In a sentence, words are in dependency relations according to various hierarchical situations, and the grammar theory that tries to analyze these hierarchical relations is called dependency grammar. In the dependency grammar, the theory that expresses the management capacity of all kinds of words in a dependency relationship is met with the term valency. This theory, which was first explained by Tesnière as verb-based, has expanded its research field by revealing that other word types such as postpositions, nouns, adjectives, which are now in the governor position in the phrase structure, also have valency structure. The markers of these dependency relations within the sentence or phrase structure differ according to the languages. In some languages, markers at the word level undertake this task, while in some languages, it can manifest itself at the level of morphemes. In Turkish, these markers are marked with morphemes due to the structure of the language. These structures, which are a reflection of syntactic valency, are examined under the name of morpho-syntactic valency. Case suffixes, which are morpho-syntactic markers in Turkish, and their contribution to meaning have been the basis of the study. In Turkish, researchers suggest different numbers of case markers, but the five case markers (nominative, accusative, locative, dative, ablative) with which they are basically agreed formed the content of the research. This case markers' contributions to the semantic valency and the semantic roles they assume within the valency frameworks are examined according to the type of case markers. The semantic valency effects of case markers were evaluated through nouns that are complement to verbs and postpositions.
Bir cümlede sözcükler çeşitli hiyerarşik durumlara göre bağımsallık ilişkisi içerisindedir ve bu hiyerarşik ilişkileri çözümlemeye çalışan dil bilgisi kuramı bağımsal dil bilgisi olarak anılır. Bağımsal dil bilgisi kuramında, bağımsallık ilişkisi içinde bulunan her tür sözcüğün yönetim kapasitesini ifade eden teori ise istem (valency) terimi ile karşılanmaktadır. İlk kez Tesnière tarafından fiil temelli olarak açıklanan bu teorinin, bugün artık öbek yapı içerisinde yönetici pozisyonunda yer alan edat, ad, sıfat gibi diğer sözcük türlerinin de istem değerlerinin olduğunun ortaya konulmasıyla, araştırma sahası genişlemiştir. Cümle ya da öbek yapı içerisinde bu bağımsallık ilişkilerinin işaretçileri dillere göre farklılıklar göstermektedir. Kimi dillerde sözcük düzeyinde işaretçiler bu görevi üstlenirken kimi dillerde de biçim birimler düzeyinde kendini gösterebilir. Türkçede bu işaretleyiciler dilin yapısı gereği biçim birimleri ile işaretlenmektedir. Söz dizimsel istemin bir yansıması olan bu yapılar biçim-söz dizimsel istem adı altında incelenmektedir. Türkçede biçim-söz dizimsel işaretleyicileri olan durum ekleri ve anlam isteme katkıları çalışmanın temeli olmuştur. Türkçede araştırmacılar farklı sayılarda durum işaretleyicileri öne sürmektedirler ancak temelde hemfikir olunan beş durum işaretleyicisi (yalın, belirtme, bulunma, yönelme, ayrılma) araştırmanın içeriğini oluşturmuştur. Bu durum işaretleyicilerin anlamsal isteme katkıları ve istem çerçeveleri içerisinde yüklendikleri anlamsal roller durum işaretçilerinin türüne göre incelenmiştir. Durum işaretçilerin anlamsal isteme etkileri fiillerin ve edatların tamlayıcıları olan adlar üzerinden değerlendirilmiştir.
bağımsal dil bilgisi istem söz dizimi biçim-söz dizim durum Dependency grammar Valency Syntax Morpho-syntaxvalency Case
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |