Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra Orta Asya bölgesel ve küresel güçler arasında bir çeşit üstünlük sağlama alanına dönüşmüştür. Orta Asya üzrinde etkili ve baskın olma mücadelesinin nedenleri çeşitlilik arz etmekteydi. Farklı evletlerin farklı dürtüleri vardı. Ekonomik, siyasi, stratejk ve enerji eksenli dürtüler iç içe geçmişti. Bu bağlamda, İran Orta Asya’da özgürlüğünü henüz kazanmış, yeni kurulan ülkeler ile endisinin baskın ve aktif olduğu çok çeşitli ilişkiler geliştirmeye çalışmıştır. 1990 ve 2000 yılları arasındaki dönem, bu yönden, ilgili ilişkilerin başltılması ve devamı açısından kritik bir öneme sahiptir. Iran’ın bu bölge ile ilgili heyecanları Türk politikaları tarafından bir meydan okuma ile karşılaşmıştır. Orta Asya, dışarıdaki farklı aktörler tarafından desteklenen bölgesel iki güç olan Türkiye ve İran arasında bir çeşit satranç tahtası halini almıştır. Bu bölgede günümüzde uygun politikalar üretip uygulayabilmek için inceleme altına alınan ilgili zaman dilimini anlamak ve teşhis etmek hayati bir öneme sahiptir
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Nisan 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2009 Cilt: 2009 Sayı: 19 |
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi