Eski Önasya halkları, iktidarlarının meşruiyetinin tanrılar tarafından verildiğini iddia eden liderler tarafından yönetilmişlerdir. Liderler siyasi, dini ve askeri alanlarda en yüksek otoritelerin tanrılar ve tanrıçalar olduğunu ve kendilerinin insanlarla tanrılar arasında bir aracı pozisyonunda olarak tanrıların ilahi iradesini yeryüzünde pratikleştirdiklerini iddia etmişlerdir. Bu kapsamda tanrılar her şeyin sahibi, koruyucusu ve yeryüzündeki disiplinin sağlayıcısı olarak her şeye müdahale eden etkin birer aktörlerdir. Erkek veya dişil tanrıların her birisinin kendi sorumluluk alanları vardır. Tanrılara vekalet eden liderler ve onlara bağlı etkili kişiler, hedefledikleri amaçlara ulaşmak için insanları propaganda mesajları ile ikna edip yönlendirmek istemişlerdir.
Yöneticilerin amaçlarına hizmet eden propaganda mesajları profesyoneller tarafından oluşturulmuştur. Mesajlar genellikle basit, herkese uygulanabilir ve etkili nitelikte argümanlar olarak hedef kitlelere ulaştırılmıştır. Bu argümanlardan birisi de, sürünün sahibi, koruyucusu ve geliştiricisi olan “çoban” unvanıdır. Çoban unvanı binlerce yıl boyunca krallar ve peygamberler tarafından propaganda amacıyla kullanılmış, onların taraftarları da sürüye benzetilmişlerdir. Toplumların belirli hedeflere kanalize edilmesi ve disiplin altına alınması için, insanlar bu düşünceyi benimsemeleri için ikna edildiler. Böylece iktidar sahipleri “çoban kral” veya “çoban peygamber” gibi kolay anlaşılabilir mesajlardan oluşan etkili ikna yöntemleri ile halkların denetimini ve yönetimini kolaylaştırmışlardır. Bu inanç ve pratikler antik toplumlarda yaygın olarak yer bulmuş ve binlerce yıllık bir gelenek olarak devam etmiştir. Sumer, Babil, Asur, Urartu, Hitit, Yahudi, Hristiyan ve İslam toplumlarında bu konuda yakın benzerlikler görülmektedir.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Tarih |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Ocak 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Sayı: 57 |
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi