Mu’tezile mezhebi, İslam tarihinde, İslami meseleleri ele alıp tartışan ilk İslami ekollerden
biridir. Bu ekol, kendi düşünce sistemini oluştururken bir takım felsefi, ilmi ve akli ilkeleri kullanarak
Kur’an ve Sünnet’i yorumlamış ve o yorumlar neticesinde ortaya çıkan sonuçları
beş temel prensip olarak belirlemiştir. Bu prensiplerden biri de “Adalet” prensibidir. Adalet
prensibi, cebri anlayışı benimseyip, onu saltanatın koruyucusu olarak kullanan ve devletin
resmi ideolojisi haline getiren Emeviler’e, bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. İktidarın cebir
ideolojisine karşı çıkan Mu’tezile, kader antitezi ve hürriyet fikri ile kendini göstermiştir. Halkı
yönetime karşı duyarlı olmaya davet eden bu yaklaşım, iktidarı, yaptığı bütün uygulamalardan
sorumlu tutmayı öngörmekteydi. Dolayısıyla Mu’tezile’nin adalet anlayışının asıl ortaya çıkışı,
özgür iradeyi savunmasıyla paralel olmuştur. Esas itibariyle siyasi kökenli dini karakterli olan
bu anlayış, Kur’an’dan iktibaslarla kelami bir görüş haline gelmiş ve onların vazgeçilmez beş
temel ilkesinden biri olmuştur. Biz bu çalışmamızda Mu’tezile’nin adalet anlayışı ve o anlayışın
sosyo-politik nedenleri üzerinde durduk. Mu’tezile’nin “adalet prensibi” şüphesiz bir takım
sosyo-politik düşüncelerin tesirinde kalmıştır. Bu prensibin ortaya çıkmasını sağlayan nedenler
çalışmamızın konusunu oluşturmuştur.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Kasım 2013 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2013 Sayı: 57 |