Dünya genelinde toplam doğurganlık hızı her geçen gün azalmaya devam etmektedir. Toplam doğurganlık hızının azalmasında sosyal, ekonomik, kültürel açıdan yaşanan değişimler belirleyici etken olabilmektedir. Bu bağlamda eğitimli nüfusun artması, kadın istihdam oranlarının artması, kentleşme, hiç evlenmeyenlerin oranındaki artışlar, ortalama ilk evlilik yaşının yükselmesi, kontraseptif kullanımı, kürtaj uygulamaları, çocuğun artan maliyeti gibi birçok gelişme doğrudan ya da dolaylı olarak toplam doğurganlık hızının düşmesinde etkili olmuştur. Bu çerçevede Türkiye’de de “demografik geçiş süreci” hızlı bir şekilde yaşanmış ve son elli yılda doğurganlık hızlı bir şekilde düşmeye başlamıştır. Doğurganlık hızının düşmesi ise demografik ve sosyo-ekonomik açıdan birçok sonucu beraberinde getirmiştir. Bu araştırmanın amacı Türkiye’de toplam doğurganlık hızında yaşanan değişimin nedenlerini ve sonuçlarını tartışmak ve azalan doğurganlık neticesinde ortaya çıkabilecek muhtemel riskleri ve fırsatları değerlendirmektir. Çalışmada ilgili literatür taranmıştır. Bu kapsamda, ilk olarak doğurganlığın dünyadaki genel görünümü değerlendirilmektedir. Daha sonra Türkiye’nin doğurganlıktaki değişim süreci açıklanmaktadır. Nihayetinde Türkiye açısından riskler ve fırsatlar analiz edilmektedir. Sonuç olarak yaşanan kültürel ve demografik dönüşüme rağmen geliştirilen politikalarla ve teknolojik imkânlarla doğurganlığın negatif etkilerinin hafifletilebileceği öngörülmektedir.
Yok
Yok
nges can be the decisive factor in the change of total fertility rate. In this context, many developments such as the increase in the educated population, the increase in female employment rates, urbanization, the increase in the rate of people who have never been married, the increase in the average age at first marriage, the use of contraceptives, abortion practices, and the increasing cost of children are directly or indirectly effective in the decrease in the total fertility rate. Within this framework, the “demographic transition process” has been experienced rapidly in Türkiye and fertility has started to decline rapidly in the last fifty years. The decrease in the fertility rate brings many consequences in terms of demographic and socio-economic. The aim of this research is to discuss the causes and consequences of the change in the total fertility rate in Türkiye and to evaluate the possible risks and opportunities that may arise as a result of declining fertility. In the study, the relevant literature was reviewed. In this context, the general view of fertility in the world is evaluated first. Then, Türkiye's fertility change process is explained. As a result, despite the cultural and demographic transformation, it is foreseen that the negative effects of fertility can be mitigated with the policies and technological opportunities.
Yok
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Proje Numarası | Yok |
Yayımlanma Tarihi | 28 Eylül 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 22 Sayı: 56 |