Bizler yaklaşık yarım asırdır, Ekoloji ve eksik ekolojik yaklaşımı, doğanın korunamamasının ne gibi sorunlarla insanoğlunu karşı karşıya getireceğini, çeşitli vesilelerle anlatıyor; yazıyor ve tartışıyoruz. Örneğin hammadde ve yenilenemeyen kaynaklardaki azalmanın yol açacağı sorunların olmaması ve çözüm stratejilerinin neler olabileceğine yanıt aramaya çalışıyoruz. Doğanın ve doğal varlıklarımızın tükenmesinin bir numaralı sorumlusu kendisidir. İnsanın doymak bilmez egosunu tatmin için neler yapması ve neler yapmaması gerektiğine kafa yoruyoruz. Örneğin yoğun ve kontrolsüz kullanılan pestisitlerin nasıl ekolojik sistemleri yaşanamaz hale getirdiğini; atık gazlardan kaynaklanan hava ve su kirliliğinin önüne geçilmesi için neler yapılması gerektiği üzerinde duruyoruz. Tüm ekolojik sorunların kaynağında insanoğlunun yattığını artık duymayan kalmadı. Birçok çevre odaklı sorunun, ekolojik düşünce ve davranışın küresel anlamda yaygınlaşmamasından kaynaklandığını, dünyanın çevre savaşlarına doğru yol aldığını bilmeyen kalmadı. Oysa bu savaşların galibi olmayacağını ve sonunda top yekun yedinci küresel yok oluşa doğru hızla ilerlendiğini görmemek için, iklim değişikliği, küresel ısınma, atık üretimi, biyolojik kaynakların tükenişi, su sorunu, toprak erozyonu, ormansızlaştırma, orman yangınları, çöp yığınları, doğal alanlara atılan boş pestisit kutuları ve nüfus yoğunluğu en temel sorunlar olarak karşımızda duruyor. Bunların çözümü için atılan Stockholm, Rio, Johannesburg, Kyoto, Paris ve en son Glasgow gibi küresel çözüm odaklı çevre korumaya yönelik antlaşma, doruk ve sözleşmelerin çoğuna taraf olan ülkemiz, şimdi de Avrupa’nın Bir Numaralı Çöplüğü olma yolunda adım adım ilerliyor.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Eylül 2022 |
Gönderilme Tarihi | 6 Temmuz 2022 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2022 Cilt: 1 Sayı: 192 |