The verses stating that the Qur'an should be the word of God, its language should be Arabic, and it should be read with tertîl led the religious scholars who researched the Qur'anic recitations to the thought that the Qur'an should be chanted within the framework of certain rules. The processing of the wording of the Qur'an together with its verse also affected this and revealed the necessity of its recitation according to certain rules. These rules (recitations) have an important role in the interpretation and interpretation of the verses. This lion's share provided by the recitations shows that the connection between recitation and tafsir has an important place among the classical tafsir sources. Recitation is a branch of science that contains sound elements that can be fundamental to tajwî. Although the rules of Tajwid have been applied since the first revelation of the Qur'an; At first, there is no such concept as the science of Tajwid. The word Tajwîd was first used by Hz. It took its place in the literature of recitation when Ali said, "The tertîl here is to read the letters with tajwîd and to know the foundations". However, the rules specific to the recitation of the Qur'an were gathered under the name of Tajvîd in later times, and many works related to tajwîd were written over time. This article deals with Sheikh Ahmed Antalyavî's treatise on Tajvîd
Kur’ân-ı Kerîm’in Allah kelamı olması, dilinin Arapça olması, tertîl ile okunması gerektiğini bildiren âyetler ve Kur’ân’ın tertîl ile okunması gerektiğine dair emir, birtakım kuralların gelişmesini
beraberinde getirmiştir. Kur’ân lafzının oluşturulmak istenen manaya göre şekillenmesi ve dizilmesi de (nazmı) buna tesir etmiş ve onun, belirli kurallara göre tilâvetinin gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Âyetlerin Tefsîri ve yorumlanmasında da manaya etki eden bu kuralların/kıraatlerin mühim bir payı vardır. Kıraatlerin sağladığı bu hususiyet, klasik Tefsîr kaynakları arasında kıraat-tefsîr bağlantısının
önemli bir yere sahip olduğunu göstermektedir. Tecvîd, harflerin sıfât ve mahreçlerine uyarak Kur’ân’ın güzel okunmasıdır. Tanımdan da anlaşıldığı üzere tecvîdin konusu Kur’ân’dır. Kur’ân’ın ilk vahyinden itibaren tecvîd kuralları uygulanmakla birlikte; ilk başta tecvîd ilmi diye bir kavram yoktur. Tecvîd ilminin ilk defa terim olarak yer alması takribi hicrî üçüncü asrın sonuna, ıstılâhî manasıyla meşhur olması ve etkin bir şekilde kullanılması hicrî dördüncü asra, hatta daha kapsamlı eserlerin verilmesi hicrî beşinci asra denk gelmektedir. Sonraki yıllarda, tecvîdle ilgili eserler telif edilmeye devam edilmiştir. Bu noktadan yola çıkarak bu çalışmada Şeyh Ahmed Antalyavî’nin telif ettiği bu eser tecvîd ilmi açısından ele alınarak değerlendirmesi yapılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Din Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Mayıs 2022 |
Gönderilme Tarihi | 28 Mart 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 3 Sayı: 1 |