Gelişmekte olan diğer ülkelerde olduğu gibi, Türkiye ekonomisinin
temelini de tarım teşkil etmektedir. Türkiye ekonomisinde tarımın
payı son yıllarda azalma göstermişse de tarım sektörü önemini
sürdürmektedir. Türkiye'nin ekonomik ve sosyal kalkınması
tarımsal gelişme ile yakından ilgilidir. Çünkü mevcut ve hızla
artan nüfusun beslenmesi sanayinin geliştirilmesi için gerekli
sermayenin ve dövizin sağlanması, hammadde ihtiyacının
karşılanması, sanayi ürünlerine istikrarlı bir pazarın yaratılması,
faal nüfusun çalışan kesiminin büyük bir bölümünün tarımda
istihdam edilmesi bu sektörün önemini arttırmaktadır.
Tarımsal gelişmenin sağlanabilmesi için, tarımsal yapının
bilinmesi ve akılcı bir politikanın izlenmesi kaçınılmazdır. Doğru
tarımsal politikaların belirlenebilmesi de – önemli ölçüde- tarımsal
yapının tarihi temellerinin bilinmesine bağlıdır.
Bu araştırmada Türkiye Cumhuriyeti'nin Osmanlı'dan devraldığı
tarımsal miras, 1923-1938 devresindeki tarımsal gelişme ve tarım
sorunları, ilgili dönemin siyasal ve ekonomik koşulları temel
alınarak, tarih metodolojisi çerçevesi içinde değerlendirilmiştir.
Çalışmamızda, Atatürk'ün tarımsal kalkınmanın
gerçekleştirilmesi için de Türkiye ve insanlık tarihine yepyeni
düşünceler getirmiş ve uygulamış bir devlet adamı olduğu
sonucuna ulaşılmıştır.
Atatürk döneminde Türkiye'de tarımsal üretimi arttırıcı bir dizi,
hukuki, mali, teknik ve örgütsel önlemler alınmıştır. Bu dönemde
Türkiye'de izlenen tarım politikası sonucunda tarımsal üretim iki
katına yükseltilmiştir. Ancak bu üretim artışı tarım alanlarının
genişletilmesi sonucunda gerçekleştirilmiş, birim alandan alınan
gelir arttırılamamıştır. Başka bir deyimle, tarımsal üretim
potansiyel üretim düzeyine çıkartılamamıştır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Türkiye Cumhuriyeti Tarihi |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 2 Ocak 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 |