Ekonominin ziraat-hayvancılığa dayandığı, ideolojinin de din olduğu Ortaçağ’da devletlerarasında medeniyet, kültür ve teknoloji açısından belirgin farklar yoktu. Bu ortamda bazı özellikleri bakımından Osmanlı Devleti, eşitler arasında birinci ve üstün durumdaydı. Bu özellikler: 1-Ulû’l-emre itaat anlayışı, 2-İnanıyorum o halde varım zihniyeti, 3-Devletin temeli adalettir anlayışı, 4-Toprak Sistemi, 5-Kapıkulu Sistemi, 6Millet Sistemi idi. Bunlara dayanarak üç kıtada büyük bir imparatorluk kurmuştur. XVII. Yüzyıldan itibaren yukarıda belirtilen anlayış, zihniyet ve sistemler bozulmaya başlamıştır. Aynı yüzyılda Avrupa, Ortaçağ’dan modern çağını yaratırken, Omsalı ise tam aksine klasik çağından Ortaçağ şartlarına sürüklenmiştir. Osmanlı Devleti bunun farkına varmışsa da kendi mazisiyle Avrupa arasında sıkışıp kalmış, ne mazisine dönebilmiş ne Avrupa’ya benzeyebilmiş ne de yeni bir çözüm yolu veya alternatif bulabilmiştir. Dolayısıyla yıkılmaktan kendini kurtaramamıştır
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2007 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 Cilt: 2007 Sayı: 16 |
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi