Classically defined films, which adopt the logic of daily life and proceed in a linear line, try to give the audience a kind of "real life" experience, while the films that go beyond the usual system and exceed the time-space boundaries comprehend the audience with a dream-like experience. Creating a dream-like experience is about resembling dreams in terms of structure, style and aesthetic. The purpose of this study is to examine the inner logic of dreams and determine which way a film should follow in order to provide a dream experience. In this context, firstly, the equivalence of the concepts of time and space, which undergo changes in dreams, in cinema is emphasized. After the relationship between film and dream experience is based on time and space, in order to shed light on the further stages, the relationship of dreams with reality and unreality is emphasized and the projection of this relationship in cinema is investigated. A reading attempt was made by analyzing the relationship between film and dream experience through Ömer Kavur's The Secret Face (1990) film, which has a unique dream language.
Gündelik hayatın mantığını benimseyerek lineer bir çizgide ilerleyen klasik tanımlı filmler, seyirciye bir tür “gerçek hayat” deneyimi yaşatmaya çalışırken, alışılmış dizgenin dışında kalan ve zaman-mekan sınırlarını aşan filmler ise seyirciyi rüya benzeri bir deneyimle kavrar. Rüya benzeri bir deneyim yaşatmak, yapısal, biçimsel ve estetik olarak rüyalara benzemekle alakalı bir durumdur. Bu çalışmanın amacı, rüyaların iç mantığını inceleyerek, bir filmin rüya deneyimi yaşatabilmesi için nasıl bir yol izlemesi gerektiğini belirlemektir. Bu bağlamda öncelikli olarak rüyalarda değişkenliğe uğrayan zaman ve mekan kavramlarının sinemadaki karşılığı üzerinde durulmuştur. Film ve rüya deneyimi ilişkisi, zaman ve mekan üzerinden bir temele oturtulduktan sonra, ilerleyen aşamalara ışık tutabilmek adına rüyaların gerçeklik ve gerçekdışılık ile olan ilişkisi üzerinde durulmuştur ve bu ilişkinin sinemadaki izdüşümü araştırılmıştır. Film ve rüya deneyimi ilişkisi kendine has bir rüya dili olan Ömer Kavur’un Gizli Yüz (1990) filmi üzerinden değerlendirilerek bir okuma denemesi yapılmıştır.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Konular | Felsefe |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Ekim 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |