Türk tiyatrosu üzerine yapılan araştırmalar ve üretilen düşün- celer gösterdi ki, gelişmiş Batı tiyatrosunun güçlü etkisine karşı bizde var olanı öne çıkarma çabası içinde çoğu kez dikkatimizi Meddah, Ortaoyunu, Gölge Oyunu, Kukla oyunu, Köy Seyirlik Oyunları gibi halk tiyatrosu kaynaklarına yöneltmişiz. Bu yö- neliş başlangıçta bu kaynakları, çağdaş tiyatromuzun gelişi- mine katkıda bulunamayacağı savıyla reddetme, ya da bu kaynaklardan yararlanma yollarını arama biçiminde olmuş. Bu günkü konuşmalarda öne sürülen görüşlerse, bu kaynakla- rın hangi özelliklerinin bugün de yaşatılmaya değer olduğunun saptanması konusunda uzlaşmış durumda. Bir yandan gele- neksel halk tiyatrosunun kesintiye uğramış, gelişime ayak uy- duramamış, dolayısıyla yaratıcı gücünü yitirmiş olmasına dik- kat çekilirken, bir yandan da bu oyunlarda barınan ve bugün de geçerli olan insani değerlere değinildi. Bu oyunların seyirciyle olan sıcak iletişimine dikkat çekildi. Ortaoyunu ve Karagözün etnik ve dinsel farklılık gözetmeyen eşitlikçi tavrının, tiyatroda kültürler arasında bağ kurma yolunda yararlı bir kaynak değer olduğu hatırlatıldı.. Meddah geleneğinden kültürler arası hika- yeciliğe uzanan çizgi üzerinde duruldu. Meşrutiyet döneminde yazılmış, nev icat, eğitici Karagöz oyunları konusunda yeni bilgiler sunuldu. Ortaoyununda, özellikle oyunun giriş bölümün- de ifadesini bulan Osmanlı idaresinin otoriter yapısı karşısında oyuncunun kendini aşağılayıcı tavrına işaret edildiğini, oysa Karagöz’ün kaba fakat dirençli tavının halkın dik duruşunu ifa- de ettiğine de dikkat çekildiğini gördük
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2009 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2010 Cilt: 30 Sayı: 30 |