Pier Paulo Pasolini’s engagement with Antonio
Gramsci is both inspiring and tragic, beginning with Pasolini’s early poem,
“The Ashes of Gramsci,” and ending with the film-maker’s murder in 1975. In his
essays and films, Pasolini explores his affective, aesthetic preoccupation with
the “sub-proletariat” of the Roman suburbs, contrasting it with Gramsci’s
political and strategic concerns. This article analyses that material with
special emphasis on its relation to Pasolini’s work on the semiotics of film
and his theory of the “cinema of poetry.”
Pasolini’nin ilk şiiri, “Gramsci’nin Külleri”, ile başlayan ve film
yapımcısının 1975’teki cinayeti ile sonlanan Pier Paulo Pasolini’nin Antonio
Gramsci ile olan etkileşimi hem ilham verici hem de trajiktir. Makalelerinde ve
filmlerinde Pasolini, Gramsci’nin politik ve stratejik kaygıları ile çelişen,
onun Roma banliyölerinin “alt-proleteryası” ile olan duygusal, estetik
meşgalesini araştırmaktadır. Bu makale bu bulguyu, onun Pasolini’nin filmin
semiyotiği ve onun “şiir sineması”nın teorisi üzerine çalışmasıyla ilişkisine
özel önem vererek analiz etmektedir.
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları, Felsefe |
---|---|
Bölüm | Davetli Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 27 Aralık 2017 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2017 Cilt: 2 Sayı: 4 |