Oyun metinlerinde üçgenlerin işlevi ilgimi çekiyor. Gerçi oyun metinleri
karakterlerin ve nesnelerin sahne üzerindeki konumlanışlarındaki
üçgenlerin görülmesini sağlamaktadır ama ben burada bütünüyle
karakterlerin ve nesnelerin sahne üzerinde ve sahnedışında kurdukları
ilişkileri temsil eden üçgen potansiyeli üzerinde duracağım.
Şu tür sorular üzerinde düşünüyorum: Üçgen izleyicinin öyküyü anlamasına
yardımcı olmak niyetiyle kullanılan yapısal bir araç mıdır yoksa izleyiciyi
daha yüksek bir kültürel farkındalık düzeyine çıkaracak epistemolojik bir
araç mıdır?
Oyun metinlerinde pek çok aşk üçgeni var. Ama burada biz Ibsen
ve Beckett’den konuşuyoruz. Ek olarak ve üçgenler odağıyla ilişkisi
nedeniyle bir üçüncü yazarı da ekliyorum; “Batı Amerika’nın büyük şairi”
Sam Shepard. Ibsen, Beckett ve Shepard aşk üçgenleri içeren oyunlar
yazmışlardır. Bu tür üçgenleri Ibsen’in Hortlaklar’ında (1881), Hedda
Gabler’inde(1890), ve Denizden Gelen Kadın’da (1891), ve Beckett’in
Oyun’unda (1963), ve Shepard’ın Aşk Delisi’nde (1983) görmek mümkün.
Zamanın elverdiği ölçüde bu oyunlardaki aşk üçgenleri üzerinde dururken
üçgenlerin oyun metinlerindeki işlevini matematik ile kültür, geometri ile
duygu arasında köprü olma özellikleriyle açımlamaya çalışacağım.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Mart 2007 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2007 |