İlk olarak 1920’lerde Fransız-Avangart sinemacılarca önerilen, o zamandan beri de film yapımcıları, yönetmenleri ve sinema akademisi tarafından tartışılan saf sinema kavramı, oldukça belirsiz ve çerçevesi zor çizilen bir kavram olarak karşımızda durmaktadır. Ancak tüm bu tartışmalı noktada dahi saf sinemanın film yapımındaki diğer sanatsal medyumların bilinçli olarak reddedilmesi, özellikle edebiyatın anlatı üzerindeki etkisiyle, tiyatronun, olay örgüsü ve oyunculuk üzerindeki etkisinin kabul edilmediği bir sinema anlayışı olduğu ortaklaşılmış bir noktadır. Bu bağlamda saf sinema, temel olarak sadece sinemanın olanakları ile sinema yapmak anlamına gelen bir kavram olarak karşımıza çıkar. Başka bir değişle bu sinema sanatının kendine özgü, kendine has özelliklerini kullanarak film yapması anlamına gelmektedir. Bu çalışma felsefi bir yolculukla Bela Balazs’ın sinemayı özgünleştiren anlayışı, Siegfried Kracauer’un sinematik yaklaşım kavramı ve Gilles Deleuze’ün hareket imge ve zaman imge kavramları çerçevesinde betimleyici bir yöntemle saf sinema yaklaşımını tanımlamaya çalışacak ve bu yaklaşımın Türk Sineması’nın son dönemlerinde nasıl görünür olduğunu film analizi yöntemlerinden biçimsel analiz yöntemiyle Yol Kenarı (Tayfun Pirselimoğlu, 2017) filmindeki saf sinemaya özgü sinematografik kodları çözümleyerek tartışmaya sunacaktır. Bu noktada araştırmanın temel amacı saf sinemanın sınırlarını tartışmak ve tanımlanan sinema anlayışının film yapma pratiklerini somut bir şekilde ortaya koymaktır.
Saf Sinema Sinematik Yaklaşım Gilles Deleuze Hareket ve Zaman İmge Yol Kenarı
The concept of pure cinema, which was first proposed by the French-Avant-garde filmmakers in the 1920s, and has since been discussed by filmmakers, directors and film academies, stands as a rather vague and difficult-to-frame concept. However, even at all this controversial point, the conscientious rejection of pure cinema by other artistic mediums in filmmaking is a common point, especially with the influence of literature on narrative, and that theater is an unacceptable understanding of cinema, on the plot and on acting. In this context, pure cinema is basically a concept which means making cinema with only the possibilities of cinema. In other words, this means that the art of cinema is making films by using its own unique features. This study will attempt to define the pure cinema approach by using a descriptive method within the framework of Bela Balazs' understanding of cinema, Siegfried Kracauer's concept of cinematic approach and Gilles Deleuze's motion image and time image will be presented to the discussion by analyzing the cinematographic codes specific to pure cinema in the film Sideway (Tayfun Pirselimoğlu, 2017). At this point, the main purpose of the research is to discuss the limits of pure cinema and to present the filmmaking practices of the defined cinema understanding in a concrete way.
Pure Cinema Cinematic Approach Gilles Deleuze Motion and Time Image Yol Kenarı
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları, Felsefe |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Mayıs 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Özel Sayı (2) Mayıs 2020 |