Erdemli yönetim arayışı siyaset felsefesinin kadim konularındandır. Birçok siyaset felsefecisi erdemli yönetimin mümkün olup olmadığı, mümkünse şatlarının neler olduğu ve devamlılığının sağlanıp sağlanamayacağı sorularına cevap aramıştır. Bu çalışmada, erdemli yönetim konusuna İbn Haldun’un yaklaşımı incelenmiştir. Mukaddime’de riyaset, tabiî mülk, siyasi mülk (aklî siyaset), dini siyaset (hilafet) ve siyaset-i medeniyye (siyasal ütopya) olmak üzere beş farklı siyasal yönetim biçimini değerlendiren İbn Haldun, tabiî mülkü, yöneticinin keyfî eğilimlerine hizmet eden despotik bir yönetim olduğu için tümüyle kötü kabul eder. Siyaset-i medeniyyeyi gerçekçi olmadığı gerekçesiyle reddeder. Bedevi topluma özgü riyaseti ve bazı hadari toplumlarda ortaya çıkan yasaya bağlı aklî siyaseti, toplumun dünyevi menfaatine hizmet ettikleri için genel anlamda iyi yönetimler olarak görmekle birlikte gerçek anlamda erdemli saymaz. İbn Haldun’a göre, vahyin rehberliğinde insanın hem dünyevi hem de uhrevi mutluluğunu sağlamak üzere toplumu yönettiği için “hâlis adaleti” gerçekleştirebilen gerçek anlamda tek erdemli yönetim dini siyasettir. Öte yandan, İbn Haldun dini siyasetin sadece Asrı Saadet’te Hz. Peygamber’in rehberliğinde istisna olarak gerçekleştiğini ve hadari toplumda tekrarlanamayacağını söyler. O’na göre, erdemli yönetimin gerçekleşmesi sadece o dönemde bir araya gelen belirli şartların ürünüdür ve bu şartlar hadari toplumda tekrarlanamayacağı için artık erdemli yönetim imkânsızdır. İbn Haldun’un, erdemli yönetimin tekrarlanmasının imkânsız olduğu görüşü insan doğası anlayışı ve bedevi ve hadari toplumların mahiyetine dair düşünceleri dikkate alındığında açıklığa kavuşur.
İbn Haldun Erdemli Yönetim Dini Siyaset Bedevi Toplum Hadari toplum
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Politika ve Yönetim (Diğer) |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2023 |
Gönderilme Tarihi | 20 Ekim 2023 |
Kabul Tarihi | 4 Aralık 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 12 Sayı: 4 |