Oyun yazarlığı tarihinde en göze çarpan ve sivri dilli yazarlardan biri olarak tanınan Edward Bond seyircilerini bir hayal dünyasına davet ettiği oyunlarında toplumdaki sosyo-politik meselelere karşı ciddi bir duruş sergiler. Değişmez ‘insan doğuştan kötü ve şiddet yanlısıdır’ düşüncesine karşı olduğu için eserlerinde ‘insan’ kavramına karşı yaklaşımı diğer birçok oyun yazarlarının düşüncesiyle kıyaslandığında farklıdır. Şiddet eylemi oyunlarında sürekli baskın olsa da birbirine şiddet uygulayan karakterlerini hem adaletsiz toplumun ideolojik kuruluşlarının kurbanı hem de kurban eden olarak resmeder. Ayrıca yazar şu ana kadar detaylı bir şekilde incelenmemiş Olly’s Prison (1993) gibi şok edici oyunlarında kendisiyle ve bir başkasıyla sürekli çatışma içerisinde olan insanın esaretini açık bir şekilde ifade eder. Bu çalışma insanlıktan çıkarılmış bireyin esaretini ve daimi acısını gözler önüne seren Olly’s Prison oyununu Bond’un esaret, insanilik, adaletsizlik ve şiddet üzerine düşüncelerine göre karakterlerin incelemesi üzerinden tartışmaktadır. Çalışmanın bulguları sonuç kısmında verilmiştir.
Reputed as one of the most notable and sharp-tongued playwrights in the history of playwriting, Edward Bond maintains a critical stance against socio-political issues pervading through the society in his drama in which he invites his audience to a world of ‘imagination’. His approach towards the concept of ‘human being’ in his works is rather different when compared to the ones of many other playwrights for it opposes against the settled thought which propounds ‘man is innately evil and violent’. Even though the act of violence consistently dominates his plays, he depicts his characters perpetrating violence to one another as both victimizer and victimized by the ideological structures of unjust society. Likewise, the playwright saliently expresses the enslavement of human being which is in a constant conflict with both himself/herself and the other one in his shocking plays such as Olly’s Prison (1993) which has not been studied in detail so far. This recent paper discusses Olly’s Prison, which reveals the enslavement and permanent agony of dehumanized man, through the examination of characters with regard to Bond’s distinctive ideas on enslavement, humanness, injustice and violence as well. The evaluations are presented in the conclusion part of the study.
Birincil Dil | İngilizce |
---|---|
Bölüm | Filoloji |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Ağustos 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Sayı: 53 |
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi