Etik, her meslek için hizmet
sınırlarını çizen kurallar bütünüdür. Klinik psikologlar gibi zedelenebilir
hasta grubuyla çalışan mesleklerde etik sınırlar, ayrı bir öneme sahiptir. Etik
sınırların ihlali, hasta ve terapist arasında var olması gereken mesleki
sınırların korunamaması durumunda ortaya çıkar. Bu durum, hastaya, terapiste ve
terapötik sürece zarar verir. Klinik psikoloji alanında terapist-hasta
ilişkisini düzenleyen etik kodlarda, terapist ve hasta arasındaki cinsel ilişki
etik dışı eylem olarak belirlenmiştir. Her ne kadar bu ihlallerde yer almış
terapistler, hasta yararına yaptıklarını iddia etseler de, bu süreç taraflara
ciddi zararlar verebilmektedir. Aktarım ve karşı aktarım süreçleri, hastanın
anlaşılması bakımından terapi sürecine ciddi katkılar sağlayabileceği gibi, cinsel
içerikli etik ihlallerde de önemli rol oynamaktadır. Erkek terapistler
tarafından gerçekleştirilen cinsel kötüye kullanım oranları, kadınlarınkinden
fazladır. Hastalarıyla cinsel ilişkiye giren terapistlerin yüksek oranda
kişisel meselelerini çözüme kavuşturamamış oldukları saptanmıştır.
Terapistleriyle cinsel ilişkiye giren kadınların ise geçmişlerinde yüksek
oranda cinsel istismar yaşadıkları bildirilmiştir. Bu gibi etik ihlallerin
ortaya çıkmaması ya da çıkma sıklığının azaltılması büyük miktarda, verilen
eğitimlerde etik duyarlılık sağlanmasına ve terapistlerin danışmanlık ve
süpervizyon alıp kişisel terapilere gitmelerine bağlıdır.
Bölüm | Makaleler |
---|---|
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2018 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2018 Sayı: 44 |
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi