ABD'nin Arap Baharı karşısında sergilediği 'çekingen' tutum uluslararası platformlarda tartışma konusu olmaktadır. Özellikle İkinci Dünya Savaşı'ından bu yana dünyadaki her gelişme karşısında aktif bir rol üslenen ABD, Arap Baharı karşısında izlediği aşırı ihtiyatlı tutum, kimi akademik çevrelerce ''ABD'nin hegemonik gücünden ciddi aşınmalar olduğu'' şeklinde değerlendirilirken, kimi akademik çevreler de ABD'nin düşük profilli bu tutumunu, Obama'nın dış politikada, ''insani zorunluluklar dışında mümkün olduğunca askeri seçeneği öteleyen, zorunlu hallerde ise BM gibi çok uluslu örgütlerin meşrulaştırıcı onayını gerekli gören yaklaşımına'' bağlamaktadır. Bu bağlamda bu çalışmanın amacı ABD'nin, Arap Baharı karşısında sergilediği düşük profilli politikasının nedenlerini irdelemektir. Bunun için öncelikle isyanların meydana geldiği bölge olması sebebiyle Ortadoğu'nun ABD için ne anlam ifade ettiği üzerinde durulacak. Sonra temel olarak ABD'nin dış politika ekolleri kapsamında Obama doktrini ve Arap baharına yaklaşımı Mısır, Libya ve Suriye bağlamında incelenecek. Bu üç ülkenin incelenmesinin sebebi bir yandan hem bahsi geçen ülkelerin farklı potansiyellere sahip olması hem de içinde barındırdığı farklı dengeler, Arap Baharı'na prototip örnekler teşkil ettiğinin düşünülmesi, diğer yandan ABD'nin Arap Baharı'na yaklaşımını da özetlediğine inanılmasıdır.
The 'timid' approach the U.S. displayed in the face of the Arab Spring still continues to be a matter of debate at international platforms. The extremely cautious approach of the U.S.,which played an active role in all worldwide developments since the Second World War in particular, was evaluated by some academic circles as "critical erosion in the hegemonic power of the U.S." . This low-profiled approach of the U.S. was on the other hand attributed by some other academic circles to Obama's foreign policy "approach that defers as much as possible a military choice in cases apart from humanitarian obligations, and considers necessary in compulsory cases a justificative approval of multinational organizations such as the UN". In this regard, the aim of this study is to address the causes of the low-profiled approach the U.S. displayed in the face of the Arab Spring. The study will therefore focus in the first place on the meaning of the Middle East for the U.S. in terms of being the region where civil revolts have taken place. It will continue with a detailed analysis of the Obama doctrine as part of the U.S. foreign policy trend, and its approach towards the Arab Spring within the context of Egypt, Libya and Syria. The reason for the particular review of these three countries is the various potential they have, the idea that they set prototype examples to the Arab Spring due to the various balances they bear, and that they summarize the U.S. approach towards the Arab Spring.
Middle East Arab Spring U.S. Obama Doctrine Egypt Libya Syria
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 19 Ocak 2015 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2014 Sayı: 33 |
Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi