The İnönü period, completely separated from the cultural understanding of the Atatürk period, represents the transition from the secular-nationalist approaches before it to a secular-humanist line as of the 1940s. The humanism-oriented cultural policy of the İnönü period is quite different from the cultural policies of the Atatürk period. According to the advocates of the Innovative humanist culture, the way to reach the European level is through the translation of Greek-Latin sources; Thus, there will be no need to walk such a long way as the West, and this source will be penetrated more quickly and this way will be covered faster. Naturally, with the cultural policies created in this direction, translations were carried out with in the framework of a humanist understanding. Institutions such as Community Centers, People's Rooms and Village Institutes were activated in order to convey Western culture to the public, Greek and Latin teaching was implemented, and the targeted cultural change was brought to large masses through mass media such as the press and radio. Thus, with the cultural policies implemented during the İnönü period, in addition to the national and populist culture that existed in the Atatürk period, humanist cultural elements were added to the cultural life of the society. In the last instance, during the İnönü period; The universal-humanist understanding in the field of culture/art emerges as a covert activism of keeping the Turkish-Islamic understanding out of this structuring. The claim of universality forms the basis of not including Turkish culture, and the claim of humanism to the values peculiar to Islamic civilization in the culture/art circle.
Atatürk dönemine özgü kültür anlayışından tamamen ayrılan İnönü dönemi, kendisinden önceki laik-milliyetçi yaklaşımlardan 1940’lı yıllar itibariyle laik-hümanist bir çizgiye doğru geçişi temsil eder. İnönü döneminin hümanizm eksenli kültür politikası, Atatürk döneminin kültür politikalarından oldukça farklıdır. İnönücü hümanist kültür savunucularına göre, Avrupa düzeyine ulaşabilmenin yolu, Yunan-Latin kaynaklarının çevrilmesinden geçmektedir; böylece hem Batı gibi uzun bir yol yürünmesine gerek kalmayacak, hem de bu kaynağa daha çabuk nüfuz edilerek bu yol daha hızlı katedebilecektir. Doğal olarak, bu doğrultuda oluşturulan kültür politikalarıyla hümanist anlayış çerçevesinde tercümeler gerçekleştirilmiştir. Batı kültürünü halka ulaştırmak için Halkevleri, Halkodaları ve Köy Enstitüleri gibi kurumlar devreye sokulmuş, Yunanca ve Latince öğretimi hayata geçirilmiş, basın ve radyo gibi kitle iletişim araçlarıyla hedeflenen kültürel değişimin geniş kitlelerle buluşturulmasına çalışılmıştır. Böylelikle İnönü döneminde uygulanan kültür politikalarıyla, Atatürk döneminde var olan ulusal ve halkçı kültüre ilaveten toplumun kültürel yaşamına hümanist kültürel unsurlar da katılmıştır. Son kertede İnönü döneminde; kültür/sanat alanında evrensel-hümanist anlayış bir anlamda Türk-İslam anlayışını bu yapılanmanın dışında tutmanın örtülü bir eylemselliği olarak ortaya çıkmaktadır. Evrensellik iddiası Türk kültürünü, hümanizm iddiası da İslam medeniyetine özgü değerleri kültür/sanat dairesine dahil etmemenin zeminini oluşturmaktadır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 16 Mart 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 |