The borders that define Istanbul and other “yöresel yazmalar” in Turkish yazmacılık’s art undoubtedly draw features such as patterning technique, color and composition. Products created by the joint efforts of the hands of each stage; They have added and continue to add artistic value to our daily lives in every field, from handkerchiefs to curtains, from turbans to prayer rugs, especially with their fine cotton fabric. The recording of the works that we carefully keep today, and especially those who work on the works reserved as “Istanbul Yazmacılığı”, for whatever reason, serves as an important bridge for an art that has been attributed to the public again with masters from among the people, carrying the knowledge of its time to the present. From this point of view, it is aimed to benefit from official documents and information by investigating the situation in written documents of the period in which the art of yazmacılık, which is our intangible cultural asset, was referred to as Istanbul yazmacılığı. In a line from the Ottoman period, 19th century archive documents, it is seen that these masters were named as yazmacılar with a name that constitutes the main determinant of the art of handwriting and emphasizes its technical side. As a branch of “Basmacılar” located in the Ayazma Palace square in Üsküdar, “ahşap baskıcılar” make demands based on producing especially yemeni and establishing a union of craftsmen in this field with “kırmız ile masnûʻ-ı hâs nakş-ı mücessem ve elvan-ı mücesssem ve kalem-kârî”. In the case where “ahşap baskıcılar” (printmakers) except for the “basmacılar”, Fazlı Pasha Palace and Langa Yeni Kapı were present and their opinions were asked; It is ruled that the tradesmen organization is not allowed to establish a separate branch of art contrary to the ancient rules. However, it is also decided to make the kırmız ile masnu-ı has nakş-ı mücessem, elvan-ı mücesssem and kalem-karî yemenis special only to the oppressors in Ayazma. In this study, II. Based on this edict, which has the signature and calligraphy of Mahmud, first of all, it was tried to give information about the content of the edict. In addition, again considering the content of this document, III. In the palace square assigned by Ahmet, there is information about the change in the “Basmahane” that was included in the newly built Ayazma Mosque foundations and the functioning of its residents. In another title emphasizing the content of the edict, the information about the printing techniques used by “Üsküdar basmacıları” and other “Istanbul basmacıları” were discussed by comparing with the existing information and documents. In addition, the printing tools referred to in the document and called as breach are also mentioned. Thus, it will be tried to obtain some data about the anonymous masters, workshop activities, work places, work patterns, ahşap baskı techniques and the names of these techniques and the tools they use, based on the written sources referenced about a period of Istanbul yazmacılığı when we could not access all of the works.
Hatt-ı Hümayûn Wood Printers Art of Yazmacılık Ayazma Basmahanesi 19th century
Türk yazmacılık sanatında İstanbul ve diğer yöresel yazmaları tanımlayan sınırları şüphesiz başta desenleme tekniği olmak üzere, renk ve kompozisyon gibi özellikler çizmektedir. Her bir aşamaya emek veren ellerin ortak çabasıyla ortaya çıkan ürünler; başta incecik pamuklu kumaşıyla yemeniler olmak üzere, mendilden perdeye, sarıktan seccadeye her alanda günlük hayatımıza sanat değeri katmışlar ve katmaya devam etmektedirler. Bugün itinayla sakladığımız ve özellikle İstanbul yazmaları olarak ayrılan eserlere emek verenlerin kayıt altına alınması, halkın içinden ustalarla yine halka mal edilen bir sanat için zamanının bilgisini günümüze taşıyan önemli bir köprü vazifesi görmektedir. Bu noktadan hareketle, somut olmayan kültürel varlığımız olan yazmacılık sanatının uzun tarihinde İstanbul yazmacılığı olarak anıldığı dönemin yazılı belgelerdeki durumu araştırılarak, resmî belge ve bilgilerden istifade etmek hedeflenmiştir. Yazmacılık sanatının saray yaşamında yer alacak kadar güzel eserleri veren ve adları bilinmeyen ustaların seri üretime başlanmadan hemen önce 19. yüzyıldaki durumlarıyla ilgili bir belge, içeriği itibariyle bu çalışmaya konu olmuştur. Bizzat II. Mahmud’un tuğrası ve hatt-ı hümayunu bulunan fermandan hareketle, Ayazma’da III. Ahmet tarafından temlik edilen saray meydanında, yeni yapılan Ayazma Camii evkafına dâhil edilen basmahanenin yıllar içindeki değişimi ve sakinlerinin işleyişi hakkında bilgiler yer almaktadır. Diğer bir başlıkta da Üsküdar basmacıları ile diğer İstanbul basmacılarının kullandığı baskı teknikleri ile ilgili bilgiler, mevcut bilgi ve belgelerle karşılaştırılmak suretiyle ele alınmıştır. Ayrıca yine belgede işaret edilen ve gedik olarak adlandırılan baskı aletlerine de değinilmiştir. Böylece İstanbul yazmacılığının eserlerin tamamına ulaşamadığımız bir dönemi hakkında başvurulan yazılı kaynaklardan hareketle, isimsiz ustaları, atölye faaliyetleri, çalışma yerleri, çalışma düzenleri, yazma baskı teknikleri ve bu tekniklerin isimleri ile kullandıkları araç gereçler hakkında bazı veriler elde edilmeye çalışılmıştır.
Hatt-ı Hümayûn Ahşap Baskıcılar Yazmacılık Sanatı Ayazma Basmahanesi 19. yüzyıl
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kültürel çalışmalar |
Bölüm | ARAŞTIRMA |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 9 Temmuz 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 |