Kendi içinde birtakım farklılıklar ihtiva etse de Türkiye’de merkez sağı bir çizgi olarak tarif etmeye imkân veren bazı temel kalıplardan bahsetmek mümkündür. Nitekim Demokrat Parti tarafından inşa edilen, büyük ölçüde Adalet Partisi ve Anavatan Partisi tarafından takip edilen bu çizginin en temel karakteristiklerinden biri, Soğuk Savaş’ın gölgesinde filizlenen ve güçlenen anti-komünizm siyasetidir. Anti-komünizm siyaseti, bu çizginin milliyetçi-muhafazakâr çevreyle temasını sürekli olarak güçlü tutmasını sağladığı gibi; dönemin iki bloklu yapısı düşünüldüğünde, bazı dönemlerde Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ile kurulan yakınlığın popülerleştirilmesine de imkân tanımıştır. Nitekim bazı çalışmalar, bu çizgiyi salt ABD güdümlü bir siyaset olarak değerlendirme eğilimindedir. Bu tür değerlendirmelerde, çizginin “merkez” vasfına gerekli vurgunun yapılmadığını ifade etmek gerekir. Zira bu vasıf, bir yandan çevredeki taleplerin merkeze taşınmasına imkân sağlarken, diğer yandan merkezî bürokrasinin taleplerine karşılık sunabilmeyi de gerektirmiştir. Dolayısıyla merkez ve çevrenin çoğu zaman çatışan taleplerini bütünleştirme çabası, bu çizginin hayat hikâyesi gibidir. Bu itibarla Türkiye’de merkez sağın ABD yanlısı olduğunu veya diğer bir tabirle istikrarlı bir biçimde Vaşington yolunda gitmek istediğini iddia etmek yerine, bu yolculuğun merkez ve çevrenin almış olduğu ideolojik pozisyonlar doğrultusunda gerçekleştiğini düşünmek daha makul görünür. Nitekim bu çalışmada öncelikle çizginin temel kalıpları sorgulanmakta ve daha sonrasında Soğuk Savaş yıllarında büyük ölçüde DP, AP ve ANAP tarafından temsil edilen çizginin Vaşington yolculuğu sözü edilen çerçevede analiz edilmektedir.
merkez sağ Demokrat Parti Adalet Partisi Anavatan Partisi Türkiye-ABD İlişkileri
While it contains some differences, it is possible to define the center-right as a line in Türkiye. One of the fundamental characteristics of this line, which was built by the Democratic Party and largely followed by the Justice Party and the Motherland Party, is the anti-communism that flourished and strengthened under the shadow of the Cold War. The politics of anti-communism not only enables this line to keep its contact with the nationalist-conservative periphery constantly strong, but also, it allows for the popularization of the rapprochement with the United States of America (US) in certain periods. Some studies tend to evaluate this line as purely US-oriented. In such evaluations, the "center" characteristic of the line is not given the necessary emphasis. This characteristic not only enables the demands of the periphery to be transferred to the center, but also it responds to the demands of the central bureaucracy. Therefore, the effort to integrate the often-conflicting demands of the center and the periphery is the main determiner of this line. In this context, instead of claiming that the center-right in Türkiye is pro-US, it seems more plausible to think that this politics has taken place in line with the ideological positions taken by the center and the periphery. As a matter of fact, this study firstly examines the basic patterns of the line and then analyses its Washington journey during the Cold War, within the mentioned framework.
Keywords: center right Democrat Party Justice Party Motherland Party Türkiye-US Relations
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Politika ve Yönetim (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 12 Sayı: 3 |