Bu çalışmada Yükseköğretimin ve Psikolojik Danışman eğitiminin Sürdürülebilir Eğitimdeki
rolünün ne olabileceği, neler yapabileceği, katkılarının günümüze kadar yapılmış
raporlardan ve kaynaklardan elde edilen bilgiler ışığında tartışılmasını amaçlanmıştır.
‘Sürdürülebilirlik’ denildiği zaman, ekosistem üzerindeki biyofiziksel baskıyı her türlü ortamda
en aza indirgemek anlaşılmaktadır. Günümüzde ‘sürdürülebilirlik’ kavramı ‘çevre’
ile ilgili meselelerin çok ötesine geçmiş, sosyal ve ekonomik koşulları da içerir hale
gelmiştir. ‘Sosyal sürdürülebilirlik’ yaşam-biçimleri, toplumsal hareketler, sosyal ağlar,
yönetim, karar-alma ve okullaşma gibi konuları içerirken; ‘ekonomik sürdürülebilirlik’
ise büyüme ve kalkınma ile ilgili tartışmaları içermektedir. Yirmi birinci yüzyılda dünyada
ve Türkiye’de yaşanan pek çok değişim psikolojik danışmanlara duyulan gereksinimi
artırmıştır. Özellikle küreselleşme, Türkiye’nin sahip olduğu genç nüfus ve buna paralel
olarak eğitim sektörünün giderek büyümesi, ekonomideki değişimler, bundan etkilenerek
Türk ailesinin değişimi, kültürel çeşitliliğin artması, bilim ve teknoloji yaşam biçimlerinde
değişikliklere neden olmuştur. Birey ve grupların sosyal ve psikolojik yaşamlarının bunlardan
etkilenmesi ve değişime uyum çabaları PDR hizmetlerine duyulan gereksinimin
önemli sebeplerindendir. Bu ihtiyaç nedeniyle PDR hizmetlerinin daha farklı alanlarda,
daha çok kişiye yönelik olarak, özel durumlara özgü teknik ve yöntemlerin kullanılarak
sunulması gerekecektir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2015 Sayı: 63 |