Endüstri Devrimi ile
birlikte başlayan modern şehir yapılanması; gerek ekonomik, gerek kültürel ve
gerekse sosyal alanlardaki birçok gelişime olanak sağlamış, bireylerin yaşamını
farklı biçimlere dönüştürerek onların tinsel ve sosyal yaşamlarında değişimler
yaratmıştır. Ne var ki bu söz konusu değişim, olumlu yönde olmakla birlikte
olumsuzlukları da beraberinde getirmiş, toplumun bireylerini yozlaşmaya, yabancılaşmaya,
yalnızlığa ve mutsuzluğa itmiştir. Modern dünyanın yozlaştırdığı bireyi
yazınsal yapıtlarda ise en iyi temsil eden kahraman türlerinden biri, şüphesiz
anti kahramandır. Anti kahraman türünün
yazınsal yapıtlarda kullanımı, modern ve postmodern edebiyatın ortaya
çıkmasıyla birlikte yaygınlaşmıştır. Anti kahraman, kahraman figürünün aksine yazınsal
yapıtlarda daha ziyade olumsuz özelliklerle donatılmış, bununla birlikte
okuyucuda nefret ve sempati hislerini bir arada uyandırarak duygu karmaşasına neden
olan kahraman türüdür. Bir anlamda modern dünyanın şekillendirdiği, yozlaşmış
ve yolunu kaybetmiş insanı yazın dünyasında temsil eden anti kahraman, şüphesiz
günümüz insanoğlunu en sahici şekliyle yansıtan yazınsal karakter türlerinden
olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışmada ise, 20. yüzyıl Alman edebiyatının
en önemli yazarlarından biri olan Alfred Döblin’in Berlin-Alexander Meydanı adlı romanındaki başkarakter Franz
Bieberkopf’un, hapishaneden çıktıktan sonra yaşama tutunmaya çalıştığı büyük
şehrin çetrefilli sokaklarında hayatına bir “kahraman” olarak devam etmek
isterken nasıl da bir anti kahramana dönüştüğü konulaştırılmıştır. Söz konusu
çalışmada yöntem olarak ise; metni içkin ve hermeneutik yöntemden
yararlanılmıştır.
Döblin Anti Kahraman Büyük Şehir Sorunsalı Metni İçkin Yöntem
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 26 Aralık 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 32 |
.