Daha doğru kararlar verebilmek için farklı fikirlerin incelenmesinde fayda olduğu düşünülmektedir. Bu makalede, II. Meşrutiyet Dönemi düşünürlerinden Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi Bey’in, “Üç Tarz-ı Siyaset” olarak bilinen Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük hakkındaki görüşleri analiz edilecektir. II. Meşrutiyet Dönemi’nin merkez tartışmalarından biri, Osmanlı siyasal birliğinin sağlanması adına tercih edilecek siyaset tarzının hangisi olması gerektiğidir. Ahmed Hilmi Bey, üç siyaset tarzının da Batı menşeili olduğunu ve her üçünün de birleştirmek yerine ayrıştırdığını söyler. “İttihad-ı İslam” fikrine yakın olmakla birlikte siyasi ve dini bir ittihadı imkânsız görür. Ahmed Hilmi Bey’in entelektüel tutumunun temelini İslami hassasiyet ve bilimsel bakış açısı oluşturur. Mümkün olan tek yol İslam’ın içtimai birliğidir. Bu yaklaşımını da sosyoloji temelinde izah eder. Türklüğe dair tutumu ise dönemin Türk-İslam sentezi taraftarlarına yakındır. Türk düşünce tarihinde, siyasi fikirleri pek bilinmeyen fakat dönemin en velud ve etkin isimlerinden Ahmed Hilmi Bey’in meseleye dönemin düşünürlerinden farklı bir şekilde yaklaşması ve özellikle ittihad-ı İslam fikrine sosyolojik bir yorum getirmesi çalışmanın ön plana çıkan unsurlarıdır. Ayrıca düşünürün, makalede kullanılan yazılarının tamamının orijinal haliyle eski yazı olarak kaynağından okunması, makaleyi ve kaynaklarını sahih kılma noktasında önemlidir.
It is thought that it is useful to examine different ideas in order to make more correct decisions. In this article, the views of Şehbenderzade Filibeli Ahmed Hilmi, one of the thinkers of the Second Constitutional Period, on Ottomanism, Islamism and Turkism known as “Three Styles of Politics” will be analyzed. One of the central debates of the Second Constitutional Period is which political style should be preferred in order to ensure the Ottoman political unity. Ahmed Hilmi says that all three political styles are of Western origin and that all three separate rather than combine. Although it is close to the idea of “Islamic Union”, it sees a political and religious unity as im-possible. The basis of Ahmed Hilmi’s intellectual attitude is Islamic sensitivity and scientific perspective. The only possible way is through the social unity of Islam. He explains this approach on the basis of sociology. His attitude towards Turkishness is close to the supporters of the Turkish-Islamic synthesis of the period. In the history of Turkish thought, Ahmed Hilmi, whose political ideas were not well known, but one of the most important and influential figures of the period, approached the issue in a different way than the thinkers of the period and especially brought a sociological interpretation of the idea of Islamic Union. In addition, it is important to read all the texts used in the article as old text from the source, in terms of making the article and its sources authentic.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 1 Sayı: 1 |
SDE AKADEMİ WEB SAYFASI: https://sdeakademidergisi.org/