Konar-göçer ahalinin yerleşik hayata geçirilmesi, diğer bir
deyişle iskânı meselesi Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan
yıkılışına kadar sürekli gündeminde kalmış olan bir
meseledir. İlk planlı iskân politikaları kuruluş ve gelişme
dönemlerinde özellikle Balkanlar'da gerçekleştirilen
fetihleri desteklemek amacıyla uygulanmıştır. 1683 Viyana
yenilgisini müteakiben Devlet, güvenliği sağlamak, vergi
gelirlerini artırmak ve boş arazileri tarıma açmak için
Anadolu'daki bazı konar-göçer aşiretleri Anadolu ve
Suriye'nin kuzeyinde yerleşik hayata geçirmeye çalışmıştır.
19. yüzyılda da devam eden iskân çalışmaları Tanzimat
döneminde daha kapsamlı ve planlı bir şekilde
gerçekleştirilmiştir. Bu dönemdeki iskân çalışmalarını
prensipleri Gülhâne Hatt-ı Hümayûnu ile belirlenen genel
reform programının, vergi, asayiş ve askerlik ve merkezi
otoritenin tesisi gibi hususlarının bir parçası olarak görmek
gerekir. Diğer bir deyişle, bu dönemde Orta Anadolu ve
Güney Doğu Akdeniz'de gerçekleştirilen iskânlar genel
reform programının konar-göçer ahali üzerindeki tatbiki
olarak değerlendirilmelidir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Osmanlı Merkez Teşkilatı |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Ocak 2020 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |