Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşundan itibaren öteki olarak da adlandırılan etnik ve dini kimliklerin özellikle 2000 sonrasında Türk sinemasının konuları arasına girmeye ve tartışılmaya başladıklarını söylemek mümkündür. Özellikle 1990 sonrasında değişen tarihsel, toplumsal ve politik koşulların etkisiyle kimlik meselesi tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tartışmaları beraberinde getirmiş ve çok kültürlü bir toplumsal yapının önemi farklı etnik ve dini kimliklerin bir arada olmasının önemini ortaya koymuştur. Bu durum, bilhassa sinema alanında yeni sinemacı kuşağın ortaya çıktığı 2000 sonrası güçlü bir biçimde beyaz perdeye yansımaya başlamıştır. Orta Asya’dan Balkanlara kadar çok geniş coğrafyada varlığını sürdüren ancak yoğun bir biçimde Anadolu topraklarında yaşayan Alevi Bektaşiler de Türk sinemasında 2000 sonrasında yer bulmaya başlamışlardır. Yeşilçam döneminde genellikle örtük bir biçimde Türk sinemasında temsil edilen Alevi Bektaşiler ya da Alevilik Bektaşilik 2000 sonrasında ana ya da yan tema olarak Türk sinemasında görülmeye başlanmıştır. Çalışmada 2011 yılında yönetmen Ersan Arsever tarafından Ahmet Ümit’in aynı adlı romanından uyarlanan “Bir Ses Böler Geceyi” filmi özelinde Aleviliğin geleneksel formunun beyaz perdede ele alınma biçimi eleştirel söylem analizi yöntemiyle ele alınacaktır.
Türk sineması Alevilik Geleneksel Alevilik Eleştirel Söylem Analizi
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Ekran ve Medya Kültürü |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Erken Görünüm Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Yayımlanma Tarihi | 30 Haziran 2024 |
Gönderilme Tarihi | 4 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 4 Haziran 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 2 |