleridir. Mit ve mitlerdeki sembollerin, yeni hikâyelerde nasıl ve ne şekilde belirdikleridir. Hüsn ü Dil hikâyesinin yazarının amacı bu mitleri göstermek olmamıştır. Zira yazar dönemin mutasavvıflarından biridir ve hikâyesini alegorik bir tarzda tasavvufi kavramlara gönderme yapmak için kaleme almıştır. Eser bir anlamda da felsefi bir eserdir. Ama denilebilir ki yazarın kurgusunda, bilinçdışı zihinsel katalog devreye girmiş olabilir.
In the 16th century poet and Sufi poet Muhyî-i Gülşenî's Hüsn ü Dil (Beauty and Heart), the symbol of immortality, Āb-ı hayat, is the subject of this study. In this study, the symbol of Āb-ı hayat in Hüsn ü Dil is briefly analyzed by comparing it with Mesopotamian, Iranian and Middle Eastern mythological stories and similar stories in holy books. It was tried to show how the images in these stories evolve, metamorphose or integrate from geography to geography, from one time period to another time period. The stories told in nearby geographies must have created a mental catalog in the human mind and in the imagination of the writers, either consciously or, more likely, unconsciously. The water of life or immortality and the search for it seems to have taken its place in this catalog in a powerful way. When viewed in this context, the symbol of âb-ı hayat symbolizes the fact that human beings who have seen and feared death, who have experienced illnesses and wanted to get rid of them, who have experienced old age and the difficulties of old age, have shaped the concept of a water/potion that grants immortality and healing. Water of immortality or symbols of immortality are not limited to mythologies. Examples can be multiplied as sufficient research is done. However, what is important for this study is how these stories affect each other in different geographies, times and cultures. How and in what ways the symbols in myths and legends appear in new stories. The author of Hüsn ü Dil did not aim to show these myths. Because the author was one of the Sufis of the period and wrote his story in an allegorical style to refer to Sufi concepts. In a sense, the work is a philosophical work. But it can be said that the unconscious mental catalog may have come into play in the author's fiction.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Dil Çalışmaları (Diğer) |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 5 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 29 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 2 Sayı: 1 |
The published articles in SAUDIL are licensed under a
Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License