In important moments of transformation experienced by societies, the relationship of culture with the produced symbolic objects and codes is reformed. This situation is related to the reconstruction of power, negotiation, resistance and new public opinion. For this reason, popular culture products and their transformation provides important data for the transformations of a society. Considering the products of popular culture as only as a product of alienation, contains risks the overlook of society's relationship to these objects and codes. Codes generated by society during the process of capitalization since the Tanzimat Era, includes continuities and periodic splits. The texts produced by the melodrama language, which is shaped by the tension existing between desire and tradition, come first among the areas where these codes are reflected in the culture. The melodrama tradition, where class desires and conflicts are mediated by an individual life and especially romantic love, shaped both post-Tanzimat Literature and popular cinema texts after 1950. This study tries to address the ideological ground on which the reconciliation created by the melodrama tradition is located within a historical context. The melodrama shaped by anxiety about social competition, desire and the wear of tradition is therefore considered as a popular field of struggle for hegemony and resistance. Socio-economic transformation after 1990 caused a radical transform in melodrama language in relation with the changes in daily life and ideology. The narratives based on black-melodrama, which combines the emptiness of the symbolic order with the gender crisis, is the most obvious manifestation of this break. This study states that the Recep İvedik film series constitutes a third tradition especially emphasizes and creates a radical transformation in the ideological position of romantic love and produces a discourse that reveals the social distinctions that melodrama tries to close so which can be called anti-melodrama. In this context, the study includes a sociological reading by making use of the Object-Relations Theory, Lacan psychoanalysis and Pierre Bourdieu's concept of cultural capital.
Popular Culture Melodrama Psychoanalysis Ideology Cultural Capital
Toplumların yaşadığı önemli dönüşüm anlarında, kültürün ürettiği nesneler ve kodlarla ilişkisi yeniden şekillenir. Bu durum iktidarın yeniden şekillenmesi, müzakere, direnç ve oluşan yeni kamuoyu ile ilgilidir. Bu bağlamda popüler kültür ürünleri ve yaşadıkları dönüşüm bir toplumun yaşadığı dönüşümlere yönelik önemli veriler sağlamaktadır. Popüler kültür ürünlerini salt bir yabancılaşma ürünü olarak ele almak, toplumun bu nesneler ve kodlarla kurduğu ilişkiyi gözden kaçırma riskini taşır.
Türkiye toplumunun, Tanzimat’tan beri yaşadığı kapitalistleşme süreci boyunca ürettiği kodlarda bir süreklilik ve dönemsel kopuşlar söz konusudur. Bunların en başında arzu ve gelenek arasında var olan gerilim ve buna dayalı motifler gelmektedir. Baba, oğul, ev ve kadın bu diyalektiğin kendini ifade ettiği araçları oluşturmaktadır. Tanzimat ile beliren bu kodların 1950 sonrası popüler anlatı filmlerinde varlığını sürekli koruduğu ancak arzunun inkar edilerek geleneğin yüceltildiği bir söylemin varlığını koruduğu görülmektedir. 1980 sonrası süreçte ise arzunun inkar edilmek yerine açıkça ifade edildiği, hasetli ve hırslı bir öznenin yükseldiği görülmektedir. Bu özneyi belirleyen en önemli özellik ise arzusunun maddi sermayeden çok, üst sınıfları tanımlayan sembolik sermayeye yönelik olduğudur. Bu gelişme orta sınıflar içinde bir kopuşu ve yeniden yapılanışı işaret etmektedir. Bütün bu dönüşümlere rağmen, kadın konusunun Tanzimat’tan beri çözülemediği ve orta sınıf erkekliğinin bunalım ve arzuları ne kadar değişiyor olsa da kadın konusunda yeni bir müzakere ve dengenin üretilemediği görülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İletişim ve Medya Çalışmaları |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Mayıs 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 Özel Sayı (2) Mayıs 2020 |