İnanma ihtiyacı, şüphesiz insanın en doğal özelliklerinden biridir. İman olgusu dinin merkezinde yer alan bir kavram olması sebebiyle hemen hemen her dönemde insanların yaşam biçime, düşünce ve davranışlarına yön vermiştir. İmanın varlığı veya yokluğu bütün bir hayatı etkiler. İman, insanın iç dünyasını imar eden en önemli sebeplerinden biri olduğundan dolayı, bedendeki ruh gibidir. Bedende bulunan ruh ne kadar gerekli ve önemli ise, kalp için iman o kadar önemlidir. Nitekim kalbi süsleyen, onu et parçası olmaktan çıkaran imandır. İman ile süslenmemiş bir kalp et parçası olmaktan öteye gidememektedir. İnsanın birinci vazifesi iman bilincine sahip olmak ve bu imanın gerektirdiği şekilde yaşamaktır. Gazzâlî’ye göre amel, bir eylem olduğundan teorik bilginin pratik bilgiye aktarılması sonucu ortaya çıkan bir yaşam tarzıdır. İman esas olandır fakat tek başına yeterli değildir. İman ve amel birbirini tamamlayan iki önemli unsurdur. İman beden ise amel o bedende ruh misalidir. Nasıl ki biri diğeri olmadan bir kıymet ve anlamı yoksa amelsiz imanda ruhsuz bir ceset gibidir. Çalışmada Gazzâlî açısından iman kavramına ve iman çeşitlerine, Gazzâlî’de amel kavramına, amelin niyet ve ihlas açısından nasıl anlaşılması gerektiğine değinerek iman-amel ilişkisinin söylem ve eylem arasında kurmuş olduğu ilişki bağlamında Gazzâlî’nin görüşlerine yer verilmiştir. Bu bağlamda imanın insanda oluşumu, imana bağlı bir eylem olarak ortaya çıkan amelin insan da nasıl şekillendiği gibi iman-amel ilişkisini ilgilendiren hususlar, Gazzâlî’nin düşünceleri ekseninde değerlendirilmiştir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mart 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 85 |