II. Dünya Savaşından günümüze, ulusal ve küresel egemenlik üzerinde Sivil Toplum
Kuruluşları ve Küresel Şirketlerin artan baskısı ile karşı karşıyayız. Bu
kurumlar dünya egemenliğine gidilen yolda önemli yapı taşlarından olmuştur. Söz
konusu kurumlar aracılığıyla herhangi bir devlet kolayca baskı altına
alınabilmekte ve küresel amaçlar kamufle edilebilmektedir. Siyasi gücün
başarılı olmadığı noktada devreye STK ve küresel şirketler sokulmaktadır.
Sadece değişim olarak değil aynı zamanda olası bir değişime zemin hazırlanması sürecinde
bu kurumlar devreye girmektedirler.
Özellikle ABD ve AB uzun zamandır ulusal amaçlarını gerçekleştirmede
küresel şirket ve STK’ları yoğun olarak kullanmakta ve bu kurumlar aracılığıyla
dünyanın her yerinde karşımıza çıkmaktadır. STK’lar Batılı değerlerini diğer
ülkelere taşıma görevini üstlenirken, şirketlerde Batılı ülkelerin yeni sömürgeci
temsilcileri olmuştur. Son yıllarda ABD-Çin arasında yaşanan ticaret
savaşlarında, ABD’nin siyasi baskı araçlarının yanı sıra küresel ölçekte
faaliyetlerde bulunan Amerikan şirketlerini de bu savaşın içine sürüklemeye
çalışması şirketlerin önemini göstermesi açısından somut bir örnektir.
Çin, son yıllarda hem Konfüçyüs Enstitülerini daha etkili kullanmaya
başlayarak ve hem de güçlenen ekonomisinin bir sonucu olarak sahip olduğu şirketler
aracılığıyla küresel rekabette yer almakta, gerektiğinde yabancı şirketlerle ortaklıklar
kurarak veya satın almalar yaparak eksikliğini gidermeye çalışmaktadır. Çünkü siyasi
alana taşınamayan ekonomik başarıların küresel yarışta ciddi bir katkısı
olmayacaktır. Bu nedenle Çin, ekonomik başarılarını daha değerli kılabilmek
için yumuşak gücünü kurumlarla artırmaya çalışmaktadır. 2000’li yıllarla
birlikte ekonomik olarak ABD’nin karşısına çıkan Çin’in zayıf olduğu siyaset
alanında girişimlerini arttırarak şimdilik yumuşak bir şekilde yürüttüğü mevcut
rekabeti daha radikal bir şekle dönüştürmesi muhtemeldir.
From World War II to the present, we are facing increasing pressure from
NGOs and global corporations over national and global sovereignty. These
institutions have been one of the important building blocks on the road to
world domination. Through these institutions, any state can easily be
suppressed and global objectives can be camouflaged. Where political power is
not successful, NGOs and global companies are introduced. These institutions
come into play not only as change but also in the process of preparing the
ground for a possible change.
Especially, the US and the EU have been using global companies and NGOs
extensively to achieve their national goals for a long time, and through these
institutions, we have seen them all over the world. While NGOs undertook the
task of transporting Western values to other countries, companies became new
colonial representatives of Western countries. In recent years, the U.S.-China
trade wars, the U.S. attempts to drag American companies engaged in global
activities, as well as the means of political repression, into this war is a
concrete example of the importance of companies.
In recent years, China has started to use the Confucius Institutes more
effectively and as a result of its strengthened economy, it has taken part in
the global competition, trying to eliminate its deficiencies by establishing
partnerships or acquisitions with foreign companies when necessary. Because
economic achievements that cannot be carried to the political field will not
make a significant contribution to the global race. For this reason, China is
trying to increase its soft power with institutions in order to make its
economic success more valuable. China, which faced the United States
economically through the 2000s, is likely to increase its initiatives in the
field of politics, turning the current competition, which it has been running
softly for now, into a more radical shape.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Siyaset Bilimi |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Mayıs 2020 |
Gönderilme Tarihi | 12 Kasım 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2020 |
STRATEGIC PUBLIC MANAGEMENT JOURNAL © 2015 is licensed under Creative Commons Attribution 4.0 International